Müdürün odasındaki büyük koltuğa oturmuş ayakları yere temas etmezken gerginlikte bacaklarını sallamaya başladı.
Müdür ona sadece bir kez bağırmış olmasına rağmen yeryüzündeki en korktuğu insan olabilirdi. Yüzü, görünüşü ve sesi tıpkı bu yetimhanenin verdiği hissiyat gibi buz gibi soğuktu.
Şimdi onu odasına çağırmış kendisini evlat edinecek aile ile tanışmasını söylemişti. Aile henüz gelmediği için giydiği pantolondaki sökükle oynuyor yüzünü hiç yukarı kaldırmıyordu.
Annesi olsa bu söküğü dikerdi hemen, annesi çok yetenekli birisiydi, bu dikiş nakış işlerinden de anlardı. Onunla birlikte yaptıkları kitap ayraçları, keçe oyuncaklar geldi aklına.
Burukça gülümsedi hatırladığı anılarına bir daha tekrarlanamayacak olması ne kadar da acıydı, hayat çok acımasızdı. Bu gerçek kalbini acıttı ve istemeden gözleri doldu.
Oturduğu yerde düşüncelere dalmışken odanın kapısı çalınmıştı nihayetinde. Gayet genç ve şık giyimli bir kadınla bir erkek girdi odaya. Önce müdürle selamlaştılar. Kibar ve güler yüzlü insanlardı bu belli oluyordu.
Jisung ürkek bakışlarla onlara baktı, göz göze geldiklerinde sımsıcak bir şekilde gülümsedi kadın.
Jisung'a adeta dünyadaki en güzel ve değerli şeymişcesine bakıyor resmen gözlerinin içi ışıldıyordu.
Jisung da ona karşı gülümsedi kibarca. İçindeki korku biraz olsun hafiflese de tam anlamıyla hala silinmemiş kendini hissettiriyordu.
"Merhaba Jisung, tanıştığıma çok memnun oldum" dedi tüm nezaketiyle.
Jisung ürkek bir ceylanmış gibi, yavaşça ona elini uzattı selamlaşmak için.
Jisung başta tereddüt etse de elini tutup selamlaşmasını kabul etti.
"Ben de" dedi sessizce. Kuru bir cevaptı belki ama yine de kadın derin bir nefes verip mutlulukla gülümsedi.
"Ben de çok memnun oldum" dedi yanındaki uzun boylu ve yakışıklı olan adam o da oldukça sevecen yaklaşmıştı.
Jisung ona da gülümseyip utangaçca başını eğdi. Ardından adam müdüre dönüp boğazını temizledi bir şeyler söyleyeceğinin habercisi olarak.
"Bay Park, biraz müsaade ederseniz biraz yalnız vakit geçirebilir miyiz" diye sordu.
"Tabiki yandaki misafirhane de oturabilirsiniz" dedi müdür. Jisung müdürün bu zamana kadar onda hiç görmediği bir nezaketle cevap vermiş olmasına oldukça şaşırmıştı.
"Hadi geçelim Jisung'cum" dedi genç kadın.
Adamda gülümseyerek karısına bakıyordu, birbirlerine aşık olduğunu gören herkes çok rahatlıkla anlayabilirdi.
Birlikte yandaki boş misafirhaneye geçtiler.
"Bu arada benim adım Heiran" dedi heyecanla kendini tanıtırken.
"Ben de Minjae" dedi adam tebessüm ederek.
"Tekrar memnun oldum" dedi koca güzel gözlerini onlara çevirip.
"Umarım çok iyi anlaşırız" dedi kadın.
"Umarım" diye mırıldandı Jisung, kadın onu evlat edinecekleri için çok mutlu ve heyecanlı görünüyordu bu Jisung'un daha da rahatlamasını sağlıyordu.
"Jisung müdür bazı şeylerden bahsetmeliydi acaba sana bir şeyler anlattı mı" diye sordu adam.
Müdür ona hiçbir şeyden bahsetmemişti, sadece ailenin iki hafta sonra geleceğini söyleyerek tabiri caizse odasından koymuştu. Anlatması gereken neydi ki diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions, minsung
Fanfiction...ardından serçe parmağını uzattı. "tamam öyleyse bana söz ver, büyüyünce evleneceğiz eğer sözünü bozan olursa ceza olarak bir kutu çikolata alacak" dedi.