9. Denizin Kızı

2.8K 127 5
                                    

Keyifli Okumalar 🐤🐥

"Hadi Alis çabuk ol. Bizi bekliyorlar" dedim aceleyle çantama birkaç eşyamı atarken.

Sanırım tüm İstanbul gezimizde Oğuz  bize eşlik edecekti. Bir yönden iyi olsa da o Vladin çalışanı olduğu için ürküyordum.

Vlad beni...korkutuyor. Hemde fazlasıyla.

"Tamam hazırım hadi inelim aşağı" dedi Alis askılı penyesini giyerken.

Sütyen de takmıyordu. Ve o askılı şey kesinlikle erkek atletine benziyordu. Ancak arkadasımın giyimine karışacak değildim.

Elinde aldığı tarakla kısa saçlarını tarayıp bir yandan da bana ayak uyduruyordu.

Hızlı adımlarla aşağı kata inerken gözlerim Vladin kaldığı kata bir anlığına baktı. Bu sabah da kahvaltıya inmemişti. Hala uyuyordu.

Kapıda bizi bekleyen David ve Lisa söylenerek arabaya binerken bizde onları takip ediyorduk. Ne var canım? Alt tarafı bir saat beklediniz.

Oğuz aracı çalıştırıp dar sokakalara  girerek bize Türk kültürünü anlatıyordu. Ayrıca küçük ve otantik bir kafede durup Türk kahvesi denetmişti. Bu kahve kesinlikle Yunanistandakinden iyiydi. Hemde bayağı iyi.

Yanında ikram edilen güllü lokumla beraber kahvemi yudumluyordum. Tok karına kahve içmek mükemmelmiş. Özellikle de sabahları.

"Bu kahve aynı zamanda metabolizma hızlandırır. O yüzden Türk kadınları şekersiz Türk kahvesini sık sık tüketir" dedi Oğuz rebher edasıyla.

Lisa ise oldukça cilveli bir sesle konuştu.

"Hmm Türk kadınları işini biliyor" deyip Oğuzu yercesine süzdü "Peki sence Oğuz-" dedi ve aniden sustu.

Kesinlikle aklında birkaç tilki tepiniyordu.

Oğuz başını kaldırıp soran gözlerle Lisaya bakınca Lisa da konuşmasını sürdürdü.

"sence Türk kadınlardı mı yoksa ben mi-ay yani Yoksa Amerikan kadınları mı?" dediğinde Alis oldukça öfkeli bir şekilde onu dürtükleyip susması için kaş göz işareti yapıyordu.

Oğuz ise duyduğu şeyle utanmış olacak ki bakışlarını kaçırıp ayaklandı.

"Sanırım kalksak iyi olacak. Daha çok gezecek yerimiz var"

Onun talimatıyla boş kahve fincanlarını bırakıp kalkmıştık. Sonraki birkaç saat boyunca en ücra yerleri bile gezip görmüştük. Tabi hepsi Oğuz sayesindeydi. Lokal birisinin gezide yanımızda olması iyi oluyordu.

Akşam oluncaya kadar hiç durmadan gezip fotoğraflar çekmiştik. Tabi birde Davidin kıytırık YouTube kanalı vardı.

"Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Türkiyede ikinci günümüz. Rehberimiz Oğuz bize Türk kahvesini ve kebapları denetti. Aman Tanrım! Burada ölmek istiyorum.  Eğer İstanbul videoların devamını isterseniz like atın. Sonraki videomda killsurfing evimizi tanıtacağım. Takipte kalın" diyerek kamerayı kapatıp çantasına koydu.

Oğuz ona bakıp sırıtarak sordu.

"YouTuber mısın?"

"Evet" dedi David büyük bir özgüvenle.

"Kaç takipçin var?" derken Oğuzun alaylı sesi duyuluyordu.

David gözlerini kaçırıp ağzında  geveleyerek konuştu.

BİR FANİYE AŞIK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin