26. Bölüm

9.3K 899 257
                                    

Annemin cenaze töreni basit bir şekilde kilisede gerçekleştirildi.

Zaten pek gelen de olmamıştı.

Bir kaç dostundan başka kimi vardı ki?

Artık hiçbir şey düşünemez olmuştum, sadece hüzün ve öfke vardı içimde.

Herkes katili pisikopat bir hırsız zannediyordu.

"Sizi aptallar, Tanrı aşkına söyleyin! Hangi hırsız birinin boynunu deşebilir ki?" Diye bağırmak istiyordum fakat ben hep sustum.

Bu tür şeylere inanmayan da ben değil miydim?

Konuşacak halim kalmamıştı ki. Sadece susuyordum.

Susmak daha çok acı verse de susuyordum işte.

Annem artık yoktu.

Babamdan sonra o da bırakıp gitmişti beni.

Ah, hayır neden suçluyordum ki onu?

Ölmesine izin veren bendim!

Annemi koruyamamıştım.

Benim intikamımı annemden almasının nedeni neydi?

Tabi ya, o benim en sevdiğimdi.

İçimden Erik'e küfürler saydırmaya başladım.

Ben de onun en sevdiğini elinden alacaktım.

En sevdiği kim mi?

Tabi ki kendisi, kendisinden başkasını seviyor muydu sanki?

Kendi kalbini söküp ellerine verecektim.

Ah bu kadar öfkenin ne yararı vardı? Yapayalnızdım artık.

Dizlerimi karnıma çekmiş, sallanarak yatağımda oturuyordum.

Tek yapabildiğim öylece pencereden dışarıyı seyretnekti.

Yazın ortasında olmamıza rağmen cama deli gibi vuran yağmuru.

Annemin sözlerini düşündüm.

"Kötü bir şey olduğunda her zaman yağmur yağar çünkü bulutlar bile ağlar dünyadan güzel bir insan eksildiğinde."

Belki de annem haklıydı, her zaman haklıydı.

Hiçbir zaman onu dinlememiş, söylediklerinin bir saçmalık olduğunu düşünmüştüm.

Fakat inanmadığım tüm olağanüstü şeyler başıma gelmiş, bir de yetmez gibi en sevdiğimi, tek varlığımı elimden almıştı.

Ağlayamıyordum artık.

Gözyaşı kalmamıştı gözlerimde.

Hiçbir şey yapmaya halim yoktu.

Yas tutmak da böyle değil miydi zaten? Sadece otururdun ve aklını yitirmeyi beklerdin.

Bir umutla dışarı bakıyordum ama karanlık bulutlar pek de iç açıcı değildi.

Ben tavşanlı pandufumun kulaklarıyla oynarken yanımda kalmaya karar veren teyzem içeri girdi.

Kafamı çevirmedim bile çünkü ondan başka kimse yoktu.

"Bir şeyler yemelisin Marie. Berbat görünüyorsun. Bembeyaz olmuşsun."

Çünkü ben bir vampirim!

Belki başka bir zaman olsa belki bu dediklerine gülebilirdim ama yalnızca,

"Bir şeyler yiyebileceğimi sanmıyorum."diyerek gülümsemeye çalıştım
Tabi buna gülümsemek denebilirse. Dudağım sadece hafifçe kıvrılabilmişti.

Siyah ve Mavi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin