31| Gürültü

1.7K 104 384
                                    

Selam, n'aber?

Girdiği son savaştan sağ çıkan "Beyaz Şarap", yeniden sizlerle (Alkışlar şak, şak.) Şaka bir yana tekrar aynı sorunları yaşamayacağımızı umuyorum. Çünkü bu kitap her şeyden önce güzel kurgulanmış bir finali hak ediyor bence. Bunun için de desteğinize ihtiyacım var, lütfen yorum yapın, rica ediyorum artık.

Ben uzun zamandır bölüm atmıyormuş gibi hissettim ya, neden böyle oldu? Neyse, 1 gün daha sabredemedim ve bölümü alıp geldim. Uzun zamandır beklediğimiz şeyleri yaşıyorlar, çok mutluyum hsdsahds Ben severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.

İyi okumalar.

🥂🔥

Duyduğu adım seslerine Doruk'un "Asiye?" diyen sesi eşlik edince hızlıca gözyaşlarını sildi Asiye. Doruk odaya girdiğinde onu yatağın karşısındaki koltukta ıslak gözleriyle otururken görünce "Ne oldu?" dedi telaşla. Yanına gidip önünde diz çöktükten sonra ellerini kavradı ve "Asiye ne oldu bir tanem?" dedi tekrar.

Asiye bakışlarını yukarı çevirdikten sonra bir nefes verirken, gözyaşları da ondan izinsiz bir şekilde kaydı yanaklarından aşağı. "Asiye korkutma beni." diyen Doruk'u duyunca bir iç çektikten sonra "Annem..." dedi. "Bir şey mi olmuş?" "Bugün benim doğum günüm Doruk, annem o da benim. Tüm gün onunla konuşmak için bekledim. O aramayınca ben aradım ama telefonu bile açmadı."

Sevdiği kadının gözyaşlarının kalbine kor olarak düştüğünü hissederken "Güzelim belki işi vardır, açamamıştır telefonu." dedi. Asiye, ona kafasını iki yana sallayarak cevap verdikten sonra "İstemiyorlar artık beni." dedi. "Sesimi duymaya bile tahammülleri yok artık, beni kızları olarak görmüyorlar."

"Özür dilerim." dedi Doruk bakışlarını yere eğerken. "Yaşadığın bu şeylerin sebebi benim, benim yüzümden sırt çevirdi ailen sana. Hiçbir şeyi telafi etmez, senin için de bir değeri var mı, bilmiyorum ama özür dilerim Asiye, çok özür dilerim." Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Keşke o gece hiç yanına gelmeseydim." diye devam etti. "Asiye'nin kaşları çatılırken "Eğer ben o gece senden uzak dursaydım şimdi bunları yaşamazdın." diyen Doruk'a "O zaman oğlumuz olmazdı." diye karşılık verdi.

Doruk'un elini kavradıktan sonra karnına yerleştirdi Asiye ve "O zaman Atlas olmazdı Doruk, sen olmazdın. Ben geriye dönüp baktığımda o dönemlerimi eksik hissediyorum." dedi. "Ben, oğlumu hissedemediğimi, senin hayatımda olmadığını düşünemiyorum bile. Yapma böyle, seni böyle görürsek eğer, o da üzülür."

Asiye'nin karnına bir öpücük bıraktı Doruk ve "Üzülmesin oğlum benim, aslan oğlum." dedi. Gülümseyen gözlerle kendisini izleyen Asiye'ye döndü ardından ve bir öpücük de onun yanağına bıraktıktan sonra "Siz hep mutlu olun." dedi. "Sen hep yanımızda olursan biz de hep mutlu oluruz." "Ben yanınızda olmasam da mutlu olun."

"Ne demek o şimdi?" "Yani sonuçta ben meşgul bir adamım, hep sizinle olamam." "Şu an yüzüğü kafana atsam ne yapabilirsin ki?" "Karşında can çekişebilirim, ya da oradan oraya savrulabilirim, ölebilirim karşında." "Ne biçim konuşuyorsun Doruk? Çocuğumun yanında bir de?" "Aşkınız beni derbeder ediyor Asiye Hanım, ne dediğimi biliyor muyum ben?" "Ne dediğini bilmediğin belli zaten."

Doruk "Küstün mü sen?" dedi, onun tripli haline gülerek. "Yo, niye küseyim ki?" Gülerek "Tabi canım, niye küsesin ki?" dedikten sonra bir öpücük bıraktı Doruk, Asiye'nin yanağına. Asiye'nin yüz ifadesi yumuşarken, onun bu haline gülümsedi ve oturduğu yerden kalktıktan sonra "İyi geceler size." deyip odadan çıkmak için kapıya yöneldi.

"Nereye gidiyorsun?" "Bir yere gitmiyorum güzelim, yan odada yatacağım ben." "Neden?" "Ne demek, neden? Burada sen yatacaksın çünkü." "Neden beraber yatmıyoruz ki?"

BEYAZ ŞARAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin