53. Söz

696 56 11
                                    

Vlad havaların soğuması ve en önemlisi de benim üşümemden dolayı evdeki tüm şömineleri yaktırmıştı.

Loş evin dört bir yanını odun ateşi aydınlatıyordu artık.

Şimdi ise Vladin odasındaki gösterişli şömine önünde minderlere uzanmış, sırtımdaki pelerine sarılıp yatmıştım.

Belkide bu yaptığım yanlıştı. Ama düşünecek olursak ben hiç doğru kararlar almazdım zaten.

Gözlerim şöminede ki ateşten diğer ateşe kaydı. Vlade...

Yanımdaki mindere oturup ayaklarını uzatmıştı. Postallarını bile çıkarma ihtiyacı hissetmemişti.

Sol eli mindere dağılan saçlarımdaydı. Diğer elinde ise yuvarlak bir kadehte kırmızı şarap vardı.

Hayranlıkla onu izlerken aynı bakışlar Vladin gözlerinde de vardı. Dudağındaki kadehten bir yudum alırken gülümsedi. Yutkundu ve konuştu.

"Aklından geçen yüzlerce soru olduğuna eminim."

Doğruydu.

"Vlad, bu geceye kadar gerçekleri konuşup aklımızdaki sorulardan arınacağız değil mi? Ve sonra da gideceğim."

Gözlerini kısıp baktı. "kısmen doğru. Gitmen kısmı ise yanlış."

Göz devirdim. "Artık şu konuyu kapatalım Vlad. Arkadaşlarımın yanına gideceğim tabi ki."

"Ya onlar buraya gelirse?"

Şaşırmıştım. "Şey-" doğru söylüyordu. Alis mutlaka gelirdi. "Öyle olsa bile yine de gideceğim."

Vlad başını hayır anlamında salladı. "Onların burada kalmak isteyeceğini düşünüyorum."

Bıkkınca nefes verdim. "Her neyse asıl konumuza gelelim. Bu gece yarısına kadar aramızdaki tüm duvarları kaldıralım. Tamamen pürüzsüz olmak istiyorum."

Vlad sırıtıp elindeki kadehi yere bıraktı. Bana yaklaşıp yanıma sırt üstü uzandı. Gözlerini doğrudan bana dikmişti.

Kırmızı dudakları ve sivri beyaz dişleri buluşunca adeta ürkütücü bir hal alsa da gözlerimi ondan cekemiyordum.

"Melissa, beni ölesiye merak ettiğini biliyorum. Hakkımda merak ettiğin her şeyi anlatacağım sana."

Gözlerimi kaçırıp boynuma değen nefesinden uzaklaştım.

"Ölesiye falan değil de işte. Her neyse canım. Abartma sende. Neyse sorularımı cevaplayacaksın yani." Sonra loş odadaki duvar saatine baktım. Saat henüz öğlen ikiydi. "Daha vaktimiz var gibi"

Vlad yan yana uzandığımız yerden doğrulup  ağırlığını vermeden üzerime çıktı. İri kolları arasında şaşkınca kalakalmıştım.

"Oldukça çok vaktimiz var gün ışığım." Gözleri dudaklarım ve boynum arasında mekik çiziyordu sanki.

"Sana bu kadar yakınken dokunamamak beni çok zorlasa da yanında olacağım. Ve sorularını cevaplayacağım. Ama her soru için bir isteğim olacak."

Kaşlarımı çattım. "kendi özelimi seninle paylaşacak kadar hazır hissetmiyorum. Eğer bunu diyeceksin-"

"Hayır Melissa. Senin hakkında her şeyi biliyorum zaten. İstediğim şey farklı" derken odaklandığı tek yer boynumdu.

Yutkundum. "Neymiş o?"

Muzipce gülümsedi. "Her sorunun ardından bende isteğimi söylerim."

BİR FANİYE AŞIK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin