Bu kadar basit sona gelmiş olamazdı. Tamam amire güvenmemiştim ama bu kadar basit yakalanacağı aklıma gelmezdi. Belki de ben gözümde çok büyütmüştüm.
Onun adına da üzülmüştüm kafasında o kadar emindi ki buranın sonu olacağına hayal kırıklığı yaşayacaktı.
Daha yarım saat önce bana planlarını anlatırken ki gözleri, gözlerimin önüne geldi. Mavilikleri nefretle bakıyordu kendinden emin ve sorgulayıcı.
Haftada en az bir kez bu ihbarlar gelirdi. İçeri de adamları mı vardı yoksa gözlemleri mı iyi idi bilmem ama eğer Arslan Fırat yakalanırsa sonu diğer polisler gibi olurdu.
Selçuk baba odanın içinde tür atıyor bir yandan söyleniyordu. "Bir pes etmediler amına koduklarım her ay her ay temizle temizle bitmediler."
Taner de çoktan üç buçuk atmaya başlamıştı. "Abi her ay olan şeyler işte niye dert ediyorsun bu kadar. Gelirler ararlar siktir olup giderler takma bu kadar." Aynen canım aynen.
Olaya tepkisiz kalıp dikkat çekmek yerine bir şeyler söyleme gereği duydum. "Selçuk baba Taner haklı. Zaten her zaman oluyor niye bu kadar sinirlendin." Lütfen fark etmemiş ol.
İçeri sızan kişinin Arslan Fırat olduğu öğrenilirse ben de biterdim. Az önce nefesi ensesinde oturduğum adamın polis olduğu ortaya çıkarsa bu sefer kesin sıçardım.
"Bıktım lan artık bir bitmediler uğraş uğraş sonumu getirmek için daha kaç kişiyi yollayacaklar." Umarım bu son kişi olur. "Bak bu sefer ki acemi çıktı kendi kendini belli etti." Bu kadar salak olamazsın amirim.
"Tamam abi sen sakin ol ben bir bakayım zaten dediğin gibiyse eğer kolay lokmalar." Sen bir sus ya. "Sen dert etme ben simdi hallederim."
Selçuk baba gururla Taner'e döndü elini sırtına vurarak destekledi. "Bak bu çocuğun kıymetini bil Ceylan. Bizi daha iyi yerlere getirecek." Çok beğendiysen kendine alsaydın. "Düğün olduğu an anlaşma sağlanacak sen de rahat edeceksin mekan da. İnan bana bu zamana kadar yapacağım en iyi iş olacak." Bir de adamın yüzüne iş diyordu ve adam buna gülüyordu.
"Haklısın galiba Selçuk baba ilk başlarda çok tepki versem de şimdi düşününce Taner'e haksızlık ediyorum galiba." Taner biz pof pofladıkça gururlanıyordu. Adama iş gözüyle bakıyorduk adam kendini sadrazam sanıyordu.
"Hayatım, bunlar önemsiz detaylar. Alışırız illaki birbirimize ben de bazen uygunsuz davranabiliyorum. Tencere kapak gibiyiz baksana." Sana tam oturan kapağın kulpunu sikiyim pezevenk.
Yüzümde sahte gülümsemeyle yanına gidip boynuna sarıldım. "Eminim çok iyi anlaşacağız sevgilim." Ellerini belime sarıp kendine çekti. "Hem baksana Selçuk baba böyle uygun görmüş."
"Ceylan bazen seni anlamıyorum kızım. Bazen çok fevrisin ortalığın amına koyuyorsun. Bazense çok uysal ne desek onaylıyorsun." Sadece siz salaksınız ve oyunuma kanıyorsunuz.
"Düşündüm şu 2 günde ve size hak verdim. Sadece çok sinirli olduğum için o kadar kötü davrandım." Sanki üzülmüş gibi başımı eğdim. "Galiba bu aralar yeteri kadar uyuşturucu almadı bünyem sinir oluştu."
"Dükkan senin kızım biliyorsun istediğin kadar iç ve uyuş eğer bir daha aynı hataları yaparsan bu sefer bu kadar sakin olamam." Benim sakin olduğum kadar kimse sakin olamazdı.
Yanağıma dokunan ıslaklıkla Taner'i dudaklarının yanağıma değdiğini anladım. "Merak etme baba ben bu ceylanı uysal bir kedi yaparım ister seve seve ister..." Söz de Selçuk babaya duyduğu saygıyla devam etmedi.
"Aferin böyle olun bide sizle uğraşmayım. Bak bu ortaklık hem Baysallar hem Altunlar için dönüm noktası bunu unutmayın." Deyip odayı terk etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİJUANA +18
Teen FictionDünyaya uyuşturucunun kucağında gelen Ceylan Aydinç, yaşadığı 25 senelik ömründe ilk defa bir çıkış yolu arar. Karşısına beklenmedik bir anda sonunu getirmek için çıkan Arslan Fırat Beydemir, hayatının dönüm noktası olur. Uyuşturucu bağımlısı kadın...