43| Cennet Gibi

1.2K 94 297
                                    

Selam, n'aber?

Ay, of sınırın dolmasını beklemek çok zor, sürekli bölüm atmak istiyorum ben, sınır hiç dolmayacakmış gibi geliyor dgfhsgfsd neyse bugün de kavuştuk hamdüsena ya Rabbi! 

YENİ BÖLÜM İÇİN SINIR: 70 OY, 25 FARKLI KİŞİDEN YORUM

Bu bölümü çok severek ve eğlenerek yazdım, her ne kadar sonu içime sinmese de genel olarak güzel oldu bence. Umarım siz de severek okursunuz.

İyi okumalar.

🥂🔥

Çalan kapıyı açtığında karşısında gördüğü Doruk ile gülümsedi Melisa ve "Hoş geldin." dedi. Gülümsedi Doruk da ve kardeşinin yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Hoş bulduk güzelim." diye cevap verdi. Onu içeri alırken aklına gelen şeyle "Doruk, Atlas bugün konuştu." dedi. "Ne, ne demek, konuştu? Ne dedi?"

Melisa'nın birkaç saniyelik sessizliği ona fazla uzun gelince salona doğru yürürken "Asiye," dedi hafif yüksek bir perdeden. Salona girdiğinde Asiye'nin bakışları onu bulunca "Atlas konuşmuş bugün, bana neden söylemedin?" dedi ellerini beline koyarak.

"Atlas mı konuşmuş?" "Evet, ne dedi benim aslan oğlum? Baba mı dedi? Baba demiştir tabi oğlum benim, güzel oğlum." "Doruk, Atlas daha 3 günlük sevgilim, nasıl konuşsun?" "E Melisa niye öyle söyledi o zaman?" derken arkasını döndüğünde sessizce kendisine gülen kardeşini görünce "Yaktım seni hain." dedi ve üzerine doğru yürümeye başladı.

"Doruk hayır, bak hayır dedim." "Bu beni hiç alakadar etmez." dedikten sonra kardeşini gıdıklamaya başladı Doruk. "Ne dedi Atlas başka, ha Melisa? Hala da dedi mi?" "Babamı çok seviyorum, dedi. Doruk bırak artık beni."

Melisa'nın kahkahaları yüzünden bölünen cümleleri Doruk'u da güldürürken, oturduğu koltuktan kucağındaki oğluyla kalktı Asiye ve "Doruk hadi sen biraz Atlas'ı sev, özlemiştir seni." diyerek kurtardı Melisa'yı.

Doruk'un yüzüne anında bir gülümseme yayılırken "Oğlum," dedi. "Özledin mi beni babacığım? Asiye, ben çok özlüyorum sizi ya, bir yolu yok mu size yakın olmanın?" "Var sevgilim, sınav sonuçların güzel gelirse tatili ders çalışmadan, bize vakit ayırarak geçirebilirsin." Bakışları, Melisa'ya kayarken, "Var mı senin veli toplantın falan? Gelip görüşeyim bir öğretmenlerinle." diye devam etmesiyle Doruk'un kınayan bakışlarını umursamayarak güldü ikisi de.

"Ayıp, gerçekten ayıp ediyorsunuz şu an, bir çıtır kırıldım." "Kırıldın mı sen, kıyamam sana. Gel, öpeyim hadi." Doruk bozuk bir yüz ifadesiyle Asiye'ye doğru eğilince yüzündeki gülümseme ile onun yanağına bir öpücük bıraktı Asiye. "Bunu böyle unutturamazsınız Asiye Hanım, benim de dalga geçeceğim zamanlar gelecek."

Melisa'ya bir bakış attıktan sonra dirseklerini Doruk'un omzuna dayadı Asiye ve sağ elinin parmak uçları, sevdiği adamın yüzündeyken bilerek kısık tuttuğu sesiyle "Bence unuttururum," dedi. "Ama bunları şimdi konuşmayalım."

Doruk'un yutkunuşunu ve ardından kendisini süzüşünü yüzündeki memnun ifade ile izlerken, gazını çıkaran Atlas tüm ciddiyetini bozup gülmesine sebep oldu. "Oğlum sırası mıydı şimdi?" "Ben sana demiştim en güzel anlarımızı bozacak diye." "Gülü seven dikenine katlanırmış, yapacak bir şey yok."

Boğazını temizleyen Melisa, "Ben çıkayım isterseniz." deyince ona dönmeden "Olur." dedi Doruk. Asiye gülüşünü bastırmaya çalışırken, "Doruk!" diyerek uyardı onu. Doruk'un bakışları kendisini bulunca ise kendisinden bağımsız bir gülümseme yayıldı yüzüne.

Aralarındaki sessizliği "Yemek hazır, sofraya geçelim hadi." diyerek bozdu Asiye. "Sen bana yemek mi yaptın?" "E hep sen mi bana yapacaksın?" Asiye, Doruk'un kucağında duran Atlas'ı aldıktan sonra "Ben oğlumu yatırıp geliyorum, geçin siz." dedi.

🥂🔥

Asiye kucağındaki bebeğine ninni söylerken, kafasını onun omzuna yaslamış, aralanmış dudaklarıyla duruyordu Atlas. Doruk odanın kapısında durduktan sonra içinde olduğu açık pembe gecelikle odanın içinde volta atarken, aslında süzülen bir kelebek gibi görünen Asiye'ye baktı.

