9. Bölüm

8.7K 328 26
                                    

Hayattan soyutlanmaya başladığım zamanlar bu o kadar normal bir faaliyet gibi gelmişti ki bana sanki hayattaki amacım çevremdeki insanlardan uzaklaşmaktı.

Beynimi ne kadar yıkadıklarını buradan anlayabiliyordum. Birinin hayatına en çok çocukken rahatlıkla müdahale edebilirsiniz. Çok futbolun izlendiği bir ortamda büyüyen bir çocuğun idolü futbolcu olur Ronaldo Messi... Daha nicesi. Ya da kitap okunan ortamlarda bulunun bir çocuk yazar ve şairlerle büyür.

Benim ortamımda ne sanata ne de spora dair şeyler vardı. Haplar iğneler ve otlar...

Şimdi biri bana gelip hesap sorsa 25 yaşında ki biri olarak çocukluğumda yaşananları öne süremezdim ama gerçekler bunlardı.

Şu an kriz geçirirken bile nefretim çevremde ki herkeseydi. Karşımda onayımdan sonra rahat nefes alıp arkasına yaslanan Arslan Fırat'ın ne yapacağını çok merak ediyordum. Burayı yıkıp dökmeye başlamama en az 10 dakikam vardı. Ya elini çabuk tutmalıydı ya da beni salmalı ve ben istediğimi yapmalıydım.

 ''Anlat şimdi sadece bana odaklan sil aklındaki ucuz düşünceleri.'' Masanın üstündeki rakıyı da kaldırıp yan masanın üstüne koydu. ''Hiçbir şey beynini uyuşturmayacak ve sen şuan yeneceksin.'' Söylemesi çok kolaydı gerçekten bu hayattaki en kolay şey birini şunu yapacaksın demekti.

''Amirim kulağa kolay geliyor ama şuan içimde kopan fırtınaları bilmiyorsun kendimi ne kadar zor tuttuğumun farkında bile değilsin.'' Rahat tavrı her zaman beni sinir etmeye devam edecekti büyük ihtimal.

''Ceylan aklındakileri sil dedim sen iyice düşünüyorsun anlat diyorum sana. Nasıl bu haldesin. Ya da senelerce dayandığın bu sisteme hangi olay tetiklediği için baş kaldırdın.'' Kendimi tek tembihlediğim şey iş yaptığım karşımdaki adama dürüst olmaktı. Çünkü bir işi anca yalan batırırdı.

''Sizi mekanda gördüğümden bir gün önce oldu olan. Ben sessizce işimi yapardım kimseye karşı çıkmadım kimseye baş kaldırmadım ya da kolpa çevirmedim. Sonra işte Taner çıktı aslında aylarca ona da katlandım ama son zamanlarda...'' Lafın devamı gelmedi kelimelerim ağzımdan zor çıkıyordu o anlarla gidiyordum zor olsa krizi unutmaya çalışıyordum.

''Sınırı aştı ? Ne yaptı ?'' En yapılmaması gereken şeyi.

''Taciz oluyor sanırım tecavüz sınırına gelmedi ya da geldi ben kurtuldum.'' Masanın üstünde ki eli yumruk oldu. Şimdi ikimizde elimizle yaptığımız yumruklarla kendimizi tutuyorduk. ''Sarhoştu galiba madde kullanmaz o. Zorla önce öptü her zaman izinli temkinli yaklaşırdı böyle bir bok yiyince dayanamadım engellemeye çalıştım.'' 

Önümde ki bardağa su doldurmaya başlayınca dikkatimi bardağa verdim. ''İç devam edersin.'' Buzlu su yemek borumdan geçerken beni az da olsa rahatlatmıştı bura sıcaktı ve ben zaten alev alev yanıyordum.

''Sonra işte sevişme tekliflerin reddettiğimi ama o gün buna bir son vereceğini söyledi. Bir odaya götürdü. Oda da iki tane adam daha vardı daha ne kadar pisleşirdi bilmiyordum. Bir şekilde kurtuldum Selçuk babaya koştum sanki bana yardım edebilecek gibi. O da başta oyun diye başladığımız evlilik olayının gerçek olduğunu ve artık sevgilim bana her şeyi yapabileceğini söyledi.'' Yüzümde acımın tebessümü histirekli gülümseme vardı baya abartılı. Ağlamam lazımdı belki de.

''Pezevenk dölleri lan anlamıyorum lan bir mekan dolusu adamın hepsi mi şerefsiz olur. Nasıl bir ilişkiniz vardı da böyle konuşabildi o Selçuk iti.'' Ne kadar küfür etse azdı ama ağızdan çıkanlar onları değiştirmiyordu.

''Aslında normaldi her şey zaten onun elinde büyüdük. Çocukken verdiği ağır cezalar dışında harika bir ilişkisi vardı herkesle. İlgili, şefkatli, anlayışlı daha bir sürü güzel özellik. Sonra büyüyünce sadece iş hakkında konuşmaya başladık o yap derdi ben yapardım. Sonra bir iş için Tanerle ilişkim başladı daha çok konuşmaya daha çok iş yapmaya başladık ben de haliyle gerçek yüzlerini gördüm.'' Bazen aydınlanmak mı yoksa her zaman kör olmak mı iyi idi bilmiyorum ama benim aydınlanışım hayatımı alt üst etmişti.

MARİJUANA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin