BİR FANİYE AŞIK +18 (TAMAMLANDI)

32. Kızım

Keyifli Okumalar 🐥🐣

Dün gece  Vladin beklenmedik  öpücüğünden adeta arkamı dönerek kaçmıştım. Evet, duydunuz şaka yapmıyordum. Beni izinsiz öpemezsin deyip bir güzel tokatladığım adam oysa ki izin vermiştin küçük gün ışığı dedi. Ne yapmamı bekliyordunuz ki. Haklıydı. İçten içe beni öpsün diye yalvardığım adam öpünce tokat atmamın pek mantıklı yanı yoktu.

Bende sorunlarımdan kaçarak uzaklaştığım gibi gün gece de Vladin yanından arkamı dönüp hızla depar atmıştım. Eminim Vlad deli olduğumu düşünüyordur.

Ancak şu an onu düşünecek halde değilim. Bugün hazırlıklar yapılacak ve akşam da cadılar bayramı kutlanacak. Herkes bir hazırlık sürecine girmişken David ise sanki çocukluğunu hiç yaşamamış gibi tüm enerjisini bugünden çıkarıyordu.

İkizler kahvaltı masasını boşaltırken David de aldığımız kostümlerin tamamını salona taşımıştı ve kendi kostümünü denemekle yetinmeyip bizimkilere göz dikmişti.

Prenses kostümüyle ne halt etmeyi planlıyor ki.

"David! Bırak şunlaeı artık" diye azar çeken Alisle beraber David duraksadı.

Tebessümle o çocuksu tavırlarını üzerinden atıp Alise yaklaştı. Bir anda ağırbaşlı birine dönüşmüştü.

"Sen ne istersen yaparım Alis, biliyorsun" deyip göz kırpınca Alis afallamıştı.

Alisin yanına gidip koluna girdim. Bu fırsatı değerlendirmeliydim. "Alis, şimdi tam zamanı değil mi?"

Alis koluna koala gibi yapışmış halime göz atıp salağa yattı "Neyin tam zamanı?"

Alnına düşen saçları kulağının arkasına alıp yüzünü okşadım "Hadi ama Alis, ne demek istediğimi biliyorsun" gözlerimle kostümleri toparlayıp kaldıran Davidi işaret ettim "Davidi diyorum. Onunla konuşmalısın. O sana çok değer veriyor. Ve ikiniz de mutlu olmayı hak ediyorsunuz"

Alis kolunu kurtarıp gözlerini kaçırdı "şimdi sırası değil Melisa. Hem Davidin beni sevdiğininden tam olarak emin değiliz. "

"Hadi ama Alis. Davidin sana olan aşkını anlamamak için aptal olmak gerekir.  Ona bir şans ver.  Söz mü?"

Alis utangaç bir gülücükle atıp bana baktı "Tamam ben deneyeceğim. Söz veriyorum. Davide-" bakışlarını salondan çıkan Davide çevirdi "şans vereceğim"

Duyduğum şeyle sevinç dolu bir çığlık atıp yanaklarına öpücükler konduruyordum. Alis ise mızmızlanıp benden  kurtulmaya çalışıyordu "Sen niye bu kadar mutlu oldun ki buna? Ah Melisa bırak beni. Çok sulu öpüyorsun ve bunu sevmediğimi de biliyorsun." 

Ona daha çok sarılıp kollarımdan kurtulmasına izin vermedim "Hala anlamadın mı Alis? Senin mutlu olmanı kendimden bile çok istiyorum."

Kahkahalarla söylediğim şey karşısında Alis benden kurtulma çabasına son verip durdu ve yüzüme baktı "Lanet olsun sana hiç kızamıyorum. Şu surata bak yavru kedi gibi." deyip bana sıkıca sarıldı.

Biz birbirmize sarılmışken Lisa elindeki telefona bakarak salon kapısından girdi.

"Sikeyim! Bir kere de şebeke olsun be! Bir kere-" sonrasında bizim sarılmamızı görüp lafını yarıda kesti "Siz ben olmadan sarılıyor musunuz? Çok ayıp!"

Alis onun trip atan tavrını görünce ona doğru kollarını açtı "Gel küçük prenses hadi!"

Lisa çocukça bir gülücük atıp koşarak bize geldi ve ikimize birden sarıldı.