gelinlerin saçları uzun olmalı

4.4K 631 488
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

Minho, kırık kolu ve yanından bir saniye bile ayrılmayan Jisung ile günler geçip gidiyordu.

Bu süre içinde Minho'nun kolu kırık olduğu için sokakta oyun oynayamıyorlardı. Minho, Jisung'a küçüğünün izlemekten büyük keyif aldığı dansını sergileyemiyordu.

Bu yüzden daha çok Jisungların evinde vakit geçiriyorlardı. Minho okuma yazmayı öğrenmişti, öğretmeni unutmaması için tatilde bol bol pratik yapmasını söylemişti. Bu yüzden bütün tatil boyunca Jisung'a bol bol kitap okuyordu.

Bu durum Jisung'un canına minnetti. Her kitap bitirdiklerinde Jisung babasına onlar için kitap almasını rica ediyordu. Babası da bu sevimli ufaklıklar için büyük bir kitap seti almıştı. Jisung ve Minho'nun arasındaki bağ, Jisung'a güzel örnek olan Minho, Jisung'un ailesini çok mutlu ediyordu.

Minho ile Jisung kitap setinin başına oturmuş, yeni başlayacakları kitabı seçiyorlardı. Minho kitabın adını Jisung'a okusa da genelde Jisung'un kapağını sevdiği kitabı okuyordu.

Jisung "Bunun adı ne? Bu küçük insanlar çok tatlı görünüyor. Bunu okumak ister misin?" dedi elindeki kitabı Minho'ya göstererek.

Minho kitaba baktı ve "Pamuk prenses ve yedi cücelermiş adı. İstersen okurum benim için farketmez sen seç" dedi gülümseyerek.

"Tamam o zaman bunu okuyalım ama bir sonrakini sen seç hep benim istediklerimi okuyorsun" dedi mızmız bir şekilde.

"O zaman sen kitapları seç, ben okuyayım sonra da sen benim için şarkı söyle böylece ödeşmiş oluruz nasıl fikir" dedi Minho.

Jisung "Olur anlaştık, ama müzik çalarından da dinleyebiliriz onun içinde daha çok şarkı var" dedi.

Minho hızlıca "İçindeki şarkılar silinmiş abim tekrar yükleyecek" dedi. Yalan söylemişti o şarkıları Jisung'un sesinden dinlemeyi seviyordu.

Jisung üzülerek "Gerçekten mi, ben mi bozdum yoksa özür dilerim Minho çok karıştırdım galiba" dedi.

Minho, söylediği yalana pişman olmuştu. O Jisung'un üzülmesi için söylememişti. "Hayır Ji, ben evdeyken silindi senin suçun yok lütfen üzülme hemen yükler zaten abim, hatta yüklemiş bile olabilir hadi eve gidip getirelim ama yine de ben senin söylediğin şarkıları daha çok seviyorum bence senin sesin şarkıcılarınkinden daha güzel" dedi.

Jisung aldığı iltifat karşısında utanmış yanakları kızarmaya başlamıştı. "Tamam ben söylerim o zaman sen benim sesimi daha çok seviyorsan ben de sana hep şarkı söylerim" dedi.

Minho yanakları kızarmış küçüğüne bakıp hayran hayran gülümsedi. O kadar güzeldi ki onu tanımlayacak bir kelime henüz insanlar tarafından kullanılmamıştı.

"Güzel bir anlaşma oldu" dedi Minho gülerek. Seçtikleri kitabı alarak Jisung'un odasına geçtiler. Minho Jisung'un yatağının başlığına yaslanarak uzandı. Jisung da hemen onun kucağına başını koydu. Bu onlar için doğal bir hal almış bedenleri otomatik hareket ediyordu. Her kitap okumalarında Jisung onun kucağına yatar o da hem kitabı okur hem de küçüğünün saçlarıyla oynardı.

Ama bu sefer kırık olan kolu yüzünden bu şekilde kitap okumak zor olacaktı. Bu Jisung'un da aklına gelmiş olacak ki Minho'nun kucağından başını kaldırıp ona baktı.

"Ben de yanına geleyim kitabı tutar sayfaları çeviririm" dedi.

Minho onu onayladı biraz yana kaydı, Jisung da kucağından kalkıp yanına uzandı. Kitabı eline alarak tutup Minho'ya doğru çevirdi.

