18.05.2022
Soğuk...
Bedenimin soğuğu muydu bu yoksa ruhumun eksik parçalarından sızan soğuğu muydu bu?
Vücudumun titremesiyle yattığım yerin kemiklerime batması artıyordu. Gözümü açacak halim yoktu. En son kendimle çelişmelerimle verdiğim sözün ardından gözlerimin kapandığını hayal meyal hatırlıyordum.
Üstümdeki elbisenin üstüne aldığım ceketi giymediğime çok pişmandım. Kalkıp omuzlarıma alacak halim yoktu. Başım dönüyordu midem bulanıyordu. Büyük ihtimalle aç karna aldığım hap dokunmuştu.
Bir süre daha olduğum yerde kaldım. Kollarıma dokunan ellerle kendimi çekmek istesem de başaramamıştım. Evden başka hiçbir yerde rahat içmezdim. Mekanda tek tük içsem de kafamın ne kadar iyi olacağını kestiremediğim için içmiyordum.
Kollarımdan omuzlarıma çıkan ellerle gözlerimi açmaya çalışsam da fayda etmedi. Ceketimin ısısı omuzlarıma binmişti. Sapık veya hırsız olsa bu iyiliği yapmazdı galiba. Sızlanarak bırakmasını dilesem de üstüme binen bir ceketin varlığıyla sustum.
"Sakin ol Marijuana benim." Marijuana... Bu lakap tek amirden gelirdi. Ona güvenimin veriği rahatlıkla kendimi saldım. "Neden yaparsın ki bunu kendine." Kaldırmak için destek verdiğinde bir eli belimden diğer eli sırtımdaydı.
"Kalkmak istemiyorum." Kaldırıp yürütmeye başlamıştı. "Üşüyorum." Sessizliğini korumaya devam etti. "Korkuyorum." Denizin sesi git gide uzaklaşıyordu. "Dinlesene beni."
"Dinliyorum Ceylan ama sen beni dinlemiyorsun. Kulak ver sesime ben de kal. Şimdi arabaya gidiyoruz kafanı kaldır yere bakma. Kucağıma almamı ister misin?" Kendimde olmasa da destekle yürüyebiliyordum. Kafamı sallayıp reddettim.
"Bırak beni şimdi oyun sanarsın. Altında bir şey ararsın. Yine ben suçlu olurum . Yine Ceylan güvenilmez olur bırak beni." İtmeye çalışsam da bedeni bedenime yapışıktı.
"Susmayı denesene. Sarhoşken çenen düşer aklın yerinde değilken vızıldarsın. Acaba uyurken de konuşuyor musun?" Birlikte uyuyarak deneyebiliriz diye yavşamak istesem de şuan ona kırgındım ama bunu sonra söyleyecektim.
Gözlerimi hala açamasam da arabanın kapısının açıldığını ve koltuğa oturtturulduğumu hissediyordum. Ehliyet kemerimi göğüsümün üstünden geçip yuvasına oturdu. Bense sanki gözü kapalı film izliyor gibiydim.
Arabanın hareket etmesiyle ayaklarımı kendime çekip koltukta küçüldüm. Baş kaldırıp yanından gittiğim adamın arabasındaydım şuan ama itiraz edecek halde değildim. Arabanın camı açıktı ve rüzgar direk yüzüme vuruyordu. Serinliğin verdiği rahatlamayla gözlerimi açtım. Kısıkta olsa bakabiliyordum etrafa. Bir süre dışarıyı izledikten sonra Arslan Fırata döndüm.
"Neden aldın beni?" İnsan bence güvenmediği insanlara yardım etmemeliydi. En azından arabasına almamalıydı. Belki de kırıldığım için abartıyordum belki de Arslan Fırata sorsan yaptığım, düşündüğümün mantıklı olmadığını söylerdi. Kırılan anlardı kendi halinden.
"Ben polisim Ceylan. İnsanların güvenlikleri sağlamak için bu mesleği yapıyorum ve sahil kenarında kafası yerinde olmayan bir genç kadını orda bırakamazdım." O polisti ondan yanımdaydı. O polisti bana güvenemezdi. O polisti beni suçlardı. Belki vasfı ya da vasfım bu olmasaydı asla bir araya gelemeyecek o çift bizdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİJUANA +18
Teen FictionDünyaya uyuşturucunun kucağında gelen Ceylan Aydinç, yaşadığı 25 senelik ömründe ilk defa bir çıkış yolu arar. Karşısına beklenmedik bir anda sonunu getirmek için çıkan Arslan Fırat Beydemir, hayatının dönüm noktası olur. Uyuşturucu bağımlısı kadın...