Selam, n'aber?
Ne ara 24.bölüme geldik biz ya? Beklediğimden daha hızlı ilerliyoruz, güzel şeyler gelecek.
Bölümü yazarken değişik duygular yaşadım ama çok severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.
İyi okumalar.
🥂🔥
Doruk askıda duran küçük, mavi zıbını eline alıp Asiye'nin karnına doğru tuttuktan sonra onu da alışveriş sepetine atarken, gülerek "Doruk yeter." dedi Asiye. "Daha kaç ay var çocuğun doğmasına, şimdiden her şeyi aldık neredeyse."
"E ne güzel işte, hiçbir eksiğimiz kalmadı." "İyi de daha neredeyse 5 ay var doğuma, o zamana kadar ne yapacağız bunları?" "Bakar bakar içinde bebeğimizi hayal ederiz, olmaz mı?"
Asiye, ona güldükten sonra "Gidelim hadi artık." deyince "Yoruldun mu?" diye sordu Doruk. "E kaç saattir dolaşıyoruz, yoruldum tabi." Doruk'un yüz ifadesi düştü birkaç saniyeliğine. Ardından tekrar yüzüne bir gülümseme yerleşirken "O zaman gidip bir yerlerde oturalım mı, hem bir şeyler yeriz belki." dedi.
"İyi olur aslında ya, ben biraz acıktım çünkü." "E niye söylemedin?" "E söyledim işte." "Neyse hadi gidelim de yemek yiyelim. Ne yemek istersin, nereye gidelim?" "Bilmiyorum ya, ne yesek ki?" Doruk, ona gülerken "Ciddi bir konu bu." dedi Asiye çatık kaşlarıyla. "Tabi, haklısın, pardon." "E hâlâ gülüyorsun?" "E ama çok tatlısın."
Dediği şey ile gülüşü, yüz hatları arasında kaybolurken, bakışlarını kaçırdı ve "Yani, şey..." dedi. "Bu hallerin falan... Tatlı geldi gözüme." diye devam etti hislerini saklamayarak.
Asiye'nin yüzüne bir gülümseme yerleşirken kafasını yere eğerek saklamaya çalıştı gülüşünü. Doruk'un bakışları, onun gülüşünde takılı kalırken ufak bir tebessüm belirdi yüzünde, çok güzel gülüyordu.
O an bunları düşünürken "Oğlumuz kime benzer sence?" sorusu istemsizce döküldü dudaklarından. "O kadar karnımda taşıyorum, her şeyini çekiyorum. Bunun üstüne sana benzerse bu bana yapılmış bir ihanettir."
Duyduğu cümleler, Doruk'u güldürürken "Ben de sana benzemesini isterim." deyince "Neden?" diye sordu Asiye. "Yani sana benzeyen bir çocuğun olsun istemez misin?" "Bu dünyaya benden bir tane yeter, burayı güzelleştirecek birilerine ihtiyaç var ama."
Bu sefer yüzüne yayılan gülümsemeyi saklama gereği hissetmezken "E yani bana benzerse bayağı bir güzel olur tabi." diyen Asiye ile güldü Doruk. "Ama sana benzerse de bir şey kaybedeceğini düşünmüyorum."
Doruk birkaç saniye ne tepki vereceğini bilemeyerek sessiz kaldıktan sonra "Ee karar verdin mi ne yemek istediğine?" deyince "Evet," dedi Asiye. "Pizza istiyoruz." "İyi de sucuk, sosis falan hep işlenmiş gıda, başka bir şey mi yeseydin?" "Ya ben, pizza yemek istiyorum." "Tamam, pizza yemek istiyorsan pizza yeriz biz de, sakin." "Sakin olamam, bu önemli bir konu."
Tekrar güldükten sonra "Doğru, öyleydi. Unutmuşum ben, kusura bakma." diyen Doruk'a güldükten sonra "Bu seferlik affettik." dedi Asiye ve tekrar yürümeye başladılar.
Yan yana yürürken aklına gelen şeyle "Sen bu hafta çok yoğun değil miydin?" diye sordu Asiye. Doruk birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Sizin için hep vaktim var." diye politik bir cevap verse de, Asiye "Doruk!" dedi. Kaçmak için yan tarafındaki rafta gördüğü oyuncağı eline alırken "Bu çok güzelmiş, bunu da alalım." dedi Doruk.
🥂🔥
Asiye çalan telefonunu eline aldığında Doruk'un aradığını görünce "Efendim?" diyerek cevapladı aramayı. "Asiye selam. Nasılsın, ne yapıyorsun?" "İyiyim, oturuyoruz Talya ile, tabi oğlum da var." dedi elini karnına yerleştirirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...