Selam, n'aber?
Öncelikle ülkemizde yaşanan acı olay için hepimize geçmiş olsun diyorum. Umarım aranızda etkilenen, zarar gören yoktur.
Evde durdukça bölüm atasım geliyor, imdat ya. Bu bölüm için zaten çok heyecanlıydım, bir de boş kalmışken atayım dedim.
Bugün akşam üzeri uzun zamandır bahsettiğim yeni kurgunun da ilk bölümünü yayınlayacağım. Aslında dün yayınlayacaktım ama dün bölüm atmayı doğru bulmadığım için bir gün rötarlı bir şekilde buluşacak sizinle. Bir şans verip okursanız sevinirim.
Bu bölümü çok severek yazdım, pamuk gibi oldum yazarken. Umarım siz de seversiniz. Satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.
(Yorumlar için bir yapılandırma yapacağımı söylemiştim, oy ve yorumları bir sınıra bağlamayı düşündüm. Böylece hem bölümler düzene girecek hem de ben aldığım etkileşimlerden memnun olacağım. Bence denemekten zarar gelmez. YENİ BÖLÜM İÇİN SINIR: 70 OY VE 25 FARKLI KİŞİDEN YORUM)
İyi okumalar.
🥂🔥
Asiye hissettiği keskin sancı ile uykusundan uyanırken, elini ağrısını hissettiği beline attı ve yatağın içinde doğrulduktan sonra derin derin nefes alıp vermeye başladı.
Yanında uyuyan Doruk'a bir bakış attıktan sonra "Doruk," dedi kendisinin zor duyduğu bir sesle. "Doruk uyan." Fısıltı gibi çıkan sesi, Doruk'a ulaşmazken kendisine su katmak için komodinin üzerinde duran sürahiye uzandığında titreyen elleri sürahiyi tutmasına izin vermedi ve su dolu sürahi büyük bir gürültüye sebep olarak yerle buluştu.
Yüksek ses, Doruk'un uykusundan sıçrayarak uyanmasına sebep olurken kendine gelmek için birkaç saniye beklemesi gerekti.
Ağlayan Asiye'yi gördüğünde panikle ona döndü yüzünü ve "Asiye iyi misin, bir yerine bir şey oldu mu?" dedi. Elini güç almak ister gibi Doruk'un koluna koyduktan sonra gözlerini kapatıp birkaç saniye durakladı Asiye. Sonunda kendinde konuşacak gücü bulduğunda ise "Çok sancım var." dedi kısaca.
Doruk duyduğu şeyi başta anlayamasa da "Tamam," dedi. "Sakin ol. Hastaneye gidelim hemen, tamam mı?" Asiye, ona kafa sallayarak cevap verince yataktan kalktı hızlıca ve kucağına aldı Asiye'yi.
Dikkatli adımlarla odadan çıktıktan sonra kollarını boynuna saran Asiye'nin saçlarına bir öpücük bıraktı. Arabanın anahtarını aldıktan sonra hızlıca evden çıktılar. Asiye'yi arabaya bindirdikten sonra kendisi de bindi ve hastaneye doğru sürmeye başladı.
🥂🔥
Uzandığı sedyede gittikçe artan sancıları yüzünden feryatlarına engel olamayan Asiye'nin eline bir öpücük bıraktı Doruk. "Biraz daha dayan güzelim." "O kadar kolaysa gel, sen doğur Doruk."
"Tamam, haklısın, özür dilerim. Ama bak birazdan oğlumuza kavuşacağız, kucağımıza alacağız onu." "Oğlum..." dedi Asiye, acıdan yüzünün buruşmasına engel olamazken. "Doğacaksan doğ artık, bu kadar acıya gerek var mı cidden?"
Doruk, duyduğu şeye güldükten sonra "Onun kokusunu hissedince geçecek tüm acılarımız, söz veriyorum sana." dedi ve bir öpücük daha bıraktı Asiye'nin elinin üstüne. "Ailemiz tamamlanacak Asiye, oğlumuz gelecek."
Asiye, ona cevap veremeden hissettiği sancının acısı, dudakları arasından kaçıp duvarlara çarptı. "Daha ne kadar bekleyecek böyle?" diye sordu Doruk, onu acı çekerken görmeye dayanamayarak. Sorusu "Açılma olmasını bekliyoruz." diyerek cevaplanınca ise sıkıntıyla bir nefes verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...