Selam, n'aber?
Çok özledim buraları :")
Bu bölümü yazarken çok eğlendim, ilk bölümler vibeı var bölümün hgdshgfsdhj
Sizin de severek okuyacağınızı düşünüyorum.
İyi okumalar.
🥂🔥
Doruk, göğsünde yatan Asiye'nin çıplak kolunu okşarken, yüzündeki huzurlu gülümsemeyle ona yaklaşıp bir öpücük bıraktı saçlarına. Yüzünü kendisine dönünceyse alnına bir öpücük bıraktığında gülümsemesiyle karşılık verdi Asiye.
Aralarındaki sessizliği "Sence olur mu bebeğimiz?" diyerek bölen Asiye'ye "Aşkım neden olmasın?" dedi Doruk, ardından gülerek "Yani bu konuda kendimizi kanıtladık diye düşünüyorum." diye devam etti.
Asiye, ona gülerken aklına gelen şeyle "Kız mı olsun istersin, erkek mi?" diye sorduğunda "Ama ya dediğim olmazsa," dedi Doruk. "İlerde duyunca üzülmez mi?"
Onun yanağına bir öpücük bıraktı Asiye ve "Söylemeyiz, merak etme." dedi. "O zaman olur." dedi Doruk gülümseyerek.
"Mesela ben erkek isterim," dedi Asiye gülerek. "Atlas'ın her şeyiyle ilgilenmek o kadar güzel ki, onun gibi bir oğlum daha olsun istiyorum. Onun gibi sarılsın, onun gibi baksın, onun gibi koksun. Canım oğlum benim ya, bir tanem."
"Aşkım fotokopi makinesi getireyim mi, ister misin?" "Ne için?" "E Atlas'a tıpatıp benzemesini istiyormuşsun ya." Doruk dediği şeye gülerken, kendisine yüzünü buruşturarak bakan Asiye'ye döndü ve "Ondan bizde zaten bir tane var," dedi. "Bir tane de değişik olsun." "Gömlek alıyoruz da değiştirerek giyecek sanki." "Bak, sen bir sinirlendin sanki."
Asiye, ona güldükten sonra "Ee hadi sen de söyle." deyince, bakışlarını karşısındaki duvara çevirdiğinde düşündüğü şeyler gülümsemesinin kaybolmasına sebep oldu Doruk'un. Yüz hatları arasında belli belirsiz bir tebessüm oluşurken, "Kız olsun isterim." dedi. "Kız olsun ve sana benzesin."
"Yaa." diyen Asiye'ye çevirdi bakışlarını ve "Benim bu hayatta en çok sevdiğim şey sensin Asiye, tabi bir de oğlumuz." dedi. "Atlas zaten bana benziyor, o yüzden sana benzemesini isterim. Çünkü sen benim bu dünyada gördüğüm en gü..."
Doruk'un cümlesi yarıda kesilince kendini hafifçe geri çekerek yüzünü ona döndü Asiye ve "Ne oldu?" dedi. "Vazgeçtim, sana benzemesin." "Yoo, benzesin." "Yok yok, hiç gerek yok."
"Gerek yok, ne ya? Eve beyaz eşya alıyoruz sanki." dedi Asiye ters bir şekilde. Ardından güldü ve "Ya aşkım," dedi. "Ne oldu birden, yüzün de düştü."
"Hiç, bir şey olmadı." "Doruk!" "Söyleyeceğim ama dalga geçmek yok." "Tamam, anlaştık." "Sen çok güzelsin Asiye, benim bu dünyada gördüğüm en güzel şeysin sen. Ben hep sana bakmak, seni görmek istiyorum. O kadar güzelsin ki senin dışında baktığım her şey iğrendirici bir çirkinlikte geliyor bana."
Asiye, onu yüzündeki bir gülümsemeyle dinlerken, "E kızımız sana benzerse o da çok güzel olacak," diye devam etti Doruk. "Ben kızımın güzel olmasını istemiyorum. O çirkin olsun, kargaya yavrusu şahin görünürmüş, ben onu öyle de çok severim."
"Aşkım şimdi biz bebeğimizi tabi çok severiz, orası ayrı ama sen neden çirkin olmasını istiyorsun, bu nasıl bir istek?" derken gülüşünü bastıramadı Asiye.
"Asiye sen de birinin kızısın." "Doruk vaov." derken güldü Asiye ve "Nereden anladın onu aşkım ya, çaktırmamak için o kadar uğraşmıştım." diye devam etti.
"Hani dalga geçmeyecektin?" "Tamam, sustum." dedi Asiye gülerek. Doruk "Ya sen de birinin kızıydın ama şimdi haline bak." dediğinde refleksle kendine baktı Asiye. Doruk'un vücuduna sarılı kolları, neredeyse birbirine yapışacak olan bedenleri, birbirine karışan nefesleri ile duruyorlardı.
Ne demek istediğini anlasa da ona döndü yüzünü ve anlatmaya devam etmesini bekledi. "Yok, ben vermem kızımı kimseye, mümkünatı yok. Biz yapacağız, bakacağız, büyüteceğiz, seveceğiz, sonra dingilin biri gelip alacak, oldu paşam, ketçap mayonez de olsun mu?"
