Jisung hastane koridorunun her bir santimetre karesine ayağına basmış, alacağı haberin güzel olması için Tanrı'ya yalvarıyordu.
Minho içeri gireli yaklaşık yarım saat olmuştu sürekli saatini kontrol edip kapı kolunda bir hareketlenme bekliyordu.
Yaklaşık on beş dakika sonra beklediği hareketlenme oldu ve Minho kocaman gülerek odadan çıktı.
Jisung onun gülen yüzünü görünce dolu gözleriyle birlikte hemen boynuna atılıp sımsıkı sarıldı ona. Belli ki güzel haberler verecekti.
Minho da hiç vakit kaybetmeden Jisung'un beline doladı ellerini.
"Ne dedi" diye sordu kollarını çözmek istemiyordu ama Minho'nun yüzünü görmesi gerekiyordu.
Minho'nun kollarından destek alıp kendini biraz geriye sarkıttı.
"Yan etkileri yüzünden birden bırakmam mümkün değilmiş ama en düşük doza geçiş yaptı" dedi ağzı kulaklarında.
"Şükürler olsun" dedi Jisung derin bir nefes verdi rahatlama hissiyle ardından yanaklarını elleri arasına alıp bir sürü kez öptü aşık olduğu adamın güzel yüzünü.
Mutluluktan ağlamak istiyordu, hayatı boyunca üzüntüden, hayal kırıklığından veya özlemden bir sürü kez ağlamıştı ama çok nadir mutluluktan gözleri dolmuştu.
"Bunu kutlamalıyız" dedi içi içine sığmıyordu Minho'nun elini tutmuş küçük bir çocuk gibi seke seke yürüyordu.
Minho da onun bu sevimli hallerini aşık aşık izliyordu.
"Yemeğe çıkalım" dedi aklına gelen fikirle.
"Olur, senin için şehrin en güzel restorantını araştırıp bulacağım" dedi Jisung kendinden emin bir şekilde, o sırada otoparka gelmişlerdi.
"Ne gerek var ki, sen yanımdayken salaş bir balıkçı bile şehrin en güzel restorantı benim gözümde" dedi Minho onun güzel kahverengi saçlarını kulağının arkasına sıkıştırarak.
Jisung aldığı güzel iltifat karşısında büyülendi. Aslında Minho hep böyleydi ama Jisung her seferinde ondan daha da çok etkileniyordu.
Minho'nun kendisi için açtığı kapıdan arabaya bindi. Minho da şoför koltuğuna geçince Jisung bir saniye beklemeden onu ensesinden kavrayıp dudaklarına yapıştı.
Minho da sanki bunu bekliyormuş gibi hemen uyum sağladı onun bu ani öpücüğüne.
Muhteşemdi, yeryüzündeki en güzel his Jisung'u öpmekti tüm insanlık adına üzüldü çünkü bu hissi yalnızca Minho biliyordu.
Minho'nun telefonuna ardı ardına gelen bildirimler yüzünden Jisung kendini geri çekti.
Minho da hem mesajı atan kişiye, hem de telefonunu sessize almayıp böyle güzel bir anı mahvettiği için kendine bildiği tüm küfürleri etti içinden.
Ardından derin bir nefes verip telefonu açıp mesajları kontrol etti.
"Önemli bir şey mi" diye sordu Jisung kızarmış dudakları ve dağılmış saçlarıyla, kaşlarını çatıp telefonuna bakan Minho'ya.
"Jeongin ve abim galeriye gelmemi söylüyor" dedi omuz silkip. Jisung da anladığını belirtmek için usulca kafasını salladı.
"Sen de gelmek ister misin yoksa seni eve mi bırakayım" diye sordu Minho arabayı çalıştırıp.
"Senin işin uzun sürer mi" diye sordu Jisung da.
"Yani akşama kadar kesin bitirmiş olurum çünkü çok güzel bir beyefendiyle romantik akşam yemeği planım var" dedi Minho oyuncu bir tavırla gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions, minsung
Fanfic...ardından serçe parmağını uzattı. "tamam öyleyse bana söz ver, büyüyünce evleneceğiz eğer sözünü bozan olursa ceza olarak bir kutu çikolata alacak" dedi.