Selam, n'aber?
Bölüm geç kaldı çünkü aynı döngünün içinden çıkamıyorum. Kardeşlerim senaryosu gibi hayatım var, sürekli döngülerle yaşıyorum dgfsdgfjsd Biraz geç oldu ama etkileşimsiz bırakmazsınız diye düşünüyorum (düşünmek istiyorum) :))
Sağlık durumumu soranlara teşekkür ederim öncelikle, sonralıkla dgfshgjs küçük bir ameliyat ve hastaneye yatma ihtimali var ama bölümleri aksatmamaya çalışacağım.
Bu bölüm biraz ana akıştan çıkalım, eğlenelim istedim. Yonca askimin istek sahnesiydi, ben severek yazdım, umarım siz de seversiniz.
Yeni bölüm için sınır: 80 oy ve 27 farklı kişiden yorum
İyi okumalar.
🥂🔥
Buldukları birkaç günlük boşluktan faydalanarak havalar soğumadan önce tatile çıkmak istemişti Asiye ve Doruk. Çıkamadıkları balayının yerine, belki biraz daha fazla eğlenerek... Asiye geldikleri sahilde bir şezlonga oturmuş, kitabını okurken, deniz kenarında oynayan Atlas ve Doruk'a baktı. Doruk, Atlas'a oyun oynatmak istese de daha çok tam tersi gibi duruyordu şu an.
Atlas elindeki oyuncağı yere attığında gülerek geri aldı Doruk ve ona uzattı. "Baba!" diyen oğluna güldü Doruk ve avuç içine doldurduğu tuzlu suyu onun omzundan aşağı akıttı. Soğuk su yüzünden ürperen Atlas'ın olduğu yerde çırpınışları, Doruk'un kahkahasına sebep olurken, kafasını iki yana sallayarak güldü Asiye de.
Üzerine düşen gölgeyle kaşları çatılırken, yanında duran kendisi yaşlarındaki adamı buldu gözleri. "Dolu mu burası?" dediğinde "Yani havlu var, yeterli bir açıklama diye düşünüyorum." diye cevap verdi Asiye.
"Demek güzel olduğun kadar asisin de, o da olur." Asiye oturduğu şezlongtan oflayarak kalktıktan sonra "İyi günler." dedi mimiksiz bir ifadeyle. Kolundan tutan adam "Nereye ama güzelim ya?" deyince ise "Pardon?" diyerek ona döndü yüzünü.
Asiye "Önce sen şu elini bir çek benim üzerimden," derken kolunu salladı onun tutuşundan kurtarmak isteyerek. "Bu ne samimiyet ya?" "Ne naz yaptın be?" "Ne nazı be? Rahatsız olduğumu, konuşmak istemediğimi anlamıyor musun?"
"Ya tamam, özür dilerim. Niyetim rahatsız etmek değildi. Sadece seni uzaktan görünce beğendim, yanında da kimse olmayınca tanışmak istedim." "Yalnız değilim, ayrıca öyle bile olsam bu bana böyle davranma hakkını sana vermez." "Tamam, özür diledim. Eğer sen de istersen bir şeyler içelim mi? Birbirimizi de yakından tanımış oluruz."
Asiye bir şey demek için dudaklarını aralamışken, Doruk'un "Ne oluyor burada?" diyen sesini duyunca gözlerini yumup ofladı sessizce. Arkasını dönmeden önce yüzüne zoraki bir gülümseme kondurdu ve Doruk'un kucağındaki oğlunu aldı kucağına.
"Sen benim karıma mı yürüyorsun?" derken yüzündeki sinirli ifadeyle adamın üstüne yürümeye hazırlanan Doruk'u kolundan tuttu Asiye ve yüzündeki zoraki gülümseme ile "Yok artık Doruk," dedi. "Adres sordu beyefendi."
Doruk, ona bir bakış attıktan sonra "Otelin plajında ne adresiymiş bu, bana da sorsun." dedi tekrar karşısındaki adama dönerken. "Pardon ya, ben bilmiyordum evli olduğunu." "Yalnız olmadığımı söylemiştim."
"Ha bir de ona rağmen mi devam etti seni rahatsız etmeye?" derken adama doğru atılan Doruk'a koluna girerek engel olmaya çalışırken "Doruk lütfen," dedi. "Bir tatsızlık çıksın istemiyorum. Beyefendi de özür diledi zaten, uzatma aşkım, hadi. Hadi gel, odamıza çıkalım biz. Atlas korkmasın yok yere, uyku saati de gelmek üzere zaten, hadi sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...