Çıkış zili eve gitme vaktini haber verircesine çalınca Angela'yla daha sonra buluşmak üzere ayrıldık.Erkeklerle uğraşmaktan sıkılmıştım ve Angela ile vakit geçirmek iyi gelmişti.
Keyfim yerinde eve doğru yol alırken Erik bir anda yanımda belirdi.
Ardından da Adrian.
Harika.
"Bir Damien eksik." Diye söylendim surat asarak.
Hem Erik nereden çıkmıştı ki?
Bir haftadır ortalarda görünmezken neden bir anda etrafımda gezinmeye başlamıştı?
Erik'in gözlerinin kıpkırmızı olduğunu bana bakıp gülümsediğinde farketmiştim.
Ah, Erik o dünyadaki en güzel varlıktı. En inanılmaz, en mükemmel ve en kusursuz.
Erik'in etrafındaki büyü bir anda hortum gibi yayılmış, beni içine çekmişti.
O kadar etkilenmiştim ki, büyüsüne hazırlıksız bir şekilde kapılıvermiştim.
Adrian,
"Hayır Rose, ona bakmayı kes!" Dese de herkes artık geç olduğunun farkındaydı.
Erik,
"Benimle geliyorsun Rose!" Dediğinde istem dışı olarak Kafamı sallayınca küçük bir bebeği tutar gibi nazikçe bacaklarımdan tutarak beni kucağına aldı.
Ardından hızlı ( gerçekten ) bir şekilde koşmaya başladı.
Adrian'dan daha hızlıydı. Ve tahminimce daha güçlü.
Hep arka planda kalmış gibi yapsa da Erik'in daha yetenekli olduğunu biliyordum.
Deli gibi çırpınmak, kollarından kurtulmak istiyordum ama hareket bile edemedim çünkü şuan bulanıklığın içindeki Erik'in güzel suratını incelemekle meşguldüm.
"Boşluk kız" olmama çok da vakit kalmadığını anlamak zor değildi.
Yine de ne kadar etkilenmiş olsam bile gözlerimi kapatıp başımı göğsüme yaslamayacak kadar kendimdeydim.
Gözlerimi açık tuttuğumdan midem bulanıyor, basım dönüyordu.
Erik'in üstüne kusma fikri fena durmasa da kusma isteğimi bastırmaya çalışarak gözlerimi arkamızda bize yetişmeye çalışan Adrian'a odakladım.
Koşuyor ve sadece koşuyorlardı.
Rüzgarın sesi kulaklarımı sağır edecekmiş gibi her yeri kaplamış, gücü ise derimi yerinden uçuracakmış gibi üzerime baskı yapıyordu.
Erik de Adrian da bir şeyler söylüyordu ama hiçbir şey anlamıyordum.
Erik sesini bana duyurabilmek için bağırmaya başladı.
"Hadi Rosy, bana güven ve Adrian'ı düşünme. Sadece ikimiz varız. O seni kandırıyor. Asıl katil olan o! Bilekliği hatırladın mı? Gece evinin önünde birini öldürürken düşürdü onu! O gece seni de öldürmemesi için kaçırdım onu."
"Hayır!" Diyerek aklımı ona inanmaması için zorlarken Adrian'ın görüntüsü gittikçe bulanıklaşıyordu.
Tekrar bağırmaya çalıştım ama sesim çığlıktan çok fısıltı gibi çıkmıştı.
Büyünün etkisiyle daha da zayıflayan ruhumu son kez kullanmayı denedim.
"Unutma Adrian, seni çok seviyorum. Hep seninle olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah ve Mavi (Tamamlandı)
VampireÖlümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvendiği insandan başka kimsesi olmayan Rose, aslında kim olduğunu bile bilmediğini öğreniyor ve ölmekle...