Mutlu yıllar...
2024'e girmeden önce bölüm atmak istedim. Umarım dilediğiniz gibi bir yıl olur. (Vision boardlar hazır mı???). Ben yeni yıla yine umutla giriyorum ve çok büyük hedeflerim var.
Her yılı yeni başlangıç sayıp 2023'e perde çekerek girin lütfen. Geçmişi geçmişte bırakmayı bilin. Başka türlü hayat akmıyor çünkü.
Bu senede bırakamayacağımız şeyler oldu. Ülkecek çok kayıp verdik ve unutmak imkansız. Hep hatırımızda kalacak olaylardı. Bu seneden umudum felaketsiz bir sene geçirmek. Umarım daha fazla yara almadan bir sene geçiririz.
Yeni yıl hepimize sağlık, mutluluk, para, aşk ve başarı getirsin.
Keyifli okumalar...
Geçmişte aklımdan geçenleri elime bir fırsat geçmediğini için yapamadığımda hayat bazen 'sen dur o iş bende' diyordu. Bazen vahşice bir katliam düşünen aklım bazense hiç olmayacak huzuru arıyordu. Ben o huzuru bulmuştum.
Şimdi sıra ise vahşetin nasıl ilerlediğindeydi. Okuduğum haberin netlik belirtmeyen yanı aklımda soru işaretleri doğuruyordu. Nasıl olmuştu?
Kalbi mi durmuştu? Nefes borusu mu kesilmişti? Olmayan aklını taşıyan beyni mi yarılmıştı? Benim yıllarca kesmek istediğim bileklerimdeki hayallerimi mi o mu gerçekleştirmişti? Zehirlenmiş miydi? Kendi kendini öldürmeye cesaret etmiş miydi?
Dış dünyamda boğuk boğuk gelen sesler beni kendimi getirdiğinde kendimi mutfak da değil evdeki yatak odasında bulmuştum. Ne ara buraya gelmiştim? "Bir şey söyle delireceğim. Ceylan, sevgilim lütfen."
Dalıp gittiğim yerden çıktığımda Arslan Fırat'ın yalvarışlarına döndüm. "Fırat..."
"Söyle canımın içi, söyle hayatımın anlamı. Yeter ki konuş." Yüzümde bir gülüş oluştuğunda bakışları gözlerimden dudaklarıma kaydı.
"O öldü." Gülüşüm arttı. Kıkırtılara döndü. Daha da çoğaldı kahkahalara döndü. Mutluluktan delirdim o an. "O öldü. Hem de katili ben değilken." Ben ölmüştüm bir çok kez ve katillerimden biri oydu. Ama ölmüştü.
"Ölmüş. Evet ölmüş sevgilim ama kendine gel. Beni korkutuyorsun." Yatağın ucuna oturmuş ayaklarımı yere sarkıtmış vaziyetteyken Fırat önümde diz çökmüş ellerimi tutuyordu. Misafirlerimiz neredeydi bilmiyordum.
"Nasıl geldim buraya? Misafirlerimiz nerede?"
"Bayıldın. Doktor çağırdım, tansiyonunun düştüğünü söylediler." Ellerim unuttuğum ihtimale, karnıma sarıldığında devam etti. "O iyi bir tanem merak etme. Baygınlığından uyandın ama ayık değil gibiydin. Gözün bir yere daldı cevap vermiyordun."
"Düşünüyordum. Sence nasıl..." Öldü diyemedim. Az önce söyleyip güldüğüm şeyi bebeğimi düşünüp diyemedim.
"Savcıya sordum. İnceleme altında dedi ama net cevap gelir. Sabahtan beri Yaman Çalık seni arıyor. Cevap onda olabilir." Telefonumu dizlerimin üstüne koyduğunda karanlık ekran aydınlanıp YAMAN ÇALIK ismini yaktı. "Aç istersen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİJUANA +18
Teen FictionDünyaya uyuşturucunun kucağında gelen Ceylan Aydinç, yaşadığı 25 senelik ömründe ilk defa bir çıkış yolu arar. Karşısına beklenmedik bir anda sonunu getirmek için çıkan Arslan Fırat Beydemir, hayatının dönüm noktası olur. Uyuşturucu bağımlısı kadın...