Selam, n'aber?
Bölüm yine geç kaldı, çünkü ben yine çok hastayım ve bir sınav öğrencisi olarak çok fazla sorumluluğum var, anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum.
Bölüm hakkında söyleyecek bir şeyim yok açıkçası ama eğlendim yazarken, umarım severek okursunuz.
Yeni bölüm için sınır: 70 oy ve 25 farklı kişiden yorum
İyi okumalar.
🥂🔥
Asiye, başını sevdiği adamın omzuna yasladığında boynuna bir öpücük bıraktı Doruk. Birbirlerine gülümsedikten sonra ise önündeki oyuncaklarla oynayan oğlunun yanına gitti Asiye ve "Anneciğim." dedi sevecen bir ses tonuyla.
Bakışları, annesini bulunca güldü Atlas ve yerinde hafifçe zıplayarak sevincini belli etti. Asiye, oğlunu kucağına aldıktan sonra bir öpücük bıraktı boynuna. Çıkardığı anlamsız seslerle kendisiyle konuşan oğlunu dikkatle dinlerken gülüşünü bastırmaya çalıştı.
Atlas gülerek kollarını ona sardığındaysa "Ben kıskanıyorum ama." diyerek yanlarına indi Doruk ve kollarını sardı onlara. Asiye, onun göğsüne sinerken, oğlunu kucağına aldı. Oğlunun yüzündeki gülümseme, Asiye'yi de gülümsetirken, "O da hissetmiş gibi o kadar huzursuzdu ki kaç gündür." dedi. "E bilir tabi benim oğlum, ben diyorum çok zeki diye ama inanmıyorsunuz."
Asiye, ona gülerken cüretkâr bir ifadeyle kaşlarını kaldırdı Doruk ve kucağında ilgiyle kendisine bakan oğluna döndü. "Oğlum hadi öp babayı, öp de annen görsün senin ne kadar akıllı olduğunu." dediğinde güldü Asiye ve "Anneciğim gel, beni öp." dedi.
Atlas, Asiye'ye doğru atıldıktan sonra yanağına ıslak bir öpücük bırakınca odayı Asiye'nin şen sesi doldurdu. "Aferin benim akıllı oğluma." Doruk'a bir bakış attıktan sonra onu taklit ederek coşkuyla "Oğlum!" dedi, oğluna sarılırken. Atlas, ona karşılık olarak "Anne ememem!" dediğindeyse gülüşü buruklaştı Asiye'nin. "Anneciğim emziremem ki ben seni," dedi kendi kendine. "Neden içtiysem o kadar."
"Yani karıcığım, ben de aynı şeyi sorguluyorum." Asiye, onu duymamış gibi ofladıktan sonra "Doruk nasıl emzireceğim ben bu çocuğu?" dedi. "Aşkım emzirmeyeceksin bir süre, yapacak bir şey yok." Asiye kendine bakan oğluna bir bakış attıktan sonra kucağına aldı onu ve "Gel anneciğim." dedi oturduğu yerden kalkarken. "Gel, gidip sana mama yapalım."
🥂🔥
Asiye elindeki kahveleri orta sehpanın üstüne bıraktıktan sonra koltuğa oturdu ve Doruk'a sokuldu. Sevdiği adam, kolunu omzuna attıktan sonra saçlarına bir öpücük bırakınca huzurla gülümsedi.
Bir süre öyle kalsalar da artık konuşmaları gerektiğini hissederek huzurlarını bölüp kendini geri çekti Asiye. Bir tutam saçını kulağının arkasına sıkıştırırken, bakışlarını yere eğdi.
"Doruk..." dediğinde ellerini kavradı karşısındaki adam ve bir öpücük bıraktı üstüne. "Atlas yeni doğmuştu Melisa bana anlattığında." "Bana neden söylemedin?"
"Çünkü bu onların ilişkisi, onlar söylemek istemezken, benim gelip sana anlatmam doğru olmazdı. Bir de Melisa rica etti, saklamamı istedi."
Doruk yüzünü sıvazlarken ofladı. "Asiye, ben anlamıyorum ya. Melisa benim canım, Ömer kardeşim. Neden, neden sakladılar?" "Sevgilim onları da anlamaya çalış. Sen onları bu kadar sevip güvenirken, aranızın bu olay yüzünden bozulmasından korkmuş Melisa. Zaten bu yüzden saklamış yıllarca."
"Ha bir de öncesi mi var?" dediğinde güldü Asiye. "Çocukluk aşkıymış ama Melisa bir türlü söylemeye cesaret edememiş." "Herife bak ya, çocukluğunda çalmış kardeşimin kalbini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...