33| Bozuk Saat

1.3K 89 228
                                    

Selam, n'aber?

Asla belirlediğim bölüm düzenine uymuyorum dhfgshdgjsd ama bulduğum her boş vakitte bir şeyler yazıyorum ve elimdeki stok bölüm sayısı arttıkça sürekli bölüm yayınlamak istiyorum. Elimde 6 bölüm stok var şu an ve buna dayanarak söylüyorum ki sizi çok güzel şeyler bekliyor. :D

Bu bölüm yaz dizisinden hallice oldu, ben yazarken çok eğlendim. Umarım siz de seversiniz.

İyi okumalar.

🥂🔥

2 Hafta Sonra

"Ya Asiye bu böyle olmuyor," diyen Doruk'a gülerken başının altındaki yastığı düzeltti Asiye. "Bizim acilen aynı eve taşınmamız lazım. Ben çok özlüyorum seni, ayrı kalmaya dayanamıyorum." "Ya aşkım..." "Aşkını yerim."

Asiye, ona gülerken "Ya dalga geçme, ciddiyim ben." dedi. "Hem oğlumuzun odasını yaparız birlikte, ben beşiğini kurarken sen beni izlersin, birlikte duvarları boyarız." "Yok, ben hiç uğraşamam öyle şeylerle. Boyacı falan tutalım." "Ne demek, boyacı tutalım? Benim hevesim kursağımda mı kalsın?" "Tamam, yaparız ne istiyorsan."

"O zaman yarın nikah tarihi alalım mı?" "Doruk biraz yavaş mı olsak?" "Neden, ne gerek var yavaş olmaya?" "Ne bileyim, daha dün bir, bugün iki." "Zamanın ne önemi var ki? Hem ne demiş Turgut Uyar 'Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur. Zamanı durdururum yüreğimde, sensiz geçtiği için, akrep yelkovana küskündür.'"

"Benim canım sevgilim edebiyat da mı biliyormuş?" "E yani, bende daha ne cevherler var, bir bilsen." Asiye, ona gülerken "Şu gülüşün güzelliğine bak, geceme gün gibi doğdun resmen." dedi Doruk. "Ben gelsem mi ki seni görmeye?" "Doruk saatin kaç olduğunun farkında mısın?" "Evet." "Nereye geleceksin bu saatte? Apartmana sokmazlar seni." "Ya aşağıdayım zaten, iki dakika görüp gideyim."

"Ne?" dedi Asiye yatağından kalkıp pencerenin önüne giderken. "Ne demek, aşağıdayım?" "Seni görmeye geldim, kapıyı aç diye de aradım." "Zahmet olmuş." "Bence bunları yukarda konuşalım." "Seni nasıl içeri alayım ben bu saatte, adımı mı çıkaralım apartmanda?" "Nasıl saklıyorsun ki sen karnını?" "Konumuz bu mu?" "Evet." "Doruk!" "Buraya kadar gelmişken seni görmeden gitmem."

Asiye oflayarak içindeki nefesi serbest bıraktıktan sonra birkaç saniye sessiz kaldı. Ardından aklına gelen şeyle "Arka taraftan gir içeri," dedi. "Yangın merdivenlerinden."

Doruk yangın merdivenlerini çıktıktan sonra Asiye'nin odasının balkonunun yanına gelince durdu. Yüzündeki gülümseme ile "Sevgilim..." dediğinde "Delisin sen." dedi Asiye gülerek. "Deliyim tabi, sana deliyim, bilmeyen kaldı mı?"

Asiye, ona güldükten sonra "Tamam, gördün. Hadi git şimdi." deyince "Kovuldum resmen." dedi Doruk. "Sevgilim ben seni neden kovayım? Usturuplu bir saatte gelirsen istediğin kadar kalabilirsin." "Bence şimdi de istediğim kadar kalabilirim." diyen Doruk'a anlamadan baktı. "Yani bence bir yarım saat kalsam kimseye bir zararı olmaz."

Onun dediğine güldükten sonra geriye çekildi Asiye ve "Gel hadi." dedi. Aralarındaki birkaç santimetrelik mesafeye baktıktan sonra "Ama sen benim elimi tut," dedi Doruk. "Şimdi düşerim falan aşağıya, Allah korusun."

Asiye, ona güldükten sonra elini uzattı. Doruk, Asiye'nin elini tuttuktan sonra yalandan bir titizlikle geçti balkona. Ardından Asiye'nin elinin üstüne bir öpücük bıraktı ve "Benim güzeller güzeli sevgilim ya, sayende geçtim." dedi.

Kollarını Asiye'ye sardıktan sonra bir öpücük bıraktı saçlarına ve "Çok özledim seni." dedi. "Sen beni ne kadar özledin, anlatsana biraz." "Doruk..." derken sözünü "Ne 'Doruk' ama, ne?" diyerek kesen sevgilisine cevap olarak dudaklarını birleştirdi birkaç saniyeliğine. Küçük bir öpücükten sonra kendini geri çekti ve "Çok özledim." dedi gülümseyerek.

BEYAZ ŞARAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin