Selam, n'aber?
Aynen Zey, bölüm günü belirledin. Aynen o dediğinden, bak bak hoppa sdgfsdghsdj Özledim ama ne yapayım ya?
Öncelikle grup davetimi kabul eden herkese teşekkür ederim, ilgilenenler hesabımın duyurular kısmındaki linkten telegram grubumuza ulaşabilir. <3
Bu bölümü çok severek yazdım ve artık olması gereken ve sizin de okumak istediğiniz bölümlerden biri bu. Umarım severek okursunuz.
İyi okumalar.
🥂🔥
"Neler yapıyorsun görüşmeyeli?" diyen babasını süzdü Doruk niyetini anlamak için. Sesinde herhangi bir laf sokma ya da kinaye olmamasına güvenerek "Bildiğin gibi baba," dedi. "Her şey aynı."
Önceki gün akşam üzeri aramış, görüşmek istediğini söylemişti Akif. Konuşmak istediği önemli şeyler olduğunu söyleyince ise Asiye ile gidecekleri doktor randevusuna rağmen kabul etmişti Doruk görüşmeyi.
"Aslında pek de bildiğim gibi değilsin." diyen babası ile yüzü sorar bir hal alırken "Büyümüşsün." diye devam etti karşısındaki adam. "Sadece 2 ay görmedim seni, şimdi karşımda başka biri oturuyor sanki. Karşımda duruşun bile bambaşka Doruk, baba olmanın ağırlığı çökmüş üstüne."
"Baba yine aynı şeyleri konuşacaksak hiç gerek yok." "Konuşacağız, dedim eşek herif, kaçmak yok öyle." diyen babasına gülerken "Baba da olsak fırçadan kurtulamıyoruz." demesiyle birlikte güldüler.
Bir süre sonra "Baba olmak böyledir oğlum," diye devam etmeye başladı Akif. "Bir anda büyürsün. Ama asıl onu kucağına alınca hissedeceksin bunu. Küçücük şey sana o kadar büyük bir sorumluluk yükleyecek ki altında ezileceksin çoğu zaman. Bazen yorulacaksın, yapamadığını düşüneceksin ama o öyle bir seslenecek ki sana her şeye değdiğini düşüneceksin."
"Sende öyle mi oldu?" "Kardeşinde öyle oldu ama sana bakınca biraz şüphe duyuyorum, sorguluyorum yani."
Doruk, ona gülerken eşlik etti o da gülüşüne. Akif "Gerçekten büyümüşsün oğlum," dedi. "Eğer bugün burada karşımda birkaç ay önceki laubali herifi görseydim içim rahat etmezdi ama şimdi biliyorum, çok iyi bir baba olacaksın."
Yüzüne bir gülümseme yerleşirken "Senin gibi bir baba olmaya çalışacağım hep." deyince kafasını iki yana salladı Akif "Benim gibi olma," derken. "Babalığı sana ben değil, bebeğin öğretecek."
Gelen garson, susmalarına sebep olurken sipariş önceliğini Doruk'a verdiğini belli etmek için ona döndü Akif. "Yok baba, ben bir şey yemeyeceğim." "Oğlum kaç kere diyeceğim sana, kahvaltı günün en önemli öğünü, atlama, diye?" "Yok, atlamayacağım. Senden sonra Asiye'yi almaya gideceğim, doktor kontrolümüz var da. Ondan önce birlikte kahvaltı ederiz belki." "Bu Asiye," dedi Akif. "Nasıl biri? Yanlış anlama, gerçekten tanımak istediğim için soruyorum."
Doruk'un yüzüne bir gülümseme yerleşirken "Nasıl anlatacağımı bilmiyorum." dedi. "Kendi kadar güzel her şeyi, kalbi, hayatı." Bakışları karşısındaki denizi bulurken "Çok güzel." diye devam etti. Tekrar babasına döndükten sonra "Oğlumun annesi o olduğu için çok şanslıyım." dedi.
"Erkek mi?" diyen Akif'e yüzündeki gülümsemeyi silmeden kafa sallayarak cevap verdi Doruk. "Oğlum olacak." "Oğlumun oğlu olacak, vay be."
Aralarındaki birkaç saniyelik sessizliği "Okula geri dönüyorum." diyerek bozdu Doruk. "Sonuçta artık ben de baba olacağım, daha ne kadar size yük olmaya devam edebilirim ki? Artık kendi kurulu düzenimin olması lazım. Okulla işi bir arada götüreceğim, son senemde staj için gittiğim yerle konuştum, kabul ettiler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ŞARAP
FanfictionAsiye Eren ve Doruk Atakul... Hayat onları zıt kutupların birbirlerini çekmesi misali buluşturdu ve bir yol çizdi önlerine. Bu yolu nasıl yürüyeceklerini ise onlar seçecekti: el ele mi, yoksa birbirine mecbur olarak mı? Bambaşka bir şekilde başlayan...