Bir çığlık atarak uyandığımda karşımda Erik vardı.
Dizlerine yatmış, sonra da uyuyakalmıştım.
"Neyse ki rüyaymış." dedim gözlerimi Erik'e dikerek. Sonra da derin bir nefes aldım.
Fakat sevincim uzun sürmemişti. Erik bileğimi gözüme sokma amacı varmış gibi göz hizama getirince dövmenin hala orada olduğunu gördüm ve ağlama isteğiyle doldum.
"Üzgünüm, dost acı söyler." dedi başını iki yana sallayarak acırcasına bana bakarken.
"Hiçbir şey rüya değildi."
Korkuyla ona baktım.
"Sence şimdi ne olacak?"
"Bilmiyorum, ruhunu teslim ettiğini sanmıyorum ama sonuçta onların ritüellerine katılmışsın ve seni de o pis işe alet etmişler yani bir şekilde dövmeyi çıkarabilirsek büyü de bozulur diye düşünüyorum."
Kocaman gülümsedim.
"Ee o zaman yıkarız, geçer."
Erik bana zavallı hissettirecek bakışlar atarken yutkundum.
"Geçmez mi?"
Kaşlarını kaldırınca konuyu dağıtıp üzerimdeki stresten kurtulmak için bir şeyler aramaya başladım.
"Baksana neden derse gelmedin sen? Neredeydin?"
Beni dizinden itekleyip ayağa kalktı.
"Sanane, sana hesap vermek zorunda mıyım? Bu arada uykunda bir şizofren gibi sayıklayıp durdun."
Ağzım bir karış açılınca çenemi yukarı doğru itti.
"Haydi yürü artık."
Cevap vermek yerine ona tip tip bakınca ellerini birbirine vurdu ve beni geride bırakarak yürümeye başladı.
"Harika, şizofren birine aşık oldum."
"Bi-bir dakika! Ne dedin sen?"
Ama Erik çoktan gülerek kaçmaya başlamıştı bile.
"Ne dedim ki? Şizofren olduğun için saçma sapan şeyler duymuşsundur. Ben bir şey demedim."
"Erik bekle."
Ona yetiştiğimde yine aynı şey oldu. Arkasını döndü ve... Erik ve Rose çimenlere kapaklanır.
Lanet olsun!
Üzerime düşen Erik güldü.
"Daha kaç kere küfür etme diyeceğim sana?"
"Daha kaç kez aklımı okuma diyeceğim?"
"Ya ben kaç kere elimde olmadığını belirteceğim?"
"Ve ben daha kaç kez sana bağlı olduğumu hatırlayacağım?"
Gözleri dudaklarıma kaydı.
"Bana bağlısın Rosy."
"Sana bağlıyım Erik."
"Bari şu işi bahçede yapmayın."
Angela'nın sesini duymamla yerden fırlayıp Erik'i üzerimden attım.
"Yanlış anladın."
Ağlamaklı gözlerle bana baktı.
"Adrian hala nasıl seni sevebiliyor anlamıyorum."
Her kelimesi bir bir içime işlemişti.
Adrian hala nasıl seni sevebiliyor anlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah ve Mavi (Tamamlandı)
VampireÖlümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvendiği insandan başka kimsesi olmayan Rose, aslında kim olduğunu bile bilmediğini öğreniyor ve ölmekle...