İki bölüm bir atacağım çünkü keseceğim yerde bırakırsam siz de beni kesersiniz jsnjlsmnsşmjşa. Neyseee diğer bölümü de görmemezlikten gelmeyin iyi okumalar.
Bir market alışverişi ne kadar zorlu olabilirdi? Birbirlerine zıt besinler tüketen insanların alışverişi ne kadar zorsa şuan o kadar zorluk çekiyordum.
Arslan Fırat eline aldığı her ürünü inceliyor yetmemiş gibi o ürünün diğer markalardaki hallerine de bakıyordu. Protein oranına, şeker-tuz oranına, kalori hesabına tek tek bakıyordu. Bu haliyle zamanımızı alırken benim aldığım ürünleri sağlıksız bulup yerine koyuyordu.
"Yeter diye bağırıp şuracıkta tepinmeye başlayacağım. Ya adam bir saattir buradayız aldığın sebze ve bir kaç ürün, alt taraf yemek yapacağız." Yüzüncü söylenmeme de kulak asmayıp elindeki ürünü beğenmeyip yerine koydu. "Offf kine offf."
"Tamam bu aldıklarımız yeterli. Senin de istediğin varsa alalım." Sabahtan beri aldığım her şeyi geri yerine koymuştu!
"Dalga mı geçiyorsun? Hayır cimrisinde takıntılı taklidi mi yapıyorsun? Ne aldıysam yerine koydun."
"Kızım hep sağlıksıza gidiyor elin. Paketli abur cubur mu tüketeceksin hep. Al şuradan meyvedir ne biliyim organik ürün bölümüne gidelim." Allah bunu evimin direği diyerek alıp evine koca yapacak olan kadına sabır ve akıl versin.
"Yumurta mı alacağım organik bölümünden? Süt mü alacağım ne işim var orada?" Sinirden ağlayacak gibi dururken pes ettiğine ikna oldum.
"Tamam ne istersen al karışmıyorum. İyiliğini düşünüyorum burada." İyiliğim eminim asla brokoli ve havuçla sağlanmayacaktı. Verdiği iznin! mutluluğuyla yanağına öpücük kondurup elimdeki arabayla reyonları gezinmeye başladım.
Elime ne geçerse sepete atmam biraz burada geçen zamanımızın hıncı olsa da canımın çektiği şeylere ağırlık vermeyi de ihmal etmemiştim. Bir çok çikolatayı arabaya iki iki atarken onun yemeyeceği ve daha çok çikolataya sahip olacağım düşüncesi beni daha çok mutlu ediyordu.
En sevdiğim sütlü çikolatanın uzun stick versiyonuyla göz göze geldim. Eski evimdeyken kutu kutu alıp kahvenin yanında tükettiğim çikolatadan üç tane alıp arabaya attığımda Arslan Fıratla göz göze geldik. Onu sinir etmek için bir şeyler alırken onun tepkisi değişikti.
Bakışlarında anlamlandıramadığım bir şey vardı. Aldığım son üç çikolataya özel bir bakış olduğunu düşünüp sepete attığım çikolataları geri elime alıp yerine koydum. "Kızma amirim. O kadar şey aldım mimik oynatmadın. En sevdiğim çikolataya gelince çatıldı kaşların."
Sözlerimin ardından ardından kasaya giderken sesini duydum. "Yanlış anladın beni Ceylan." Arkamı döndüğümde az önce ki çikolatadan iki kutu alıp geldiğini gördüm. "Başka bir şey düşünüyordum o gözden çatılmıştır kaşlarım. Senlik bir şey yok."
"Ne düşündüğünü öğrenebilir miyim?"
"Keyif bozmaya gerek yok hadi devam edelim." Arabanın tutulan yerini alıp ilerlemeye başladı. Bir kaç reyon daha gezip kasaya geçmiştik. Dörtlü sayıları bulan fatura ekonominin ne kadar kötü olduğunu yüzüme vurmuştu. Umarım Arslan Fıratın kartında o kadar para vardır yoksa benim cüzdanım bile yoktu.
Bir yandan eşyaları poşetlerken bir yandan Arslan Fırata yaklaştım. "Amirim fatura kabarık geldi gibi. İstersen iadeye başvuralım." Yüzünü bana dönünce yüz yüze kalmamız nefesini solumamı sağladı.
"Beni hafife alıyorsun Marijuana. Villalarda yaşamıyor olabilirim ama benimde düzenli bir gelirim var." Kartını çıkarıp sanki milyon dolar ödeyecek bir havayla kasiyere uzattı. Post cihazının bize dönmesiyle şifresini girdi. 2712.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİJUANA +18
Teen FictionDünyaya uyuşturucunun kucağında gelen Ceylan Aydinç, yaşadığı 25 senelik ömründe ilk defa bir çıkış yolu arar. Karşısına beklenmedik bir anda sonunu getirmek için çıkan Arslan Fırat Beydemir, hayatının dönüm noktası olur. Uyuşturucu bağımlısı kadın...