Selam, n'aber?
Aslında bölüm dün gelecekti ama hem okuyup hem yazmak, aynı zamanda yayınlamak, sosyal ve özel hayat, üstüne de öğrencilik derken beynim folloş olmuş durumda.
Bakalım Doruk, Asiye'yi nasıl bulmuş? Ayrıca onun arkadaş çevresinde kimler varmış?
Bu bölümü çok severek ve eğlenerek yazdım. Umarım siz de severek okursunuz.
İyi okumalar.
🥂🔥
Doruk eve girdiğinde "Hoş geldin." dedi Ömer ters bir şekilde. "Geri gideyim istersen Ömer, bir kovmadığın kaldı." "Gel, anlat. Sonra gidersin." "Mahallenin dedikoducu kadınları gibisin Ömer." "Arkanı toplayan biriyle bu şekilde konuşmamalısın bence Doruk."
"Belliydi bir gün senin başına böyle bir şey geleceği." "Ömer sen de sus, babam gibi söylenip duruyorsun." "Doruk hem suçlusun hem de hala konuşuyorsun." "Sen bana yardım edecek misin, onu söyle."
Bir nefes verdikten sonra "Kızın adını falan biliyor musun?" diyen Ömer'e "Hayır, bilmiyorum." diye cevap verdi Doruk. "Salaksın sen Doruk, sen gerçekten salaksın." "Benim salaklığımı sonra konuşuruz, şimdi şu kızı bulalım." "Neden bulmak istiyorsun ki?"
"Ömer, ben... Ya oğlum ben çok kötü şeyler söyledim kıza. O öyle bebek falan deyince, ya ne bileyim tırstım bir an. Kabullenmemek için de kıza iğrenç şeyler söyledim. İçim rahat değil, özür dilemek istiyorum." "Bebek ne olacak?" "Benden mi, değil mi, emin olmam lazım. Konuştuktan sonra DNA testi isteyeceğim."
"Ben bir sordurayım, bizim çocuklar bir şey bulabilecek mi bakalım?" "Sen var ya kralsın Ömer." "23 yaşına geldin, hala arkanı ben topluyorum Doruk. Büyü lan biraz." "Ama böyle yaramazlıklar falan güzel oluyor be." "O yaramazlıklarının senin başına nasıl bir çorap ördüğünün farkında mısın?"
O sessiz kalırken "Bak bu son Doruk." diye devam etti Ömer. "Bir daha yediğin haltı kendin temizlersin." "Yoksa ne yaparsınız komiserim, tutuklar mısınız beni?" "Sen geç dalganı, geç."
Doruk kendini koltukta Ömer'in yanına attıktan sonra gömleğinin cebinden çıkardığı kağıdı ona uzattı. Ömer kendisine uzatılan kağıdı görünce "Oğlum ben ne diyeceğimi bilemiyorum ya." dedi. "Bilemezsin tabi, neden? Çünkü hap kadar çocuk. Göremiyorum bile, sen görebiliyor musun?"
O ultrason kağıdını Ömer'in yüzüne yaklaştırırken gülerek elini itti Ömer ve "Sen en son DNA testi yaptıracaktın. Ne oldu da ultrason kağıdı taşımaya başladın birden?" deyince tekrar arkasına yaslanırken "Yok oğlum, ne taşıması?" dedi.
"E bu niye cebinde o zaman?" "Ya Asiye'yi kahvaltıya götürdüm ben. Sonra işte bu cüzdanını falan çıkardı çantasından. O ara düşürmüş herhalde, yerde gördüm. Orada kalmasın diye aldım işte ben de." "Kıza niye vermedin o zaman?"
Doruk birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Unuttum Ömer, hesap mı vereceğim sana?" dedi. "Yok kardeşim, ne hesabı? Benimki merak sadece." dedi Ömer gülerek. "Ee DNA testi ne oldu?" "Test 9.haftadan itibaren yapılabiliyormuş. Bizimki daha 6.haftaya yeni giriş yaptı, bekleyeceğiz." Bizimki, falan diyorsun. Oğlum sen farkında değilsin ama bayağı bayağı sahiplenmişsin."
"Ömer çok değişik her şey ya. Hayatıma bir anda giren bir kadın, beni sürekli azarlıyor, bildiğin haşlıyor ama hoşuma gidiyor. Bebeğin olacak, diyor bana ve ben bir şey diyemiyorum." "Diyemezsin tabi, neden? Çünkü kendinden emin değilsin." "Ömer..." "Ne ya? Haksız mıyım Doruk? Sana kaç kere dedim ben bir gün başına bir şey gelecek diye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...