34| Uçurtma

1.4K 84 296
                                    

Selam, n'aber?

Yarın sınavlarım başlıyor, sabır ve heves lütfen. Hepinize (ve tabi ki kendime) bol şans diliyorum, umarım çok güzel geçer sınavlarımız.

Bu iki haftalık süre boyunca elimde bölüm stoğu olduğu için yayınlama konusunda sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyorum ama sizlerin aktifliği düşer mi, emin olamadım. O yüzden birlikte karar verelim istiyorum. Sınavlar bitene kadar ara mı verelim, devam mı?

Bir de sanırım sürekli yorumları hatırlatmam gerekecek :D 

Bölümü severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.

İyi okumalar.

🥂🔥

"Nasıl yani şimdi, ben anlamadım." diyen Berk ile oflayarak içindeki nefesi serbest bıraktı Doruk. İlişkilerini söyledikleri andan beri -yaklaşık 10 dakikadır- bunu en az onuncu soruşuydu. "Siz şimdi gerçekten sevgili misiniz?" "Hayır Berk, şakacıktan sevgiliyiz. Ben, Asiye'ye evlenme teklifi falan ettim ama hepsi öylesine, eğlenmek için."

"Çok mu komik lan?" dedi Berk arkasındaki kırlenti Doruk'a atarken. "Kabullenemiyorum kuzenimin senin gibi bir sığırla birlikte olduğunu." "E bunca yıl senin gibi öküze katlanmış, bundan sonra da sığırla devam etsin, demiş demek ki."

"Ya benim anlamadığım şey ne ara yaşandı bunlar, bizim neden haberimiz yoktu." "Halka açık değildi çünkü Ömer." "Halk, diyor ya. Kardeştik hani biz?" "Burada öz kardeşi olarak en çok trip atma hakkını kendimde buluyorum. Ya abi, bana nasıl söylemezsin?" "Aşk olsun Melisa, sen öz kardeşisin de ben neyim? Birlikte kardeş gibi büyümedik mi biz, sen de Doruk da kardeşimsiniz benim."

Melisa'nın yüzü düşerken sabit tutmaya çalıştı yüz ifadesini. Asiye ondaki değişikliği fark edince kaşları çatılırken "Söylemek istemedim hiçbirinize çünkü Asiye'den ne cevap alacağımı bilmiyordum." diyen Doruk'a döndü. "Eğer reddedilirsem hiç kimse üzülmesin istedim."

Ona döndü Asiye ve "Sana nasıl baktığımı da mı görmüyordun?" deyince gülümsedi Doruk ve "Aşkından gözüm kör olduysa demek ki." dedi. Asiye, onun yanağına bir öpücük bırakırken "İğrenç," dedi Berk. "Gerçekten iğrençsiniz."

"Sen aşktan ne anlarsın salak?" dedi Talya şakayla karışık. O dudaklarını bir şey demek için aralamıştı ki Melisa ondan önce davranarak "Aşk, gözleri görmeyen birine gökkuşağını anlatmak gibidir belki de." dedi. "Aşkı hiç bilmeyen birine aşkı anlatmak, ondan aşkı beklemek aptallık. Ama insan engel olamıyor kendine. Tıpkı gözleri görmeyen birine gökkuşağını anlatmak gibi işte, görmediğini biliyorsun ama anlatmak, onun görebileceğine inanmak güzel, çok güzel."

"Melisa," diyen sesle irkildi birden ve adını seslenen Doruk'a döndü genç kız. "Sen iyi misin, bilmediğim bir şey mi var?" "Yok abi, öyle aklıma geldi." Doruk birkaç saniye boyunca onu süzerken, bakışlarını kaçırdı Melisa. Araları bozulur korkusuyla bir türlü söyleyemediği yıllanmış aşkını gözlerinden anlamasından korktu.

Asiye "Doruk, bizim randevu saatimiz gelmek üzere." deyince oturduğu yerden kalktı Doruk ve "Hadi gidelim o zaman." diyerek Asiye'ye uzattı elini. "Biz oğlumuzu görmeye gidiyoruz, size iyi sohbetler."

Kendisine gülen Asiye'nin gülüşüne kaydı Doruk'un bakışları. Aralarındaki sessizliği "Doğsa da biz de görsek artık." diyen Ömer bozarken "Bence de," dedi Doruk. "Bir an önce doğsun artık. Ben, oğlumu görmek istiyorum." "Aslında bu sefer daha net görebileceğiz oğlumuzu." Doruk, sabırsız bir çocuk gibi onu çekiştirirken güldü Asiye ve birlikte çıktılar evden.

BEYAZ ŞARAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin