Selam yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar ❤️
Jisung gece kan ter içinde kalmış bir şekilde yatağında kıvranıyordu. Haneul onun sessiz ve içli ağlama seslerini duyunca yatağından kalkıp onu kontrol etmek için yanına gitti.
Jisung ise hala uyuyordu ama aynı zamanda da hüngür hüngür ağlıyor, aynı zamanda çok anlaşılmayan şekilde bir şeyler mırıldanıyordu.
Haneul ne dediğini anlamak için biraz daha yanına yaklaşıp baş ucuna oturdu. Terden alnına yapışmış saçlarını geriye taradı nazikçe.
"Anne" dedi Jisung acı çeker gibi.
Ağlamaları da artmaya başlamıştı küçüğünün. Uyandırmak daha iyi olur diye düşündü.
"Jisung" dedi onu korkutmamak için aşırı sakin bir ses tonuyla.
"Anne ben çok korktum" dedi hala uyanmamıştı.
"Müdür" dediğini duydu Haneul.
Jisung müdürden gerçekten de çok korkmuştu, belki de ilk kez bir büyükten şiddet görmüş bir çocuk görmüştü. Haneul müdürden zaten nefret ediyordu ama mümkün olabilirmiş gibi daha da nefret etti.
Jisung gibi hassas bir çocuk için kaldırması kolay şeyler değildi yaşadıkları.
"Jisung" diye bir kez daha seslendi Haneul.
Sadece seslenmekle uyandıramayacağını anladığında çok nazik bir şekilde onu omzundan dürttü.
Jisung kendisini dürten eli hissedince uyku sersemi eli tutup kendine çekti. Haneul de ona ayak uydurup Jisung'un yanına kıvrıldı.
Ona sarılıp saçlarını okşadı sakinleşmesi için. Yanağından akan yaşları sildi yavaşça.
"Minho" diyordu Jisung şimdi.
"Minho gitme yanımda kal" dedi uyku sersemi onu Minho sanıp sımsıkı sarıldı gitmemesi için.
Haneul duyduğu isme karşılık burukça gülümsedi. Jisung'un Minho'yu sevdiğini anlamamak için aptal olması gerekirdi. Bunun farkındaydı, ama elinden bir şey gelmiyordu.
Jisung o kadar masum ve kendisiydi ki onu sevmekten başka şansı yoktu.
Hem zaten ondan bir karşılık beklediği de yoktu, Jisung mutlu olsun o güzel ve parlak gülümsemesi yüzünden eksik olmasın bu onun için yeterliydi.
O elmayı seviyor diye elmada onu sevecek değildi ya, yüzündeki gülümsemenin nedeni, güvenli limanı Minho'ysa sadece buruk bir şekilde izlemekle yetinecekti.
Sabaha kadar Jisung, Minho sandığı Haneul'un göğsüne sığınıp sakinleşmiş bir şekilde uyudu.
Haneul okul saati gelince tutuşunu gevşeten Jisung'un kolları arasından sessizce sıyrılıp okul için hazırlandı ve odadan ayrıldı.
Jisung da okul için uyandığında kendini çok yorgun hissetti, sanki uyumamış da maraton koşmuş gibiydi. Gece olanları hatırlamadığı için bu duruma anlam veremedi.
Çok üstüne düşünmeden okul için hazırlandı, kahvaltısını yapıp yurttan ayrıldı.
Her zamanki gibi kendini kapının önünde bekleyen Minho'ya koştu. Bir an önce yanına ulaşmak ona sımsıkı sarılmak istiyordu.
Minho ise çok endişeli görünüyordu. Muhtemelen bana telefondan ulaşmaya çalıştı haber alamayınca da endişelendi diye düşündü Jisung.
"Jisung iyi misin, senden haber alamayınca çok korktum" dedi Minho Jisung'un yanaklarını elleriyle kavrayıp gözlerini yüzünün her bir noktasında gezdirirken.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions, minsung
Fanfiction...ardından serçe parmağını uzattı. "tamam öyleyse bana söz ver, büyüyünce evleneceğiz eğer sözünü bozan olursa ceza olarak bir kutu çikolata alacak" dedi.