Güçlenmek için ne kadar düşmek gerekirse o kadar düştüm. Bazen kalkamadığımı düşündüğüm zamanlar olsa da her düşüşüm bana güç verdi. En olmaz dediğim yerden aldığım darbeler. En yok canım bu kadarını da yapmazlar herhalde dediğim anlar oldu.
Bir yaprak tanesi gibi her sonbaharda düşsem de ilkbaharda tekrar açmaya devam ettim belki daha yaşlı ve yorgun belki daha soluk renkte açsam da eninde sonun da var oldum.
Belki de tanrı bizi bir ağaç yerine koyuyordur. Bazen yaprak döken bazen meyve veren bir ağaç. Ben kendi ağacımı kendim sulama kararı aldım çünkü başkalarının verdi su kökümü kuruttu.
Beni büyüttüğünü düşündüğüm adam başta olmak üzere doğdum andan beri herkes sonumu hazırladı. Belki de her son bir başlangıçtır sözü doğrudur belki Burçin Terzioğlu haklıdır ''Her bitiş bir başlangıç falan değildir. Her bitiş bir bitiştir. Unutmayın, tarih yalnızca mutsuzları yazar...'' Bunu yaşamadan bilemem...
15.05.2022
Nasıl geçtiğini anlamadığım bir hafta üstümden geçmişti. Her seçenek sunanı oyanlayladığım ve asla hayal ettiğim gibi olmayan nişanıma ise saatler kalmıştı. Yarın büyük gündü Tanerin annesi Gülfem hanım bütün hazırlıkları en ince ayrıntısına kadar ayarlamıştı. Onların evinin bahçesinde olacak olan nişana sadece benim gitmem kalmıştı.
Elbisem bile elime bu gün geçmişti. Beni şaşırtacak şekilde bedenime tam olan elbise ne kadar bedenime uysa da ruhuma tersti. Sanki evcili oyunu oynayan 5 yaşındaki bir kız çoçuğunun barbie bebeğiydim ve o beni yönetiyordu.
İşin canımı yakan kısmı ne ben bir barbie bebeğiydim ne de yaşananlar oyundan ibaretti.
Tanerin anlattığına göre yarın sabah onların evine gidip hazırlıklara bakmam lazımmış. Formalitende orda görünmem şimdiden canımı sıkıyordu. Özellikle akşam giyeceğim uzun elbise daha da canımı sıkıyordu. Asla uzun elbise giyemezdim hep mini tercihim olurdu. Takılıp düşme fikrine karşı mini tercihimdi.
Gelen eşyalara baktığımda aynı tonda ayakkabı ve bir kaç takı seti olduğunu gördüm. Allah bilir kaç binler dökmüşlerdi bunca eşyaya. Onlar için ellerinin kiri bile değildi.
Gittikçe bok yoluna giden hayatıma çiçekli elbiselerle gidiyordum ne kadar ironikti en az ölen insanı beyazlara bürümek kadar ironikti.
''Beğendin mi sevgilim.'' Beğenmesem ne değişecekti acaba.
''Çok güzeller hayatım. Annen cidden çok zevkli bir kadın allah bilir nişan nasıl olmuştur eminim harikadır.'' Aynen çok eminim.
''Ceylan... Beni korkutuyorsun. İkimizde biliyoruz bunlar senlik değil. Ama sen olay çıkarmadan duruyorsun. Bir haftadır ne dediysek yaptın ağzından bir kere hayır çıkmadı. bu beni çok işkinlendiriyor.'' Hadi ama sizde öpülmeye de gelmiyorsunuz sikilmeye de...
''Dedim ya hayatım size hak verdim hem senden iyisini mi bulcam evlenmek için. Allahtan belamı istemiyorsam seve seve Baysalların gelini olurum ama değil mi? '' Yalandan çarpılacaktım az bir şey kalmıştı.
''Ben hala inanmıyorum keçi gibi inadın yok oldu. Uysal ederim dedim de bu kadar erken beklememiştim. Bak Ceylan aklından bir şey geçiyorsa ve ondan böyleysen gerçekten affetmem tek kurşunla öbür dünyaya yollarım.'' Gözlerimi devirip yapsana dememek için kendimi zor tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİJUANA +18
Ficção AdolescenteDünyaya uyuşturucunun kucağında gelen Ceylan Aydinç, yaşadığı 25 senelik ömründe ilk defa bir çıkış yolu arar. Karşısına beklenmedik bir anda sonunu getirmek için çıkan Arslan Fırat Beydemir, hayatının dönüm noktası olur. Uyuşturucu bağımlısı kadın...