Hanni

1.7K 214 169
                                    

Jisung kucağındaki güzel bebekle kapının önüne geldi sonunda, kendisini biraz zorlayarak çantasındaki anahtara ulaşarak kapıyı açtı.

Eve çekmeden Minho'ya telefon etmişti o da henüz galerideki işlerinin bitmediğini, bitirir bitirmez hemen eve geleceğini, Jisung'u çok özlediğini söylemişti.

Jisung da ona haber vermemiş sürpriz yapacaktı bu minik misafirlerini.

Kapının açılma sesini duyan Soonie hemen eşiğin önüne gelmiş, Jisung'u karşılamak için bekliyordu. Kucağındaki bebeği görünce merakla onları salona kadar takip etti.

Kucağındaki bebekte gördüğü kediyle gülüp onu tutmak için eğiliyor, "pisi pisi" diye sesleniyordu dikkatini çekmek için. Gerçi buna gerek bile yoktu çünkü Soonie'nin şu an tüm dikkati bebekteydi, koca gözleriyle ona bakıyordu kafasını kaldırıp.

Jisung da onların bu haline gülmeden edemedi. Onu dikkatlice koltuğa bırakıp hemen odalarına geçip bir örtüyle geri döndü, getirdiği örtüyü yere serip sevimli bebeği de üstüne aldı.

Sonnie de hemen yanına gidip bebeği koklamaya başladı. Küçük kız da mutlu olup onu kuyruğundan yakaladı.

Jisung bir an tedirgin oldu, Soonie kuyruğuna dokunulmasından hiç hoşlanmaz hatta bazen saldırırdı bile yine sinirleneceğini düşündü ama beklediği olmadı Soonie'nin şu an hiç umrunda bile değildi bu durum.

Küçük kızın minik bedenine sürtünüp duruyordu. Küçük de pisi pisi diyip gülüyordu ona. O kadar tatlılardı ki Jisung gülümsemeden duramıyordu onların bu hallerine.

Yanlarına eğilip onlara doğru konuştu usul usul.

"Ben şimdi yemek yapmaya gidiyorum, Soonie bu güzel kız sana emanet tamam mı" dedi ikiliye.

Soonie de sanki anlamış gibi miyav diyerek karşılık verdi Jisung'a.

Küçük kız Soonie'nin miyavlamasını duyunca onu tekrar edip miyavlamaya başladı. Jisung da kahkaha attı onun bu şebekliğine, ikisini de kokularını içine çeke çeke öpüp mutfağa geçti.

Amerikan mutfak olduğu için salonu çok rahat görebiliyordu, sık sık kontrol ediyordu ne yaptıklarını görmek için.

Sonnie yürüyor, küçük kız da peşinden emekleyerek miyavlayıp onu takip ediyordu. Jisung onların tatlılığı karşısında çığlık atmak isteğini bastırmaya çalışıyordu güçlükle.

O, yemeği hazırlamayı neredeyse bitirmişken kapının açılma sesini duydu.

Soonie hemen kapıya gidip Minho'ya misafirlerini haber vermek ister gibi miyavlıyordu.

Minho da ne olduğunu anlamadığı için kucağına aldı hemen kedisini salona geçtiğinde gördüğü küçük bedenle şaşırdı.

Kız da Minho'ya baktı koca kömür karası gözleriyle, sonra kucağındaki kediye seslendi.

"Pisi pisi, miyav" diyerek, Soonie de miyavladı hemen ona. Minho da kocaman güldü onların iletişime geçme şekillerine.

"Sen de kimsin" dedi kızın yanına eğilip oturarak.

"Bir kedi daha mı evlat edindik" diye sordu kendi kendine ardından küçük kızı kucağına alıp öptü doyasıya.

"O bizim küçük misafirimiz" dedi Jisung da mutfağın köşesinden mutlulukla onları izlerken.

"Kısa bir süreliğine" diye devam edip, tüm durumu anlattı Minho'ya.

"Anladım" diye onayladı Minho da onu.

dandelions, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin