kavuşma

3.6K 497 599
                                    

Jisung, kafeden ayrılıp dalgın bir şekilde otele doğru yürümeye koyuldu. Hyunjin'in söyledikleri aklında dolanıp duruyordu.

Hyunjin kesinlikle haklıydı. Teyzesi de eniştesi de ondan böyle bir şey istememişti ama Jisung onlara karşı hissettiği vefa borcu karşısında kahramanlığa soyunup, daha doğrusu vicdanını susturmak için böyle bir yolu seçmişti.

Hyunjin'in dediği gibi o hep çok cesur ve inatçı biriydi, kendi kişiliğinden bu kadar vazgeçmiş olmak kendisini çok yormuştu, artık üstüne sinen bu sessizlik ona ağır geliyordu.

Bu yol hem kendisini hem de Minho'yu mahvetmişti. Dünya üzerinde en sevdiği insanı kendi elleriyle perişan hale getirmişti.

Oysa Jisung Minho'nun hep mutlu olması için her doğum gününde dilek dilerdi. Şimdiyse onu çok üzmüştü ne büyük tezatlık.

Kafasına koymuştu, otele varınca Seonghwa'yla konuşup bu işe bir son verecekti çünkü Minho'yu artık bir kere gördü bir daha eskiye dönmesi mümkün değildi.

Teyzesine ve eniştesine muhteşem bir hayat veremezdi belki ama ailesinden kalan evde sıradan ve mütevazi bir hayat yaşayabilirlerdi. Hem o da çalışıp onlara destek olurdu. Borçları içinde hukuki bir sürece giderlerdi.

Otelin lobisinden asansöre yöneldi. Aklından söyleyeceklerini prova edip odaya girdi. Ama Seonghwa odada değildi yine bir iş görüşmesindedir diye düşünüp beklemek için odadaki koltuğa daha doğrusu buraya geldiklerinden beri  Seonghwa'nın yatağı olan koltuğa oturdu.

Yandaki masada iki tane mektup gördü. Ne olduklarına anlam veremedi iş sözleşmesi falandır diye düşünüp eline alıp incelemeye başladı.

Birisi Jisung'a birisi de Minho'ya yazılmıştı. Büyük bir merakla açıp okumaya başladı.

"Sevgili dostum Jisung'a

Şu an neler olduğunu anlayamadığını biliyorum, sanırım anlatmaya en başından başlamam gerekiyor.

Bu nişanlanma işine en başından beri sıcak bakmıyordum biliyorsun bunu sana da söylemiştim, seni daima küçük kardeşim olarak sevdim. Ama sen bunun herkes için en doğrusu olduğunu düşünüyordun, daha doğrusu sözde borcunu ancak bu şekilde ödeyebileceğini düşünüyordun.

Sana söylediklerim yalan değildi Jisung, seninle nişanlanmasak da sen benim eşim olmasan da ben Minjae hyunga yardım edeceğim. Ama sen kimsenin karşılıksız bir yardımda bulunmayacağını düşünüyorsun.

Daha doğrusu böyle düşünmek zorunda bırakılmışsın, bunu fark edemedim Jisung çok özür dilerim. Kyungik'i rehabilitasyon merkezinde ziyaret ettiğimde o anlattı bana olanları.

Bunca zaman onun manipülasyonlarıyla yaşamışsın ve hiçbirimiz bunu görememişiz. Kendisi anlatmasa belki hiçbir zaman haberimiz de olamayacaktı, lütfen beni affet.

O hep sorunlu bir çocuktu farkındaydım. Ama yetimhaneyi ilk ziyarete gittiğimiz gün ağlayarak bacağıma yapıştı ve orada çok şiddet gördüğünü söyleyip onu oradan kurtarmam için bana yalvardı. Kıyamadım o haline, küçük savunmasız bir çocuktu benim için.

Ona yardım etmek istedim, orada daha çok zarar görmesin istedim ama yetimhanede yaşadıkları onda çok büyük travmalar bırakmış ve kendine verdiği zarar yetmiyormuş gibi senin de hayatını alt üst etmiş.

dandelions, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin