Hepsi bir kafede buluşmuş konuşmadan birbirlerine bakıyorlardı. Aralarındaki sessizlik ortamı daha çok geriyor ve buz gibi olmasına neden oluyordu.
Hyunjin huysuzca yerinde kıpırdanıp duruyordu, böyle ortamlar onu rahatsız ediyordu hep. Hem de en sevdiği insanlar bir aradayken böyle olması daha da huzursuz ediyordu içini.
Sonunda konuşmak için bir konu açmaya karar verdi çünkü kimseden bir hamle gelmiyordu.
Jisung da geldiği andan beri masadan gözlerini kaldırmıyordu, olabildiğince az göz teması kuruyordu.
Onun en son bıraktığı arkadaşı böyle içine kapanık ve sessiz biri değildi. Bir kere grubun en gevezesiydi Jisung. Nasıl bu kadar sessizleşmiş olabilirdi ki, hem diğerleri kadar kızgın da değildi o.
Jisung hiçbir zaman aptal ve hain olmamıştı, bir nedeni mantıklı bir açıklaması vardır diye düşünüyordu. Ama Seungmin ve Jeongin çok tepkiliydi ona karşı. Felix de Hyunjin gibi düşünüyordu, bunu biliyordu.
"Ee Jisung, neler yaptın görüşemediğimiz zamanda anlatsana" dedi gülümseyerek.
"Hiç, hiçbir şey yapmadım" dedi Jisung hala keyfi yoktu, aklı Minho'daydı.
"Aa neden ki Jisung evlilik yolunda ilk adımlarını atmışsın aslında, tebrik ederim seni ve nişanlını" dedi Seungmin iğneleyici ters bir bakış atıp kahvesinden bir yudum alırken.
Jisung ise sımsıkı yumdu gözlerini, acı çekiyordu.
"Ne iş yapıyorsun" diye sordu Hyunjin ortamı yumuşatmak için Jisung'dan önce davranıp.
"Avukat oldum" dedi küçük ve zoraki bir tebessümle.
"Korktuğum olmuş desene, karşındakilere tanrı merhamet etsin" dedi onu neşelendirmek için.
Jisung da küçükken Changbin hyunguyla söylediklerini hatırlayıp güldü onun tepkisine.
Hyunjin hep böyleydi zaten, hiç değişmemişti. Hala şapşal ve iyi niyetliydi ona karşı.
"Sizler neler yaptınız peki" diye sordu ondan cesaret alıp, gerçekten merak ediyordu sorusunun cevabını.
"Tıp okuyorum, daha bitmedi" diyip kestirip attı Seungmin onun sorusunu, devam da etmedi konuşmaya.
Jisung'un yine cesareti yerle bir olmuştu, onlara yaklaşması mümkün değildi, çok üzülüyordu bu duruma.
"Ben sosyal hizmet uzmanı oldum, çocuk esirgeme kurumunda çalışıyorum" dedi Felix iç ısıtan gülümsemesinden sunup.
"Gerçekten mi" diye sordu Jisung şaşırarak. Felix de kafasıyla onayladı onu, gülümsemesi de hala yüzündeydi.
"Jisung biz küçükken sana bir söz verdik ama sana yemin ederim ki seni kandırmak için söylemedik onları, sadece her şey çok yavaş ilerledi ve bizim başvurumuz geç kaldı" diye açıklama yapmaya başladı Felix. Yıllardır bunun suçluluğuyla yaşıyordu bunları anlatması gerekiyordu.
"Sorun değil Felix inanıyorum sana, kendini suçlu hissetmene gerek yok ki" dedi arkadaşının elini tutup.
"Bilmiyorum yıllardır bunun yüküyle yaşıyorum, bu yüzden sanki sana borcumu böyle ödeyebilirmişim gibi hissettim, o masum ve güzel çocuklara güzel hayatlar verirsem beni affedersin diye düşündüm" dedi gözleri buğulanırken.
"Sana hiçbir zaman küsmedim ki seni affedeyim" dedi dudaklarının kenarı yukarı kıvrılırken.
"İşini seviyor musun peki" diye sordu kafası dağılsın diye.
![](https://img.wattpad.com/cover/316632897-288-k779837.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions, minsung
Fanfiction...ardından serçe parmağını uzattı. "tamam öyleyse bana söz ver, büyüyünce evleneceğiz eğer sözünü bozan olursa ceza olarak bir kutu çikolata alacak" dedi.