Arkadan ona yaklaştı ve kollarını beline sardı. Asiye başta irkilse de onun kolları arasında gömülerek başını sevdiği adamın omzuna yasladı. "Uyumuyor mu?" diye soran Doruk'a "Gazı var, sabah da huzursuzdu." diye cevap verdi. "Kıyamam oğluma." dedikten sonra Asiye'nin omzundaki oğlunun saçlarına bir öpücük bıraktı.

Atlas'ı "Ben alayım mı biraz, yormuştur seni." diyen Doruk'a uzatırken, emdiği sütün fazlasını çıkaran oğlu ile "Orada ağız mendili olacaktı, uzatır mısın?" dedi. Doruk şifonyerin üst çekmecesini açtıktan sonra birlikte yerleştirdikleri kıyafetlere gülümseyerek baktı ve Asiye'nin istediği mendili bulup uzattı.

O, oğlunun dudağının kenarını silerken, "Beni de batırdın anneciğim ya." diye söylendi Asiye. "Sen Atlas'ı tutsana, ben bir şunları silip geleyim." "Tamam güzelim." deyip Atlas'ı kucağına aldıktan sonra yavaş hareketlerle sırtını sıvazlamaya başladı.

Kısa bir süre sonra içeri giren Asiye, Atlas'a bakıp "Uyumuş." dedi gülümseyerek. "Uyur tabi, hep uyuyor zaten." "E uyuyacak ki sağlıklı bir şekilde büyüsün." "Tamam canım, bir şey demedim." "Neden yatırmadın yerine, uyanır böyle." "Hiç bırakasım gelmedi, böyle kucağımda dursun istedim."

Asiye gülümsedi ona ve diğer tarafına geçip göğsüne sindi. Doruk, saçlarına bir öpücük bırakırken huzurla gülümseyerek kapattı gözlerini. O, gözlerini açıp bakışlarını oğluna çevirmişti ki, gülen Doruk dikkatini üzerine çekti. "Ne oldu?" dediğinde "Atlas sana kokusunu da hediye etmiş sanırım." diyen Doruk ile "Ne demek o?" diye sorsa da aklına gelen şeyle "Bebek kusmuğu kokuyorum, değil mi?" dedi endişeli bir ifadeyle.

"Hayır, hayır. Çok güzel kokuyorsun, cennet gibi." Bakışlarını Doruk'un yüzünde gezdirirken "Hiç ikna olmadım." dedi Asiye. "Ne yapsam ben, bir duş mu alsam?" "Ben de mi gelsem?"

Asiye, ona gözlerini kısarak bakarken onaylamaz sesler çıkardı ve "Fırsatçı mısın sen Doruk?" dedi. Doruk'tan "Evet." cevabını alması güldürürken, "Olmaz sevgilim." deyince "Neden olmuyormuş?" dedi Doruk. "Ya biz duştayken Atlas uyanırsa?" dedi. "Çocuğumuz var artık, bu konuda bu kadar rahat olamayız, üzgünüm." "Haklısın ya, düşünemedim ben, onu. Uyanır, sesini duymayız bir de, üzülmesin oğlum."

Doruk'un "Ya sen ne kadar iyi bir baba oldun, canım sevgilim benim." diyen Asiye'ye bakarken "Kendimi Kanuni'nin odasından kovulan Hürrem gibi hissediyorum şu an." demesi ile kısık sesli bir kahkaha attı Asiye. "Hissetme sen Hürrem gibi." dedikten sonra onun yanağına bir öpücük bıraktı ve "O zaman ben duşa gireyim, sen de Atlas'ı yerine yatır artık. Uyanırsa hem bize eziyet eder hem de kendisi üzülür." diye devam etti. "Tamam sevgilim." dedi Doruk ve bir öpücük bıraktı sevdiği kadının saçlarına.

🥂🔥

Asiye duştan çıkıp odaya geldiğinde ince örtünün altına girmiş, kapıya arkası dönük olduğu için geldiğini görmeyen Doruk ile gülümsedi. Yatağın diğer tarafına oturduktan sonra ona doğru eğildi ve uyuduğunu gördü. Yüzüne bir gülümseme yayılırken, ellerini Doruk'un kumral saçları üzerinde gezdirmeye başladı.

"Yoruldu tabi," dedi sonra fısıltı gibi sesiyle. "Tüm gün oradan oraya... Evde de durmak bilmiyorsun ki, biraz dinleneyim demiyorsun ki hiç. Ben de Atlas ile ilgilenmeni istedim, iyice yoruldun ama bundan sonra daha dikkatli olacağım." Bir öpücük bıraktı Doruk'un yanağına ve "İyi geceler sevgilim." dedikten sonra yatağa girdi o da. Kollarını Doruk'a sarıp başını sırtına yasladıktan sonra huzurla gülümseyerek kapattı gözlerini.

🥂🔥

Nasıl buldunuz bölümü?

Atlas konuşmuş gdshgfdhs

Doruk ya, çok şapşal dshfjdsh cidden her evrende ayrı seviyorum onu.

Asiye'nin ikna yöntemi >>>

Doruk'un reddedilme acısı peki? Hevesi kırıldı çocuğumun dgshfgdhjsd

Beni twitterde _amphitrite1 kullanıcı adıyla bulabilirsiniz, takip ederseniz sevinirim.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️

BEYAZ ŞARAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin