Bir insanın cesareti en çok nerede ortaya çıkar? En korktuğu an da mı, yoksa kendine en güvendiği an da mı bilemem ama benim cesaretim en olmaması gereken yerde meydana çıkmıştı.
Bile bile kumar oynamak buydu. Neyime güvenip uyuşturucu ocağının içinde kaynarken 3 tane polisin oturduğu masayla böyle bir giriş yaptığımı bilmiyordum ama bu yaptığıma ya çok pişman olacaktım ya da kurtulacaktım.
Bir an ağızımı açıp her şeyi ortaya dökmek, kollarından tutup mahzene indirip bütün malları göstermek istedim. Kendimin de cayır cayır yanacağımı bildiğim halde bana dün merhamet etmeye Selçuk babayı, bana zorla sahip olmak isteyen Taneri yakmak istedim.
Masada oluşan sessizlik devam ederken istifimi bozmadan eğildiğim yerden kalktım. Geldiği andan beri yüzüme bakmayan adam şimdi gözlerini benden alamıyordu. Belki de fark edeceğimi anlamamıştı ya da bu kadar erken deşifre olacağı aklının ucundan geçmemişti.
Tam ağzını açıp bir şey diyecekken arkadan Tanerin sesi duyuldu. ''Ceylan bakar mısın sevgilim.'' Ne ara teslimat bitip gelmişlerdi bilmiyordum ama ortalık karışacağı belliydi. Arkam Tanere dönüktü. Önümdeki polise ağzıma fermuar çekme hareketi yapıp sessiz kalacağımı belli ettim.
Normalde ışık hızıyla gidip Selçuk babaya olanları anlatmam lazımdı ama o dün sessiz kaldıysa bu gün benim sessiz kalmam sorun olmazdı. ''Geliyorum hayatım. Size de tekrara afiyet olsun.'' Yanındakiler ne kadar korksa da karşımdaki adam mavi gözleriyle korkusuzca bana bakıyordu. ''Beyler...''
Masadan uzaklaşıp Tanerin yanına gittim. Dünden sonra karşıma nasıl çıkacak cesareti bulabilmişti bilmiyordum. Gerçi korkabileceği neyim vardı. Tabi ki korkusuzca karşımda pişkin pişkin sırıta bilirdi. ''Biraz konuşalım sevgilim odana geç.'' Sesini sakin tutmaya kalksa da sinirlendiği belliydi. Tek hamle de kolumu tutup yürümeye başladı.
Odamın olduğu kata gelip içeri geçti. ''Dün soluğu Selçuk abide almışsın. Lan bok mu var çocuk gibi şikayet ediyorsun. Malı fazla kaçırmışım kafa yapmış alt tarafı. Zaten elimden kurtulmuşsun defol git evine. Aklım başıma gelince de özürümü dilerdim.'' Yediği haltın üstüne bir de karşıma geçmiş pişkin pişkin konuşuyordu.
''Taner farkında mısın bilmem ama dün bana tecavüz ediyordun. Hem de yanına aldığın 2 tane adamla.'' Sözümü hızlıca kesip konuşmaya başladı.
''Merak etme öldü ikisi de.'' Neee ''Hadi beni aklım yerinde değildi o iki pezevenk te dünden sana razı gibi peşimden gelmiş. İddeaya girip kaybetmişim ondan oldu o olay unut gitsin.
Unut deyince her şey unutulsaydı keşke öyle bir özel güce sahip olmak isterdim.
''Bu açıklamaların hiçbiri yeterli bir sebep değil hatta daha da kötü beni iddea malzemesi yapmışsın.'' Sinirden dudaklarımı yemeye başlamıştım. Tamam belki özür beklemiyordum ama bu kadar kötü bir olayın perde arkasının da bu kadar kötü olacağını düşünmemiştim.
''Olan oldu kızım işte sanki sende bana çok aşıkmışsın da sonra hayal kırıklığına uğramışsın gibi davranma.'' En azından bunun farkında olması güzeldi dünya da sadece Taner kalsa bile onu seçmezdim hatta deseler ya Tanerle evlenirsin ya da şu kapıdan çıkınca karşılaştığın ilk kişiyle direk ikinci seçeneği seçerim.
''Taner sus artık. Sana tek bir şey söylüyorun eğer bunun tekrarı olursa seni gebertirim.'' Gülmeye başladı gülüşü kahkahaya dönüştü. Dediğim tabi ki komiğine gitmişti.
''Sen mi ? Deneyelim istersen yavrum bakalım hangi yöntemle öldüreceksin ya da öldürmeyi deneyeceksin. Sen beni tehdit edecek kadar oldun mu lan.'' Kendince haklıydı ama unuttuğu bir şey vardı o bu pislikte doğmuş büyümüş olabilirdi ama ben de öyleydim. ''Neyse uzatma babamın kulağına gitmeyecek bu olay yoksa seni ben gebertirim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİJUANA +18
Teen FictionDünyaya uyuşturucunun kucağında gelen Ceylan Aydinç, yaşadığı 25 senelik ömründe ilk defa bir çıkış yolu arar. Karşısına beklenmedik bir anda sonunu getirmek için çıkan Arslan Fırat Beydemir, hayatının dönüm noktası olur. Uyuşturucu bağımlısı kadın...