35| Sevmemeliyiz

1.2K 77 236
                                    

Selam, n'aber?

Sınavlar, ödevler, okul, kitaplar, sosyal hayat döngüsü içerisinde oradan oraya savrulduğum yetmezmiş gibi yeni bir kurguya başladım, (benim ders alma seviyesi dshfdsjshd) elimden geldiğince çabuk yazıp bir an önce yayınlamak istiyorum. Tadımlık, çıtır çerez bir kurgu olacak zaten.

Bölüme geçmeden önce buraya bir şey bırakmak istiyorum. Üstüne çok düşündük, çok emek harcadık ve bu bebek çıktı ortaya. Bence emeklerimize değdi, umarım siz de beğenirsiniz. @NeFarkEderKi0_o ve @blackdaisy368 e çok teşekkür ederim tekrar. ❤️

Bölüm hakkında bir şeyler söylemem gerekirse çok sevdiğimi söyleyemem açıkçası ama hem sizin bir şeyleri daha iyi anlamanız hem de kurgunun devamı için böyle olmalıydı. Umarım severek okursunuz.

İyi okumalar.

🥂🔥

(Atakul Ev)

Sevgime asla karşılık bulamayacağımın farkındayım, imkansıza tutuldum, olmayacağını bile bile peşinde dolaşmaya başladım, beni fark etsin istedim ama olmadı, olmuyor. Herkesi gören gözleri bana kör sanki, bir beni görmüyor.

Kocaman bir kalbi var, içine herkesin sığabileceği kadar büyük. Herkesin yardımına koşar, biri için elinden gelen her şeyi yapar. Ama o kocaman kalbinde yer edinemedim ben, herkese yardım etti ama benim kalbimdeki yangını görmedi bile, görmüyor. Ona nasıl baktığımı, karşısında eridiğimi, dalıp dalıp onu izlediğimi, sadece ona bakarken yüzümde peyda olan gülümsemeyi... Görmüyor beni, varlığımı reddediyor sanki.

Beni yerleştirdiği kalıptan sıyrılamıyorum, çıkamıyorum kabuğumdan. Her şey farklı olabilecekken arkadaşlığıyla yetinmeye çalışmak canımı yakıyor, beni fark bile etmemiş olması canımı yakıyor.

Anlatsam anlar mı beni? Onun da içinde bir yerde adını koyamadığı bir sevgi var mıdır bana karşı? O da beni sever mi? Aşkı bilmez benim kalbim, der hep. Ondan mı göremiyor beni? Sevdiğim adamın kalbinde yer edinebilir miyim ben de? Hep imkansız mı kalır bu aşk böyle?

Melisa gözyaşları eşliğinde yazdığı yazıyı bloğunda yayınlamadan önce elini yüzünü yıkamak için kalktı oturduğu yatağının üstünden. O, odadan çıktıktan biraz sonra onu çağırmak için gelen Ömer, açık gördüğü bilgisayarda birbiri ardına yazılmış satırları görünce "Bakalım bizim yerli Jane Austen ne yazmış yine?" dedi ve ekranı kendisine doğru çevirdi.

Okuduğu her satır ile şaşkınlığı artarken Melisa'yı bu kadar üzenin kim olduğunu düşünerek devam etti okumaya. Yarısını bitirmek üzereydi ki odaya giren Melisa hızla elindeki bilgisayarı çekip alırken "Ne yapıyorsun sen?" deyince "Ben sadece yazdığın hikayeyi merak etmiştim ama hikaye değilmiş, pardon." diye cevap verdi.

Melisa'nın "Ne kadarını okudun?" sorusunu cevapsız bırakarak ona yaklaştı ve omuzlarını tuttuktan sonra "Kim üzdü seni bu kadar?" dedi. Karşısındaki kızın gözlerinden birer damla yaş akarken, parmaklarıyla sildi gözyaşlarının iz yaptığı yanaklarını. "Doruk'un haberi var mı bu durumdan, gerçi olsa benzetirdi o dingili."

Onun ellerini ittirdikten sonra "Durum, diyorsun ya." dedi Melisa. "Haklısın, özür dilerim. Ama bak, ben de senin abin sayılırım. Kalbini kim kırdı bu kadar, çekinmeden anlatabilirsin bana." "SEN," diye bağırdı Melisa içindeki isteği bastıramayarak. "SEN KIRDIN KALBİMİ. OLDU MU, RAHATLADIN MI ÖĞRENİNCE?"

BEYAZ ŞARAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin