Selam, n'aber?
Bu kitabın kafası bozuk bi' yazarı varmış, gece gece coşup bölüm atıyormuş ama olsun, n'apalım dsvfdsgfjsd
Bu bölüm nihayet evimize dönüyoruz, ama muhtemelen okuduğunuz sahneler beklentinizi karşılamayacak dsfgsdhfgds
Ben severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.
Yeni bölüm için sınır: 70 oy ve 25 farklı kişiden yorum.
İyi okumalar.
🥂🔥
Asiye gözlerinden akan yaşları umursamazken, "Tamam artık güzel kızım, ağlama." dedi babası gözyaşlarını silip. "Asiye'm hem bundan sonra sık sık gelip gidersiniz artık." diyen annesine döndü ve "Siz de gelin ama, olur mu?" dedi.
Bakışlarını kucağındaki Atlas ile birkaç adım geride duran Doruk'a çeviren babasını görünce, o da oraya döndü. Doruk'un yüzündeki gülümseme ile kendisine baktığını görünce ise tebessüm etti hafifçe. "Geliriz annem, üzülme sen."
Asiye, annesine sarılırken aralarındaki birkaç adımlık mesafeyi kapattı Doruk ve karşısında duran adamın elini öpmek için eğildi. O, doğrulduğunda Atlas'a bir bakış attı Yusuf ve "Kızım da torunum da sana emanet." dedi. "Madem bize danışmadan böyle bir yola girdiniz, gözün gibi bakacaksın ikisine de. Üzdüğünü görürsem, duyarsam külahları değişiriz."
Yüzündeki gülümseme ile kafa salladı Doruk ve "Eğer onları üzersem sizden önce ben kırarım kendi kafamı." dedi. Asiye, geri çekildiğinde kısaca Ayşe ile de vedalaştı Doruk ve kendisini bekleyen sevgilisine döndü. Asiye, onlara dolu gözleriyle bakarken "Hadi artık," dedi annesi. "Üşüteceksiniz çocuğu."
Birlikte uzaklaşmaya başladıklarında arkalarından "Dikkatli gidin yavrum." diyen annesini duyunca ona dönüp gülümsedi Asiye ve el salladı tekrar. Arabanın önünde durduklarında Asiye yerine oturunca boynuna bir öpücük bıraktığı Atlas'ı onun kucağına verdi Doruk.
Kapıyı kapattıktan sonra yerine geçmeden son kez başıyla hafifçe selam verdi ve bindi arabaya. Asiye camdan baktığında arkalarından dua eden annesini görünce gülümserken, Doruk'un çaldığı korna Atlas'ı korkutup ağlattığı için ona döndü hızla.
Çalışan araba, sokağın köşesini dönerken oğlunun yüzünü kendine doğru çevirdikten sonra omzuna yasladı ve "Tamam anneciğim, bitti." dedi sırtını sıvazlayarak. "Geçti bebeğim, geçti bir tanem."
Doruk, ona bir bakış attıktan sonra "Özür dilerim babacığım." dediğinde kafasını sese çevirdi Atlas ve ıslak, yeşil gözleriyle baktı babasına. Oğlunun elinin üstüne bir öpücük bıraktı Doruk ve "Güzel oğlum benim." dedi.
🥂🔥
Doruk'un açtığı kapıdan içeri girdi Asiye yüzüne yayılan bir gülümsemeyle. Hissettiği huzura engel olamazken, kafasını göğsüne yaslamış, uyuyan oğlunun saçlarına bir öpücük bıraktı ve "Bak anneciğim, evimize geldik." dedi.
Beline dolanan kolları hissettiğinde kendini sevdiği adamın kucağına yasladı. "Hoş geldiniz evimize." dediğini duyduğunda "Benim evim sensin." dedi. "Ben sana hep hoş gelirim sevgilim, şehrimin tüm sokaklarına senin adını yazdırırım, hep senin adını okurum. Benim evim de yurdum da sensin."
Karşısındaki adamın sessizliği ile kaşları çatılırken, yüzünü ona döndüğünde kendisine dolu gözleriyle baktığını görünce "İyi misin?" dedi. "Bir şey mi oldu?" Doruk'un eli, onun yüzünü okşarken "İyiyim," dedi fısıltı gibi sesiyle. "Yanımda olduğunuz sürece aksi mümkün değil zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...