Sınıfa girip arka sıralardan birine oturduğumda Jason ve Jasper bana ellerini kaldırarak selam verdiler.
"Hey güzellik, naber? " dedi Jason gülerek.
"Fazlasıyla iyiyim." diye yalan söyledim parlak bir gülümsemeyle.
İyi olmasam da iyi görünmeye kararlıydım. Ezik ruhum daha ne kadar sürünecekti ki?
Biz sohbet ederken Linda ve Meredith sesli bir şekilde gülerek içeri girdiklerinde gülümsemem büyüdü.
"Hey, Rose selam." dedi Linda. Saçları ve çehresi bana yine annemi anımsatmıştı.
Tam ağzımı açıyordum ki Meredith benim Linda'ya cevap vermeme izin vermeden araya girdi.
"Vay canına. Üzerindekini nereden aldın?"
"Bence o ruju sormalısın Meredith. O renk tonunu gerçekten çok aradım."
Abartılı bir ses tonuyla adeta tartışırcasına beni övmeye başladıklarında,
"Tamam kızlar, Rose'un ne kadar taş olduğunu konuşmaya başlarsanız bu konu kapanmayacak." dedi Jason.
Gülerek ona çevirdim gözlerimi.
"Kapa çeneni dostum."
"Hadi ama, sadece iltifat ediyordum." dedikten sonra yalandan suratını astığında güldüm. Gerçekten iyi hissediyordum. Hatta düne göre mükemmel bile sayılabilirdim. Yanımda hâlâ iyi hatta harika olduğumu düşünen birileri vardı.
Yanıma bir çanta atıldığında kafamı kaldırdım.
"Selam Rose."
"Merhaba Larry." dedim sessizce.
O gruptan birini görmek bir anlığına eski halimi hatırlayıp gerilmeme sebep olmuştu. Larry'nin bu sınıfta, hatta benim yanımda oturduğunu tamamen unutmuştum. Ben rahatsız olarak oturması için ona biraz daha yer açarken kimseden çıt çıkmıyordu. Kızların gözü, yakışıklı suratı beş karış olan Larry'e dönmüştü. O ise sadece önüne bakıyor, çantasından çıkardığı kitabın sayfalarını çeviriyordu.
"Larry!" diye bağıran kıza cevap vermek yerine iç geçirince, kız devam etti.
"Hey, küs müyüz yakışıklı?"
Larry,
"Sevgilim var Sarah. Üzgünüm." diye yanıtladığında kızın suratı gerçekten görülmeye değerdi. Şaşkınlık ve utançla önüne dönerken yüzüne kocaman bir burukluk yerleşti. Tüm sınıfın önünde umursanmamak gerçekten kötü olmalıydı. Ona acıdığımı hissettim. Aslında kızın şaşırmasına hak veriyordum çünkü Larry'nin o halini düşündükçe ben bile inanamıyordum.
Bay Alonson içeri girdiğinde başımı ona çevirdim.
"Günaydın gecenize!"
Bay Alonson'un tüm ciddiyetiyle iki elini kaldırarak söylediği cümle karşısında dayanamayıp bir kahkaha patlatınca herkes bana baktı. Ne yani? Komikti ama. Ya da değil miydi? Ciddi bakışlar karşısında yutkundum. Tamam. Görünüşe bakılırsa değildi.
"Yeni olduğunu söyle." diye fısıldadı Jason her zamanki gibi yardıma yetişerek.
"Şey...Üzgünüm. Ben yeniyim ve bu söz bana biraz ironik geldi."
Bay Alonson anlayışla gülümserken sınıftan mırıltılar yükseldi. Birkaç kişi de bana bakarak,
"Yeni misin?"
"Ne zaman vampir oldun?"gibisinden bir şeyler sordular. Bay Alonson sessizliği sağladıktan sonra tekrar bana döndü.
"Vampirler gececi varlıklar oldukları için biz de tıpkı atalarımız gibi bu sözü söyleriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah ve Mavi (Tamamlandı)
VampireÖlümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvendiği insandan başka kimsesi olmayan Rose, aslında kim olduğunu bile bilmediğini öğreniyor ve ölmekle...