63. Bölüm

3.1K 180 130
                                    

Merhabalar...

Fotoğraflar arası boşluğu wattpad kendisi koyuyor, neden bunu yapma gereği duydu bilmiyorum ama görmezden gelin canlar.

Önümüzdeki Pazartesinden itibaren her gün bir bölüm paylaşacağım bir texting yayımlamaya başlayacağım. 

Umarım beğenir ve desteklerinizi esirgemezsiniz. (Yeni bir şeyler paylaşırken çok gergin oluyorum jabkhpaşab)

Sınır: 100 beğeni 50 yorum.

Keyifli okumalar...

"Karıncalar hiç uyumuyormuş mesela. Öyle yaşam sürdürebilir miydik?"

"Bence sürdüremezdik. Uyku her zaman insanı resetliyor, geceler bu yüzden var." Dün gece neden sabaha kadar sevişip beni uyutmadığını sorma işini geride bıraktım. 

"Ama mantıken hayatı iki katı yaşamış olurduk." Yatakta, ben onun göğsünde yatmış karın kaslarından parmaklarımı gezdirirken, o da saçma konuşmamı dinleyip saçlarımı okşuyordu. 

"Gün yeterli geliyor bana. Buraya geldiğimizden beri niye aklında böyle sorular var güzelim. " Asla ne söylesem kabullenmiyor ve mantıklı mantıklı açıklamalar yapıyordu. 

Yunuslar gibi gözlerimizin açık uyumamızın tehlikeli olacağını, aslanlar gibi günde elli kere sevişmemizin insan kimyasına aykırı olduğunu, timsahların renk körü olmasının bizimle bir bağlantısı olmayacağını, insan başına düşen bir milyon karıncaya asla sahip olamayacağımı söylüyordu. 

"Biraz hayal kurmama izin verecek misin?" Ellerimi göğsünün üstüne koyup çenemi ellerine dayayarak yüzümü ona çevirdim. 

"Neden hayvanları rahat bırakıp benimle alakalı hayaller kurmuyorsun?"

"Dün Ferhatı kıskandın bugünde hayvanlara mı yükseliyorsun sen?" Sözlerimin bitmesiyle elimin altındaki kasların seğerdiğini hissettim. 

"Ne Ferhatmış arkadaş ya." Uzanıp çenesini öptüğümde bakışları bana düştü. "Kıskanç bir adam değilim ben ama sen şansını zorluyorsun." Aynen canım ondan. 

"Sen buranın havasını soluyunca biraz öküzleştin sanki. Böyle barzolaşmalar 'kadın' diye seslenmeler falan hayırdır aslanım." Kalınlaştırıp sert çıkarmaya çalıştığım sesim dudağının bir kenarı kıvırmasını sağlamıştı.

"Gecem gündüzüm sen olunca yan etki yaptı galiba." Göğsüne baskı yapan tırnaklarımı derisine geçirdim. "Sırtımda yeteri kadar iz bırakmıyormuş gibi birde göğsüme dadanma güzelim." 

"Kaşınıyorsun." Baş parmağıyla sırtımın iki kanatının ortasını okşamaya başladı. "Hem ben senli hayallerde kuruyorum. Neden hayvanlara laf ediyorsun?" Kendimle de alakalı hayallerim vardı. Yıllar önce kurup bir kenara bıraktığım bir çok hayalim vardı.

"Anlat bakalım 'benli hayaller' neymiş?"

"Senin artık emekliye ayrıldığın ve köpeğimizle karavanımızla dünyayı turladığımız hayaller. Sen böyle bastonla yürüyorsun ama ben hala seksi seksi adımlar atıyorum." Bu şuan oluşturduğum bir palavraydı ama onu yaşından vurmayı seviyordum. 

"Aramızdaki yaş farkı fazla değil biliyorsun değil mi?"

"Ben hala yirmili yaşlarında bir çıtırım sevgilim ama sen otuz yaşına geldin. Artık yaşın ikiyle değil üçle başlıyor. Bu da seni yaşlı yapar." Üstüme çullanıp beni yatağa atmasıyla parmakları karnımı buldu. 

Gıdıklamaya başlarken bir yandan da söyleniyordu. "Çıtırsın öyle mi?" 

"Ya Fır-" İki yanımdan saldıran elleri kahkahalar ata ata gülmemi sağlıyordu. 

MARİJUANA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin