AĞAĞAĞAĞĞA MUTLULUKTAN AĞLAYABİLİRİM ŞU AN, ALLAH'IM BİSMİLLAH, ŞÜKÜR KAVUŞTURANA
Eve gelir gelmez bölüm atmaya koştum desem? Bu aşk değil de ne be?
Nasılsınız görüşmeyeli?
Bölümü çok severek yazdım, umarım siz de severek okursunuz.
İyi okumalar.
🥂🔥
Geldikleri acil bölümünde Asiye uzandığı sedyede beklerken gözünden akan yaşları sildi. "Sakin ol," dedi Doruk. "Bir şey olmadı bebeğimize, korkma." "Ya olduysa?" dedi Asiye ıslak gözlerini ona çevirirken. "Ya biz ona alışmışken giderse? Benim yüzümden. O kadar üzüldüm, o kadar ağladım ki, hiç düşünmedim bebeğimi."
"Hiçbir şey senin yüzünden değil Asiye. Siz çok zor iki yüzleşme gerçekleştirdiniz, üstelik bu sadece birkaç gün arayla oldu. Kaç saat yol geldik, onun yorgunluğu da vardı üstünde. En azından birkaç gün beklemeliydik. Bu kadar stresin sana fazla geleceğini tahmin edebilmeliydim."
Asiye bir şey diyecekken gelen doktor, kilit vurdu kelimelerine. "Evet, şikayetimiz nedir?" diye soran genç kadına "Ben hamileyim." diye cevap verdi ağlamasını bastırmaya çalışarak. "Çok sancım vardı buraya gelirken." "Peki kanama ya da benzeri bir şey yaşadınız mı?" "Kanama gibi değil ama lekelenmem var."
"Ultrasonla bir bakalım." dedi doktor ve ultrason cihazını beklerken "Düşüğe sebep olacak herhangi bir şey yaşadınız mı?" diye sordu. "Çok fazla stres altında kaldı." diye cevap verdi Doruk, Asiye'den önce davranarak. Doktorun bakışları birkaç saniyeliğine ona kayarken getirilen ultrason cihazını hazırladıktan sonra Asiye'nin karnına döktü jeli ve cihazı karnının üzerinde gezdirmeye başladı.
Gergin geçen kısa bir sürenin ardından dayanamayarak "Ne oldu? Bir şey mi oldu bebeğime?" diye soran Asiye'ye cevap olarak ise bebeklerinin kalp atışı duyuldu. Doruk rahatlamış şekilde bir nefes verirken, Asiye kafasını geriye attı ve elleriyle yüzünü örterek ağlamaya başladı.
"Bir problem görünmüyor." diye konuşmaya başladı doktor. "Ama mümkün olan en kısa zamanda bir kadın doğum uzmanıyla görüşmenizde fayda var, daha iyi bir yönlendirme yapacaktır." Asiye dindiremediği gözyaşlarıyla ekrana bakarken "İyi ama, değil mi? Bir şey olmamış?" diye sorunca "Dediğim gibi, bir problem görünmüyor." dedi doktor.
Asiye kendisine verilen kağıt havluyla karnını temizlerken "Biz burada yaşamıyoruz." diye konuşmaya başladı Doruk. "Buraya gelmek için herhangi bir durum olursa durabilmek için arabayı tercih etmiştik, o da tetiklemiş olabilir mi?" deyince "Annenin elinizden geldiğince yorulmaması, stres yapmaması, üzülmemesi tercihimiz." diye cevap verdi doktor. "Geçmiş olsun tekrar."
🥂🔥
Talya kollarını Asiye'nin boynuna dolarken "Çok korktum Asiye." dedi. "Sen telefonda öyle anlatınca aklım çıktı siz gelene kadar." "Biz de çok korktuk ama iyiyiz." diye karşılık verdi Asiye, elini karnına yerleştirip yavaşça okşarken.
"Talya bir içeri mi geçsek biz, Asiye çok ayakta kaldı." "Tabi, tabi, geçin. Sen de hoş geldin Doruk." Doruk, ona kafa sallayarak cevap verdikten sonra içeri girdiler birlikte. Asiye kendini koltuğa bıraktığında "Ayaklarını uzat istersen, şişmesin." diyen Doruk'a "İyiyim ben, merak etme." dedi.
Talya sehpanın üzerindeki meyve tabağını alıp Asiye'nin kucağına bırakırken "Al güzelim, bol bol vitamin." dedi. "Ben gideyim artık." diyen Doruk'a döndü ikisinin de bakışları. "Sen de biraz dinlen, istediğin zaman gideriz kontrole. Sizin için hep müsaitim, biliyorsun." Asiye gülümseyerek karşılık verirken, Doruk içinden gelen isteği bastıramayarak Asiye'nin saçlarına bir öpücük bıraktı ve göz temasından çekinerek "Kendinize dikkat edin." deyip başka bir şey demeden çıktı evden.
Asiye, onun arkasından donmuş bir şekilde bakarken, koltuğun yanına oturdu Talya ve kocaman açtığı gözleriyle "O neydi öyle?" dedi. "Kızım siz benden ayrı sadece 2 gün geçirdiniz, ne oldu o 2 günde?" "Bir şey olduğu yok Talya." diyerek önüne döndü Asiye. Bir yandan Doruk'un az önceki hareketini ölçüyor ve yanlış bir anlam yüklememek için uğraşıyordu.
