25| Mecnun

1.2K 97 501
                                    

Selam, n'aber?

Bölüme geçmeden önce birkaç şey söylemek istiyorum. Bölümlerin daha sık gelmesini istiyorsunuz haklı olarak, inanın ben de çok istiyorum. Ama okullar açıldı ve sınav senem. Dolayısıyla buraya eskisi kadar vakit ayıramıyorum, yorumlarınızı geç cevaplamamın sebebi de bu. Bundan sonra ise kafamda çok önceden planladığım bölümlere geliyoruz, yazma süreci daha hızlı olacak benim için.

Bu süre zarfında hem sizleri boşuna bekletmemek için hem de yazmayı benim için daha sistemli bir hale getirmek için bölümler için bir düzen belirlemeye karar verdim. "Beyaz Şarap" pazartesi günleri yeni bölümleri ile yayında olacak. 🌸

Diğer bir konu ise yorumlar... Yorum yapan herkese çok teşekkür ederim öncelikle. Ama bölüm yorumlarına bakınca yorum yapan sadece birkaç kişi olduğunu görüyorum. Bu hem o arkadaşlarıma yük hem de benim için can sıkıcı bir durum. Sonuçta bu işten herhangi bir kazancım yok sizden aldığım güzel geri dönüşler dışında. Gönlüm ister ki okuyan herkes bol bol yorum yapsın, hepinizle sohbet edip eğlenelim yorumlarda ama bunun olmayacağını biliyorum. O yüzden lütfen herkes tek bir yorumla da olsa fikirlerini belirtmekten çekinmesin, güzel yorumlarınızı esirgemeyin benden.

Bölüme gelecek olursam çok severek ve eğlenerek yazdım. İkisinin de aydınlanma yaşayacağı bir bölüm bu. Artık aydınlansınlar zaten, dünya bu kadar geç aydınlanmadı, ampulün keşif süreci daha hızlıydı hdgfgsdhjsd Ben severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.

İyi okumalar.

🥂🔥

Doruk kısık sesle "Asiye..." derken "Herkesin içinde tartışmak istemiyorum." dedi Asiye onunki gibi bir sesle.

"Bence de ya, Doruk gitar çalsın bize." diyen Aybike'ye baktı Doruk birkaç saniye. Ardından diğerlerine dönerken "Yani istiyorsanız çalarım tabi." dedi. Onaylayan sesleri duyunca ise oturduğu yerden kalktı ve gitarını almaya gitti.

Geri geldiğinde odanın köşesinde duran armut koltuğu herkesi görebileceği bir yere getirdi ve gitarını kucağına aldıktan sonra "Ne söyleyeyim?" dedi. Kimseden bir ses yükselmezken "Kazılı kuyum." dedi Aybike ve arkasına yaslanırken "Ama karşımdaki beni görmüyor, ruhum alev aldı sönmüyor." diye şarkıyı mırıldandı kendince.

Doruk, bakışlarını ondan çekip Asiye'ye döndüğünde heyecanını belli eden bir gülümseme ile kendisine baktığını görünce gülümsedi ve "Bana eşlik eder misin?" diye sordu. "Ne çalacaksın?"

Sorusuna sözlü bir cevap vermek yerine gülümsemesini silmeden bakışlarını onun gülüşüne kaydırdıktan sonra aklına gelen ilk şarkının notalarını tellere vurmaya başladı.

"Bir gülüşünle başladı yüreğimde fırtına, bana hiç danışmadan aşk kapımda."

Aklına Asiye'yi barda gördüğü ilk an geldi şarkının bu sözleri dudaklarından dökülürken. Ne güzel gülmüştü karşısında, ne güzeldi. Sonrasında yaşadıkları her şey ise bu anlarını hazırlamıştı sanki.

"Sen bahara ahenk veren, sarmaşık yediveren. Güneşimde can bulup sarılsan."

Duyduğu ses ile bakışlarını Asiye'ye çevirdi. Karşısında gördüğü kadın gülümsemesine sebep olurken, oğlunun annesi o olduğu için kendini dünyanın en şanslı adamı gibi hissetti.

"Yâr ne olur dokun bir kere, yüreğim yaprak döküyor. Beni görsen sensiz, halim sonbahar."

Aklına Asiye'nin hayatında olmadığı 1.5 ay geldi. Ne yapsa da çıkaramamıştı onu aklından. Kokusu işlemişti sanki içine, ondan başka çiçek koklayamaz gibi gelmişti.

BEYAZ ŞARAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin