Sırama oturduğumda Larry de korkakça yanıma oturdu ve,
"Üzgünüm." diye mırıldandı.
"İnan ne yaptığımın farkında değildim. Kendimi kontrol edemedim."
Başımı sallamakla yetindim çünkü olanlardan hiçbir şey anlamamıştım ve bu yüzden neler olduğunu bizzat Angela'dan öğrenmeden Larry'i yargılamayacaktım. Devam etti.
"Ben Angela'dan başka hiç kimseye aşık olamam. Şey için de üzgünüm. Şey..." Biraz önceki yüzsüzlüğü ile kıyaslayınca şuanki haline anlam veremiyordum. Yine de mahcubiyetinden rahatsız olarak daha fazla utanmasına engel olmak adına konuşmayı bitirmeye çalıştım.
"Tamam, bunu hatırlatmana gerek yok, anladım."
"Tekrardan üzgünüm. Umarım anlayış gösterebilirsin."
Profesörün içeri girmesiyle rahat bir nefes aldım. Ders vampir tarihiydi. Her zaman tarihten nefret eden bir insan olmuştum ama konu alışık olduklarımdan çok daha farklı görünüyordu ve ister istemez ilgimi çekmişti.
Okulun kurucusu ve 2. ırktan saf bir vampirin dillere destan aşkı.
Michael ve Hannah.
"Ormanın derinliklerinde güzel bir vampir şatosunda yaşayan Michael, gününün neredeyse tamamını araştırma ve okuma ile meşgul olarak kütüphanede geçirirmiş. Yalnızca beslenmek için dışarı çıkan Michael, diğer vampirlerle olan ilişkisini tamamen koparmış. Yalnız şatonun yalnız prensi, bir gün yine ormanda avlanırken yıllar sonra ilk defa içinde gizlenmiş duyguları uyandıran o sesi duymuş: bir kadın kahkahası. Michael bu gizemli sesin sahibini delicesine merak etmiş çünkü çok uzun bir süredir başka bir canlıya ilgi duymuyormuş. Ormana daha sık gelmeye başlamış. Günlerini ve gecelerini burada geçiren vampir, ormanın her karışını ezbere öğrenmiş ama yankılanıp yavaşça kaybolan o melodik kahkaha bir daha hiç duyulmamış. Michael artık kendini tanıyamıyor, bir kahkahaya bu kadar takılmasına anlam veremiyormuş. Zamanla kitaplarını, şatosunu, eski tüm alışkanlıklarını bırakmış. Kadın ortaya çıkar veya o ses yeniden duyulur diye uyumaya bile korkuyormuş. Gittikçe güçten düşen Michael bir gün avlanmayı da bırakmış. Nehrin kenarındaki ağacın altında saçları, sakalları uzamış vaziyette otururken kırmızı bir elbisenin uçuşan eteğini görmüş. Kitaplardaki resimleri saymazsak en son 8 yıl önce bir kadın silüeti gören Michael açlık ve uykusuzlukla bunu bir hayal sanmış. Oysaki bulanık görüşü ona yalan söylemiyormuş. Yerden güç alarak ayağa kalkmış. Gözlerini yıllardır aradığı, uğruna hayatını mahvettiği arkası dönük kadından ayırmıyormuş. Simsiyah saçları rüzgarda kırmızı elbiseyle beraber dans ediyor gibi görünüyormuş gözüne. İçini ya o değilse, diye bir korku kaplamış. Peki ya oysa? Ne diyecekmiş, nasıl açıklayacakmış yüzünü bile görmediği birine bu kadar aşık olduğunu? Ona doğru yürürken titriyormuş. Elini kadının saçlarına doğru uzatırken heyecanı o kadar üst boyuta ulaşmış ki kendisini fark edip arkasına dönen güzel Hannah'ın yüzünü göremeden yere düşüp bayılmış."
Çalan zil beni içinde kaybolduğum hikayenin dünyasından çekip kendime getirdi. Sınıftaydım. Profesör susmuş, kitaplar kapanmış herkes çoktan dışarı çıkmaya başlamıştı bile. Görünüşe göre benim dışımda kimse belki de defalarca duyduğu bu efsaneyi önemsememişti. Nedensizce çok etkilenmiştim ve devamını merak ediyordum.
...
Kısa sürede unutacağımı düşünmeme rağmen fiziksel güç dersi için bahçeye çıktığımda hikaye peşimi bırakmamıştı. Sıraya geçtik. Vampirler eğitmenin okulun tamamını birkaç saniyede turlayacak kadar hızlı olduğundan bahsediyorlardı. İri yapılı görünüşüyle şuana kadar gördüğüm en ihtişamlı ve havalı vampir olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdim. Erkeksi sesiyle konuşmaya başladığında kimseden çıt çıkmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah ve Mavi (Tamamlandı)
VampireÖlümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvendiği insandan başka kimsesi olmayan Rose, aslında kim olduğunu bile bilmediğini öğreniyor ve ölmekle...