Selam, n'aber?
Diğerlerine göre uzun bir bölümle geldim. Asiye, Doruk ile konuşacak bu bölüm. Bakalım Doruk ne tepki verecek, ne karar alacaklar bebek hakkında.
İyi okumalar.
🥂🔥
Asiye arabadan inmeden önce aynayı kendine çevirdi ve son kez kendini kontrol etti. Saçlarının önünü düzelttikten sonra Berk'e döndü ve "Bak sen hiçbir şeye karışmayacaksın, tamam mı? Ben konuşup geleceğim." diye uyardı son kez.
"Ya ama şimdi ben arkadaşla baş başa bir konuşma yapsam çok daha etkili olmaz mıydı?" diyen Berk'e oflayarak cevap verdikten sonra "Berk lütfen beni senle geldiğime pişman etme." dedi. "Zaten benim için çok zor bir durum, bir de sen zorlaştırma." "Tamam bir tanem, söz. Ben bir köşede duracağım, o herif seni rahatsız edecek bir şey yapmadığı sürece de hiçbir şeye karışmayacağım."
Asiye gülümsedikten sonra Berk'in yanağına bir öpücük bıraktı ve indi arabadan. İçeri girdiğinde ağır alkol kokusu yine yüzünü buruşturmasına sebep olurken zaten hassas olan midesinin bulanmaya başladığını hissetti. Aheste adımlarla geçen seferki gibi bar sandalyesine oturduktan sonra gözlerini loş mekanda gezdirmeye başladı.
Aradığı tanıdık yüzü bulduğunda bakışları dururken o da izlendiğini hissetmiş gibi yüzünü kendisine çevirdi ve bakışları kesişti. Karşısındaki adamın yüzüne bir gülümseme yayılırken kendisine doğru adımlamaya başlayan adamla zoraki bir gülümseme kondurdu yüzüne.
Adımları önünde durduğunda "Vay vay vay, kim gelmiş?" dedi adının Doruk olduğunu bildiği adam. O oturduğu sandalyeden kalkarken "Hoş geldin ufaklık." deyişine içinden göz devirmek gelse de dışından sadece gülümsemekle yetindi.
"Yine karşılaştık, tesadüf mü bu?" diyen adama "Hep burada olduğunu söylemiştin." diyerek karşılık verdi. "Beni görmek için geldin yani?" derken karşısındaki adamın sesinden keyif aldığını anlamıştı Asiye. Muhtemelen şu an erkeksi bir gurur duyuyordu. Onu bozmayarak "Senin için geldim." dediğinde yine güldü genç adam.
Gülüşü, Asiye'nin sinirini bozarken bunu dışarıya yansıtmamak için çaba sarf etmesi gerekti. Doruk bir adım atıp aralarındaki mesafeyi kapattıktan sonra işaret parmağının tersiyle Asiye'nin yanağını okşarken bakışları, genç kızın kıvrımlı vücudunu süzdü. "Bana geleceğini söylemiştim." dediğinde "Sana geldim." dedi bilerek kısık tuttuğu sesiyle.
Karşısındaki adamın kolunun beline dolandığını hissederken ona doğru çekilmesinin ardından yüzünü kendi yüzünün hizasında bulurken "Burada olmaz." dedi ve hızlıca geriye doğru bir adım attı. Doruk "Vay, hem hırçın hem utangaç." deyince yapmacık bir şekilde gülümsedi ona. Doruk'un eli gülümsemesini okşarken "Bunların seni fazla davetkar gösterdiğini biliyor muydun?" deyince sessiz kaldı.
Doruk aralarındaki sessizliği "Hadi gel, gidip biraz eğlenelim." diyerek bozduktan sonra onu yine bileğinden tutup kendisiyle birlikte yürütmeye başladı. Asiye, onun arkasından yürürken bakışlarını barın içinde gezdirerek Berk'i aradı. Gözleri onun öfkeli yüzüyle buluştuğunda gülümseyerek baktı ona.
Geçen sefer geldikleri otele geldikten sonra hızlıca resepsiyondan bir oda ayarladı Doruk ve yine Asiye'yi peşinde sürüklemeye başladı. Asansöre bindiklerinde Doruk, bakışlarını Asiye'nin üstünde gezdirmeye başladı. Odanın olduğu kata geldiklerinde hızlı adımlarla odaya vardı Doruk, Asiye'yi peşinden sürükleyerek.
Elindeki oda kartıyla kapıyı açtıktan sonra bileğinden tuttuğu Asiye'yi hızla içeri soktu ve kapıyı kapattı. Asiye'nin sırtını duvara dayadıktan sonra ona doğru birkaç adım atarak aralarındaki mesafeyi kapattı ve vücudunu, Asiye'nin vücudunda yasladı. Yüzlerini birbirine yaklaştırırken duyduğu "Dur." diyen ses afallamasına sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...