Bol oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen
Keyifli okumalar 💚🐻
Vladin daha fazla konuşmaması için dua ederken olan olmuştu.
"Ta peau m'invite Melissa. Je pense que je vais te manger."
(Tenin en büyük davetçim Melissa. Sanırım seni yiyeceğim.)Duyduğum şeyi idrak edince sinirlenecek vakti bulamamıştım. Zira tamda şu an kalbimi ele geçiren sözlere mest olmakla meşguldüm.
Neden ona karşı hemencecik kaybediyorum ki? Üstelik savaşmadan...
Çakılı kaldığım yerden başımı kaldırıp karşımdaki kızlara baktım. Hiçbir şey anlamasalar da onların önünde Vladden böyle şeyler duymak utanmam için yeterli bir sebep diye düşünüyorum.
Yüzüme sahte bir gülücük koyup arkama dönerek en gıcık tavrımı takındım.
"Vlad istersen ben elimi kana bulamadan önce şu masaya otur da kahvaltı yapalım. Senin saçmalıklarını dinleyemeyeceğim." Deyip sahte bir sırıtış gönderdim.
Vlad ise samimi bir tebessümle konuştu. "Ah benim sevgili Melissam beni sofraya davet eder ve bende geri çevirirsem çok büyük kabalık olur öyle değil mi?"
Birkaç büyük adımda yanıma gelip masada her zaman oturduğum sandalyemi çekti. "Lütfen otur Melissa. Sana kahvaltıda katılacağım."
Sandalyeye otururken hala ufak çocuklar gibi atışmamıza devam ediyorduk.
"Merci Monsieur."
(Teşekkürler beyefendi.)Başıyla selam verip eğildi. Bir sabah kahvaltısı değil de şık bir akşam yemeğinde gibiydik.
"De rien, belle femme."
(Rica ederim, güzel kadın.)Selamı bitince doğrulup masada baş köşedeki yerine geçerek oturdu. Hemen ardından Selen ya da Selin mutfağa gidip yeni servis tabakları getirerek Vladin önüne servis takımlarını bıraktı.
Ben iştahla tabağımı çeşit çeşit şeylerle doldururken Vlad ile acelesiz birkaç hareket ile beyaz ipek mendili önüne açtı. Az miktarda peyniri ve marmelatı tabağına koydu.
Ben ağzımı menemene batırdığım ekmekle doldururken şaşkınca Vladi izliyordum. Onun hiç marmelat yediğini görmemiştim.
"Ne o Vlad? Görüşmeyeli yemek alışkanlıkların da mı değişti? Marmelat yediğini görmemiştim hiç. Hemde çilek marmelatı."
Vlad kızarmış ekmeğe sürdüğü marmelatı benim sözlerim ile duraksattı. Adama kal gelmiş gibiydi.
"Hey, Vlad!" Ağzımdaki lokmalara rağmen zar zor konuştum. "Tamam koca oğlan ye çilek marmelatını. Bir şey demedik."
Vlad beyaz ve uzun parmaklarının arasındaki küçük ekmek parçasından akan marmelata rağmen sanki donup kalmış gibiydi. Parmaklarına kadar akan marmelatı bile hissetmemişti.
Kim bilir aklına kim gelmişti? Tam da şu an düştüğü şeyi merak ediyordum.
"Vlad heey! Dünyadan Vlade orda mısın?"
Ağzımdaki lokmayı yutup ciddi bir hale büründüm. Yoksa Vlad elden gidecek gibi duruyordu. Adamı gencecik yaşında şoka uğratarak tahtalı köye postalayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR FANİYE AŞIK +18 (TAMAMLANDI)
Romance+18, sahnelere uyarı koydum rahatsız olan o kısımları okumayabilir. Bacaklarımı beline sarıp kendime çektim ve içime daha çok girmesini istedim. Zevkten titrerken daha fazlasını istememek aptallık olurdu. Dudağımı ondan kurtarıp nefes nefese konu...