huzur

3.3K 439 169
                                        

Jeongin ikilinin sarmaş dolaş olmasına şaşırdığı için adeta beyni donmuş, dili düğümlenmişti. Ne diyeceğini bilemiyordu, nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu.

"Günaydın hyung ve Jisung" dedi doğal davranmaya çalışırken ama pek başarılı olduğu söylenemezdi.

"Günaydın" diye seslendi Minho da ona neşeyle.

Minho yıllar sonra ilk kez kendini bu kadar mutlu ve hafiflemiş hissediyordu. Jisung'un kolları arasında olması ona huzur veriyordu, tüm çektiği acılara değerdi onunla olmak.

Jisung ise Jeongin'in kendisine karşı olan tutumunu çok iyi bildiği ve ona hak verdiği için, ondan fazlasıyla çekiniyordu.

Bu yüzden sessizce günaydın diye mırıldandı belli belirsiz.

"Şey bu nasıl oldu" diye sordu Jeongin sonunda ağzındaki baklayı dayanmayıp çıkardı.

"Çok uzun hikaye, bu akşam tüm grup toplanalım ve konuşalım ardından da bir daha asla bu konuları açmayalım" dedi Minho sakince yerinden kalkıp masanın üzerindeki dünya haritasını yırtıp çöpe atarken.

Jeongin de uzatmak istemediği için kafasını sallayıp onu onayladı.

Jisung dün geldiğinde de fark etmişti bu haritayı, üzerinde bazı işaretler vardı ama anlam verememişti, şimdi Minho'nun yırtıp çöpe atmasıyla merakı iyice pekişti.

"Neden çöpe attın" diye sordu merakla.

"Kendime gidecek ülke seçiyordum ama artık gerek kalmadı" diyip omuzlarını silkti gülümseyerek.

"Kore'den gidecek miydin" diye sordu sertçe yutkunup.

"Evet ama artık hiçbir yere gitmiyorum sen de öyle, sen benimlesin yanımdasın diğer yaşananlar artık benim için önemsiz senin içinde öyle olsun" dedi güven verici bir ses tonuyla.

Jisung da usulca kafasını salladı onun söylediklerine karşı.

"Gitmiyor olmana çok sevindim hyung" diyip sımsıkı sarıldı Jeongin, Minho da gülerek karşılık verdi sarılmasına.

Bu gruptaki herkes, herkes için çok değerliydi ama Jeongin için Minho'nun yeri apayrıydı. Ona çok hayrandı ve onu öz abisi olarak seviyordu.

Kaderin cilvesi olacak ki her gören de onları öz abi kardeş sanıyordu, fiziksel olarak benzedikleri için.

Üçlü hiç konuşmadan bir süre öylece oturdular. Jeongin ve Jisung'un arasındaki gerginlik Minho'nun hiç hoşuna gitmiyordu.

Bu sessiz ortama bir süre sonra galerinin kapısına dayanan Changbin de dahil oldu. Ortam giderek daha gergin bir hal almaya başlamıştı.

Minho üçünün birbiriyle göz temasına bile girmekten çekindiğini fark edince daha fazla dayanamadı.

"Ne oluyor" diye sordu sakince.

"Bir şey olduğu yok" diyip omuz silkti Jeongin.

"Nasıl yok, göz göze gelmekten bile korkuyorsunuz" dedi kaşlarını çatıp.

"Tuhaf geliyor, bunca olaydan sonra birlikte olmak kolay değil" dedi Changbin arkadaşına bakıp.

"Bu konuları akşam konuşacağız zaten ama bu şekilde olmaz, herkes diken üstünde" dedi sakince.

"Hepiniz mi kızgınsınız Jisung'a" diye devam etti konuşmasına.

"Felix ve Hyunjin" hariç dedi Jisung kısık bir sesle.

Minho da kafasını salladı güzel Ji'sine.

"Seungmin'in dersi veya nöbeti var mı bugün" diye sordu Jeongin'e.

dandelions, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin