23. Bölüm

5.5K 246 22
                                    

Bu bölüm benim için çok değerli içinde yazanlardan çok nasıl yazdığım benim için çok kıymetli. Şuan memleketimden üniversite okumak için İzmire giderken yazıyorum bu satırları. Keyifli okumalar. 

Hayatımızda yanlış kararlar verdiğimiz bir dönem vardır. Kimi yanlış kişiye aşık olarak yapar bu hatayı kimi okulu bırakarak, kimi ise ailesindeki konumunu alt üst ederek. Benim hayatımın doğduğum andan beri yanlış kararlar üzerine kurulu olduğunu bu yaşımda, 25 yaşında öğrendim. 

Karşımda duran adam ise hayatımı kendi doğru gördükleri üzerine kurmuş bir insandı. Hiçbir kararının doğruluk payı olabileceğini düşünemiyordum. Sanki kar beyaz dese şüphe edecektim. Şimdi verdiği karar hangi insana doğru gelirdi. Kendisinin yarı yaşında bir kızla evlendiğini söylüyordu. 

Yanında duran Özlem az önce bahsettiğim hayatındaki yanlış kararlar verdiği dönemdeydi. Belki normal bir evlilik bile yaşasa bir süre sonra kabullenirdim ama şuan kabullenme ihtimalim yoktu. Gözü mü kördü? Aklına mı girmişlerdi? Her şeyden önce ona bu zamana kadar baba derken şimdi nasıl koca olarak görecekti.

Bazı şeyler yasal olsa da mantık çerçevesinde olması sorun teşkil edilen şeylerdi. Mesela Özlemle Selçuk itinin evlenmesi asla mantıklı değildi ama yasaldı. Buna kimse ne dur demişti ne de engel olmuşlardı. Ben dur da demiştim engel olmaya da çalışmıştım. İnsan bazen doğru gördüğü şeyin aksisini duyunca düşünme yetkisini kaybediyordu. Özlem kaybetmişti. 

"Hayırlı olsun Selçuk baba." Diline kızgın şişler basmak istedim. Bu olaya hayır dilediğim için ayrı, ite baba dediğim için ayrı ayrı şişler basmak istedim. Hala onun dilediği gibi olan bu hayata lanetler diledim. 

"Sağ ol abla. Düğünleri yakın tarihte yaptık bakarsın çocukları da yakın tarihte yaparız." Sıçtım bide sıvayacağım diyordu açık açık. Bir insan kurban olurken güler miydi? Özleme kalsa göbek atacaktı.

"Kısmet bakalım." Bir an Tanerin bebeğimi taşıdığımı hayal ettim. Onun karakterinde birini dünyaya getirdiğimi hayal ettim. Daha beter bir hayal düşleyemezdim herhalde. Böyle bir şeyin olma ihtimali beni intihara sürüklerdi.

"İçeri geçelim bayanlar. İş konuşmamız lazım. Malum işler zaman mekan tanımıyor maalesef." Konuşun konuşun özellikle odada konuşun her bokunuzu dökün ortaya.  Bende biran önce siktir olup gideyim bu cehennemden.

"Olur geçelim aşkım." Ne tarafa kusuyoruz tam olarak. Ben şahsen tam Özlemin suratına püskürteceğim şuan.  El ele içeri doğru adımladıklarında arkalarından takip ettim. Şaka gibi ama evlilerdi. 

İçeri girer girmez Selçuk iti Özlemi salona koyup çalışma odasına geçti. Allahtan bir mucize inse de kendi ağzıyla bütün her şeyi ortaya dökse diye geçirdim içimden. Lavaboya girme bahanesiyle banyoya girip üstümdeki iletişim cihazlarını aktif hale getirdim.

"Sesim geliyor mu?" Bir kaç cızırtılı sesin ardından bağlantı sağlandı. "Selçuk iti çalışma odasında."

"Ceylan elinde ki cihazların şarjı bitmek üzere. Telefonuna bir haberleşme ağı kuruldu oradan sorunsuz mesajlaşma sağlayabiliyoruz. Hiçbir konuşma kayıt altına da alınmayacak. Eğer buradan iletişim kuramazsak oradan konuşacağız." Seslerin cızırtısı zaten bunu haber ediyordu.

"Tamamdır savcım. Bu arada Özlem ve Selçuk evlenmiş. Ne işinizi yarar bilemem ama haberiniz olsun." Arkada kocaman bir siktir sesi geldi. Ses oldukça tanıdıktı. Hani uzaktı bu olaylardan hani operasyonda yoktu. Ses tabii ki amire aitti.

"Tamam Ceylan eminim işimize bir nokta da her bilgi yarayacak merak etme. Şimdi dikkat çekmeden yanlarına git. Kameran bu gün açık kalsın sesi kapat istersen zaten uzun sürmeden o da kapanacak." Arslan Firatın bir kez daha sesini duymak istesem de söylenenleri ikiletmeden içeri geçtim.

MARİJUANA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin