yağmurda ıslanan sıçanlar

3.2K 508 357
                                    

Jisung'un resmen dili tutulmuştu. Ne derse Minho'yu rahatlatırdı en ufak bir fikri yoktu. Zaten kelimelerin bunu yapabileceğine de inanmıyordu.

Bu yüzden sessizliği tercih etti. Mümkün olabilirmiş gibi daha da sıkı sarıldı ona. Bu sarılmayla ben yanındayım demek istiyordu ona.

Minho da sarılmasına karşılık başını onun omzuna koyup sakinleşene dek ağladı. Kendine geldiğinde kafasını kaldırıp ıslak saçlarını okşayan küçüğünün yüzüne baktı.

Ufacık bir tebessüm belirdi yüzünde. İyi ki Jisung var diye geçirdi içinden. Buna karşılık Jisung da ona tebessüm etti.

Jisung "Bu gece bizde kalsan olur mu" diye sordu şefkatle.

Hiç konuşmadan başını olumlu anlamda salladı Minho.

"Annene haber verelim öyleyse" dedi sakince.

"Gerek yok, abimlere söylesek yeterli" diye açıkladı.

Minho'nun parmaklarını kendi parmaklarına kenetledi. Ardından haber vermek için onun evine ilerlediler. Kapıyı çalıp bir süre beklediler. Kapıyı Jimin açtı.

"Bu haliniz ne, sıçana dönmüşsünüz geçin hemen içeri hasta olacaksınız" dedi endişeyle.

"Abi ben bugün Jisunglarda kalacağım haberiniz olsun" dedi Minho onu dinlemeden.

"Peki ama seninle daha sonra konuşacağız Minho bey, kaç zamandır hayalet gibisin neler oluyor anlatacaksın" dedi net bir şekilde.

Minho bir şey demeden Jisung'u çekiştirmeye başladı.

"Hadi gidelim zaten çok zayıfsın hasta olacaksın" dedi sessizce.

"Diyene bak şu an neredeyse aynı kilodayız, çok zayıfladın Minho, toparlanman gerekiyor" dedi üzüntüyle.

Uzatmak istemediği için kafasını salladı. Ardından karşıdaki Jisungların evine geçtiler. Kapıyı çaldığında annesi telaşla kapıyı açtı.

"Jisung, Minho hemen banyoya geçip üstünüzü değiştiriyorsunuz ben de size sıcak bir şeyler hazırlayım, bir daha böyle bir şeye izin vermeyeceğim Jisung" diye azarlamaya başladı.

Annesini dinleyip banyoya geçtiler. Birlikte büyüdükleri için bu konuda birbirlerinden utanmıyorlardı.

Üstlerindeki ıslak kıyafetleri çıkarmaya başlayıp annesinin giymeleri için getirdiği Jisung'un kıyafetlerinden giyindiler.

Giyinme işleri bittiğinde banyodaki saç kurutma makinesiyle Minho önce Jisung'un sonrada kendi saçlarını kuruttu.

Ardından mutfağa geçtiler. Mina'ya göre üstlerindeki polar pijamalar hala çok inceydi. Evin derecesini yükseltti. Ve ikisine de hırka getirip giydirdi.

"Hemen sahleplerinizi için, içiniz ısınsın" dedi.

"Mina teyze Jisung'un tarçınını unutmuşsun" dedi Minho dalgınca.

Bu söylediğine Jisung gülümsemeden edemedi. Ne durumda olursa olsun hep önce kendisini düşünüyor olması bir kez daha kalbini hızlandırdı.

Mina dolaptan aldığı tarçını masaya koyup, söylenerek mutfaktan çıkıp Jisung'un odasındaki pikeyi kalın bir battaniyeyle değiştirmeye gitti.

Jisung'un annesi Minho'yu da Jisung kadar çok seviyordu. Ona göre ikisi de onun çocuğuydu hasta olma ihtimalleri onu endişelendirdi.

Jisung tarçını minik parmakları arasına alıp sahlebinin üstüne M yazdı. Bunu gören Minho sessizce kıkırdadı.

dandelions, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin