BİR FANİYE AŞIK +18 (TAMAMLANDI)

51. İblisin Gözü- Kanlı Gece

👹👁️👹👁️👹👁️👹👁️👹👁️👹👁️👹👁️

Adının Tanju olduğunu öğrendiğimiz iri ve suratsız adam bizi İblisin Gözü ile görüşmemiz için ikinci kata çıkarmıştı. Burası giriş katına göre daha aydınlık duruyordu. David ve Lisa loş ortamda etrafı merakla izlerken ben ise bize kapıyı açan bu tuhaf adamı izliyordum.

Tanju ahşap kapıyı üç kez tıklatıp komut bekledi. Bizim de işittiğimiz ses ile kapıyı açıp bizi içeri aldı.

"Benden bu kadar. Artık yalnızsınız." Diyerek üçümüzü orada bırakıp yanımızdan ayrıldı.

Oda kasvetli ve siyah dekorların ağırlıkta olduğu bir yerdi. Sanki filmlerde büyücülerin komik odalarına benziyordu. Odanın dört bir köşesini izlerken gözlerim sırtı bize dönük halde oturan kişiye takıldı. David yutkunup bir adım öne çıkıp konuştu.

"İblisin Gözü biz sizinle tanışmak-" sözünü yarıda bırakıp aklına yeni gelmiş gibi bir ifadeyle bana baktı.
"Ah Alis adam İngilizce biliyor mu emin değilim? Ya bilmiyorsa?"

Ne yapacağımızı düşünürken sırtı dönük halde yerde  oturan adamın sesini işittik. Başını hafiften bize çevirip hepimizi sırayla izlemişti. 

"Biliyorum. Ve bildiğim tek şey bu değil. Yaklaşın ve oturun."

Dediğini yapıp dağınık haldeki minder yığınına oturduk. Ortamızda David vardı. Lisa en başta oturuyordu. İblisin Gözü denen adama en yakın duran oydu.

Biz sırtı dönük haldeki adamı izlerken oturduğu yerden dönüp yüzünü bize tamamen göstererek oturuşunu düzeltti.

İşte o an şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Çünkü hayalimdeki iblisin gözü Luciferin baş rolündeki gibi karizmatik bir şeydi. Ama bu adam hayalimdekinden çok uzaktı. Yaşı tahminimce 90 civarıydı ve hafif bir kamburu oluşmuştu. Saçları yine sıfır traş edilmişti. Kaşı ve kirpiği ise beyaz olduğu için belirgin değildi.

Ben adamın dış görüşünü dikkatlice izlerken David konuya girdi.

"Biz bir konu hakkında konuşmak için buradayız." Sonra emin olamayarak bana baktı. Ben ise gözlerimle onu onayladım ve konuşmaya teşvik ettim. Başını tekrar yaşlı adama çevirdi. "Biz buraya-"

Davidin sözünü yaşlı adam kesti.

"Şeytanın oğlu için geldiniz. Biliyorum."

Bunu kesinlikle duymayı beklemiyorduk.
Lisa bize doğru yaklaşıp fısıldadıdı.

"Hiç şaşırmadım ben. Filmlerde de böyle olur. Bir grup salak asla gitmemesi gereken tehlikeli bir manyağın yanına gider ve o kişi de neden geldiklerini o aptallar söylemeden bilir. Ayrıca anlayın diye söylüyorum o aptallar biz oluyoruz."

David de aynı fısıltı ile konuştu. "Şimdi anladım kızlar. Bu adamın lakabı ne? İblisin Gözü! Belkide önceden görüyordur neden geldiğimizi." Derken komik bir yüz ifadesi vardı. Bu dediğine kendisi de inanamıyor gibiydi.

Alayla gülüp fısıldadım. "Saçmalamayın. Adama malum mu oluyor yani?"

Lisa yüzünü buruşturup adamı inceledi. "Sanırım haklısın Alis. Bu adam bunağın teki. Öyle afilli sihirbazımsı şeyleri yoktur."

Bizim fısıldaşmamızı bozan ise hiç bozuntuya vermeden bizi izleyen yaşlı adamdı. Bıkkın bir nefes verdi.

"Hey! Siz gençler. Yaşlıyım sağır değilim." Sonra gözlerini Lisaya çevirdi. "Dediğiniz gibi benim gibi bir bunak sihirbazlık yapamaz. Veya büyülü güçlerim de yok. Neticede bende bir faniyim." Gözlerini üçümüzden de farklı bir yere çevirince onun baktığı yere çevirdim kafamı. Lisanın çantasına bakıyordu. Gözlerini ayırmadan konuştu.