"Doruk..." dedi Asiye yalandan bir telaşla elini onun yüzünde gezdirip ateşine bakarken. "Ateşin de yok ki, Allah Allah." "Asiye!" "Doruk, ben hamile bile değilim aşkım. Hem belki erkek olur bu bebeğimiz de, değil mi? Yarı yarıya ihtimal var sonuçta."
"Yarı yarıya çok ya, ne yapsak, biz vaz mı geçsek çocuk yapmaktan?" "Sen kafayı yedin iyice." derken güldü Asiye ve ona sardı kollarını. "Söz, kız olursa en çok seni sevecek." "En çok beni sevmesi yetmez, benden başka erkek de sevmesin." "Tabi, sen bir liste yap, ver eline, oradan bakar kimi sevip sevmeyeceğine." "Listeye gerek yok, bir beni sevecek, bir de abisini."
Duyduğu şeyle Asiye'nin dudakları aralanırken "Doruk, bizim oğlumuz abi olacak." dedi heyecanla. "Olacak tabi, dünyanın en güzel abisi olacak hem de. Biz böyle oğlumla karnına koyacağız ellerimizi, bebeğimizi seveceğiz. Ninni söyleyeceğiz, oyunlar oynayacağız. Düşünce abisi kaldıracak onu, parkta beraber sallanacaklar. Atlas kardeşini korumak için kavga edince ben 'Aferin benim aslan oğluma.' diyeceğim, sen kızacaksın. 'Böyle mi örnek oluyorsun çocuğa Doruk?' diyeceksin. Atlas'a uzun uzun neden kavga etmemesi gerektiğini anlatacaksın ama seni asla dinlemeyecek."
"Neden dinlemesin ya, çok akıllı benim oğlum, dinler beni o." "Aşkım şimdi orası ayrı ama biri kardeşini döverken, çocukları durdurup karşılarına geçerek neden kavga etmemesi gerektiğini mi anlatacak? Tabi ki kavgadan uzak dursun isterim ben de ama kavga edecek illa ki, bu da bir gerçek. Ama ben kendim için hiç kavga etmedim, biliyor musun, hepsi Melisa içindi. Atlas da kardeşini koruyup kollayacak, onun için kendini sakınmayacak. Yolunda bir taş görse daha kardeşi yürümeye başlamadan o taşı kaldırıp atacak."
"Atlas çok iyi bir abi olur, değil mi?" "Yani elimizde bunu anlamak için bir veri yok, deneyip göreceğiz." "Ama kreşte arkadaşlarıyla çok iyi anlaşıyor." "Güzelim arkadaş ve kardeş aynı şey mi? Kardeş, kavga etmek için yaratılan bir varlık." "E iki saattir ne anlatıyorsun o zaman?" "O başkalarına karşı. Evde birbirlerine girecekler, sürekli kavga edip küsecekler birbirlerine, sen ellerin belinde gireceksin odaya. Sonra ben arkadan gelip beline saracağım kollarımı, boynuna bir öpücük konduracağım.
Doruk söylediklerine eş zamanlı olarak kollarını Asiye'nin beline sarıp boynuna bir öpücük bırakınca gülümsedi Asiye. "Sonra biz senle kucağımıza alacağız çocuklarımızı, bahçedeki büyük salıncağımızda sallanacağız. Benim saçlarım beyazlamaya başlamış ama hâlâ çok yakışıklıyım, aşırı yani ama zaten sadece birkaç tel beyaz var saçımda, çünkü Doruk Atakul olmak böyle bir şey."
Asiye, ona gülerken bir iç çekti Doruk ve "Sen yine çok güzelsin," dedi. "Her zamanki gibi. Sen Atlas'ı almışsın kucağına, ben kızımızı. Çünkü kızımız bana âşık resmen, çok seviyor beni." "Sana sadece ben âşık olabilirim." "Yani şimdi karıcığım, gönlümün üstünde yerin var her zaman ama kızımın ilk ve 'tek' aşkı olma fırsatını kaçıramam."
Yüzünü kendisine döndükten sonra "Hadi gel, hemen çocuk yapalım." diyen Asiye'ye güldü Doruk ve "Bakkaldan alıp gelecekmiş gibi söylüyorsun." dedi. "Bu anlattıklarının hemen gerçek olması lazım Doruk." "Yok ya, yorgunum ben, istemiyorum." "Ne demek, istemiyorum, ya?" dedi Asiye kaşlarını çatarken. "Çocuk isteyen sen değil miydin, kendi kendime mi yapacağım ben çocuğu?"
Doruk, ona gülerken dudaklarını birbirine bastıran Asiye'ye karşılık güldüğünde birbirinden kopan dudaklarını, Asiye'nin yüzünü avuçları arasına alarak birleştirdi tekrar.
🥂🔥
Nasıl buldunuz bölümü?
Hayallere bak, size kurbane ya dfgsddshj
Doruk'un şapşallığına bakın, asla büyümüyor jsdhfjsdh
Asiye'min libidosu... hoay maşallah yani dhfgsdhgs
Atlas'ım çok iyi bir abi olacak 🥺
Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...