"Emin misin?" "Ya şu birkaç günde hem ailelerimizle konuşmamız hem de o tatsız durum yüzünden fazla zaman geçirdik ama o kadar." "O kadar?" "Ne olabilir Talya?" "Ben bilemem orasını. Yani sen hamilesin sonuçta, bebeğiniz olacak falan. Belki aranızda bir yakınlaşma olmuştur." "Olmadı öyle bir şey. Bizim yakınlaşma düşünecek aklımız mı kaldı?" Gülerek "Ha yani fırsatını bulsan yakınlaşacaktın." diyen Talya'yı "Talya!" diyerek susturdu Asiye. Talya gülerek "Tamam, sustum." derken güldü o da.
Bir süre sonra ciddileşirken "Ne oldu, ne dediler?" sorusuna "Sonra konuşsak olur mu?" diyerek cevap verdi. "Olur tabi güzelim, sen nasıl istersen." Birkaç saniyelik sessizliği "Doruk bana Savaş'ı sordu." diyerek bozdu Asiye. Talya oturduğu yerde ona dönerken "Ne dedi, ne sordu?" deyince "İşte ilk aşkın mıydı falan diye sordu." diyerek anlatmaya başladı Asiye. "Ona hala aşıkmışım, öyle dedi."
"Sen ne dedin peki?" "Yok öyle bir şey, dedim." "Neden öyle düşünmüş ki?" "Ondan bahsederken davranışlarım öyle gösteriyormuş." "Asiye sen gerçekten seviyor musun onu hala?" "Geçen gün," dedi Asiye bakışlarını eline çevirerek. "Savaş'ı gördüm." "Ne?" "Daha doğrusu fakülteye gelmiş, beni görmeye."
"Ne yüzle gelmiş, gerçi yüzsüzün önde gideni o. Neyse, neden gelmiş, ne istiyormuş?" "Çok pişmanmış." diye cevap verdi Asiye dolu gözleriyle. "Yeniden denemek istiyormuş, bir daha asla böyle bir şey olmayacağının sözünü verdi. Ne istersem yapacakmış, onun tek isteği benimle mutlu olmakmış."
"Sen ne dedin?" dedi Talya, Asiye'den alacağı cevaptan korkarak. Ona cevap vermeden önce karnına bakarak gülümsedi Asiye ve elini belirginleşen karnına yerleştirdi. Ardından bir nefes vererek "Hamile olduğumu söyledim." diye cevapladı arkadaşının sorusunu. "Her halim kabulüymüş. Eğer ona tekrar bir şans verirsem bebeğime babalık yaparmış, çok mutlu olurmuşuz."
"Asiye..." diyen Talya'nın sözünü "Hayır tabi ki." diyerek kesti Asiye. "Benim bebeğimin zaten bir babası var, ona ihtiyacımız yok. Hem Doruk, bebeğimiz için bu kadar çabalarken, bebeğime başka bir baba aramak, Doruk'a haksızlık olur. Ayrıca ben hamile olmasam bile affedebileceğim şeyler yaşatmadı Savaş, bana."
Talya rahatlamış bir nefes verirken "O adamla barıştığını söyleyeceksin diye aklım çıktı Asiye." dedi. "Geriye dönüp bakınca onunla güzel şeyler yaşadım, evet ama hislerim gözüme o zamanki kadar büyük gelmiyor. Ben gözümde büyütmüşüm sanki onun bendeki yerini. Ben, Savaş'ı sadece şimdi değil, o zaman da sevmemişim gibi Talya. Belki de o benim sevgimi hiç hak etmeyerek, yaptığı her şeyle yavaş yavaş öldürmüştür içimdekileri, bilmiyorum ama ben artık onu sevemiyorum."
"Bir an gerçekten düşündüm, gerçekten yeniden denemeyi, Savaş'a bir şans daha vermeyi... Gerçekten düşündüm. Ama eskiden ona bakarken içimde uçuşan kelebekler, bu sefer sadece midemi bulandırdı. Kelebeklerimi öldürdü sanki, içim kelebeklerin mezarı gibi ona karşı. Sessiz, kimsesiz, kokmuş... Gözlerinde kendimi görürdüm, o gün baktığımdaysa kül olan bir orman gördüm. Asla yerine gelemeyecek onlarca ağaç gibi ona karşı olan duygularım, bir hiç uğruna yanıp gitti hepsi. Ya da belki de ona karşı duygularım kelebekti, tek günlüktü ömrü. İçimdeki kelebekler ölünce bitmiştir belki de ona olan duygularım."
Talya, Asiye'nin göz pınarlarından sessizce kendini ölüme atan gözyaşlarını avuç içlerini bastırarak kendine sakladı ve "Ağlama güzelim." dedi. "İnan, tek damla gözyaşına değmez o adam. Senden gelecek hiçbir şeyi hak etmiyor o. Sen çok mutlu olacaksın Asiye, bebeğinle, yeni kuracağın ailenle çok mutlu olacaksın." Asiye, başını Talya'nın omzuna yasladıktan sonra "Çok mutlu olalım Talya." dedi. "Yeter bu kadar gözyaşı."
🥂🔥
Nasıl buldunuz bölümü?
Buradan bebeğin düşeceğini sanan herkese selam olsun bdhgshgdhjgsd
Savaş yüzsüzü Asiye'min karşısına çıkmış, ne diyorsunuz bu konu hakkında?
Doruk ve Asiye'nin ilişkisini yazarken feels geçiriyorum, çok naifler.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanficAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...