Minho kitabı okumaya başladı, sayfadakileri okumayı bitirince Jisung'a çevirmesini söylüyordu.

"Kral, başka bir kadınla evlenmiş. Bu kadın güzelmiş ama çok kötü bir kadınmış. Sihirli aynasının karşısına geçip;
Ayna ayna söyle bana var mı benden güzeli bu dünyada? demiş."

Jisung bir an duraksadı. Sonra Minho'ya dönüp "Miyo, sence ben güzel miyim" dedi.

Minho onun bu tatlılığına güldü. "Sen benim gördüğüm en tatlı, en sevimli, en güzel kişisin Sungie" dedi.

"Peki Areum'dan güzel miyim?" dedi çekinerek.

"O kim ki, Ji hem kim olursa olsun sen en güzelsin" dedi bahsettiği kişiyi hatırlamaya çalışarak.

"Hani var ya sizin sınıfta, sarı uzun saçlı bir kız sana okul çıkışında el sallayıp görüşürüz diyen" dedi.

Jisung, Loona'nın Minho'yu okuldan almaya gideceği zaman sokağa çıkar onu yakalayıp onunda gelip gelmeyeceğini sorup hiç yaramazlık yapmacağını dair sözler vererek ikna etmeye çalışırdı.

Yol boyunca hep Loona'nın elini tutar, ona yeni öğrendiği şeyleri ve o gün Minho'yu ne kadar özlediğini anlatırdı. Loona da onu gülerek dinler, ona sorular sorarak daha çok konuştururdu.

Okulun bahçesine geldiklerinde Loona Areum'un annesiyle konuşur, sohbet ederdi. Areum'un annesiyle iyi anlaşıyorlardı. Jisung da onların sohbetlerini dinlerdi.

Okul zilinin çalmasıyla Minho koşarak annesigilin yanına gelir ve Jisung'a sıkıca sarılıp öperdi. Jisung da bu ilgi karşısında kıkırdayıp gülerdi.

Ardından Areum gelir, Minho'yu izlemeye başlardı. Minho kızın ilgisinin farkında değildi çünkü gözü Jisung'dan başkasını görmüyordu ama Jisung kızın bakışlarını tanıyordu. Çünkü kendi de Minho'ya aynı şekilde bakıyordu bu yüzden onu sevmiyordu.

Minho kızı hatırlamıştı. Sınıf arkadaşlarıyla çok vakit geçirmiyordu, soğuk olduğu içinde kimse ona yaklaşmak için çaba harcamıyordu. Minho bu duruma bazen üzülüyordu ama Jisung'a sahip olduğu için üzüntüsü uzun sürmüyordu.

Küçüğünün kendisini kıskandığını fark eden Minho kahkaha attı. "Ji, sen yoksa beni kıskanıyor musun" dedi.

Jisung masumca kafasını salladı. "Evet kıskanıyorum başkasını da beni sevdiğin kadar seversin diye çok korkuyorum" dedi.

"Saçmalama Ji, biz evleneceğiz söz verdik ne çabuk unuttun bu dediğin mümkün olabilir mi" dedi.

"Peki Minho kim gelin kim damat olucak annemlerin fotoğraflarında görüp ona sordum birisi gelin birisi damat olmalıymış" dedi.

"Bilmem ki bunu hiç düşünmedim, sence nasıl olmalı" diye sordu.

"Bence sen gelin olmalısın gelinlerin saçları uzun oluyor sanırım senin saçların benimkinden daha güzel" dedi.

Minho "Hayır senin saçların daha güzel yumuşakcıklar hep oynamak istiyorum," diye itiraz etti.

"Ama ben senin saçlarını daha çok beğeniyorum" diye dudaklarını büzdü Jisung.

"Tamam tamam üzülme ben gelin olurum o zaman" dedi gülerek. Jisung'un saçlarını karıştırmak istedi ama kırık kolu izin vermedi. Onun yerine yanağını öptü.

Jisung da Minho'nun kabul etmesine ve kendisini öpmesine kıkırdayıp o da onun yanağına bir öpücük bırakmıştı.

Ardından kitap okumaya devam ederek günü sonlandırmışlardı. Tabi arada Jisung bol bol konuşup Minho'yu güldürmeyi ihmal etmemişti.

dandelions, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin