Sabah uyandıklarında birlikte güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamışlardı. Hanni de uyanınca hep birlikte masaya oturup keyifle kahvaltı yapmışlardı.
Bugün Minho'nun galeride işleri olmadığı için bütün günü birlikte geçireceklerdi. Kahvaltıdan sonra etrafı toplayıp ailecek oturma odasına geçtiler Jisung koltuğa bacaklarını uzatmış Minho da nazikçe bacaklarına masaj yapıyordu ağrıları olduğu için. Bunu gören Sonnie de hemen Jisung'un uyluklarına çıkıp Jisung'un hamileliğinin başından beri yaptığı gibi kasıklarını ovuyordu minik patileriyle.
"Anne" diyip Hanni de yanlarına geldi, artık yürümeye başlamıştı koltuğun kenarına tutunup Jisung'un yüz hizasına gelmiş koca gözleriyle ona bakıyordu.
"Bebeğim" dedi Jisung da küçük burnunun ucunu öpmeden önce.
"Ben de ben de" dedi babasıyla kedisini kast ederek.
"Sen de mi masaj yapmak istiyorsun" diye sordu Minho ona kocaman gülerek.
"Evet Miyo, ben de" dedi Hanni kafasını sallayıp onun yanına giderek.
"Gel bakalım" diyip Hanni'yi kucağına aldı. Hanni de onları gözlemlediği kadarıyla Jisung'un bacağını hafifçe sıkıp bırakmaya başladı pofuduk elleriyle.
"Hepiniz bana aşıksınız" dedi Jisung keyifli bir şekilde gülüp iyice mayışarak.
"Başka seçeneğimiz mi var" dedi Minho da gülüp ayağının altını gıdıklarken.
"Yaa" dedi Jisung da kahkaha atıp ayağını kaçırmaya çalışarak ama zaten Minho da uzun süre gıdıklamadı korktuğu için.
"Miyo kardeş" diye sordu Hanni de bakışlarını Minho'ya çıkararak.
Bu artık rutin olmuştu Minho ve Hanni arasında. Hanni her gün Minho'ya kardeşinin ne zaman doğacağını soruyordu. Minho da gülüp kocaman öptü yanağını, Hanni'yi aşırı çok seviyordu ve tatlılığına karşı koyamıyordu.
"Kardeşinin gelmesine bu kadar kaldı" diyip parmaklarıyla iki yaptı. Doktor iki hafta sonrasına sezeryan günü vermişti ve ikisi de çok heyecanlı ama aynı zamanda gergindi.
"Bezelye seviyorum" dedi Hanni de karşılık olarak. Evdeki herkes ona bezelye olarak sesleniyordu bazen Minho fındık kurdu da diyordu tabi.
"Bezelye de seni seviyor" dedi Jisung kızına bir öpücük atarak.
"Bugün yemeği dışarda mı yesek" diye sordu Minho. Zaten Jisung'un yürüyüş yapması için dışarı çıkacaklardı hem evde yemek yapmakla da uğraşası yoktu hiç.
"Olur, hamburger yiyelim mi" diye sordu Jisung gözleri parlarken.
Uzun zamandır fast food yemiyordu sağlıklı besleniyordu bu yüzden çok canı çekmişti.
"Olur yiyelim" dedi Minho da onun sevincini görünce gözlerinin içi güldü.
Birlikte dışarı çıkıp güzel bir gün geçirdiler, yoruldukları için film izlerken uyuyakaldı Jisung. Minho da onu kucağına alıp yataklarına taşıdı yüzünü öpücüklere boğup kollarını ona sararak o da uykuya teslim oldu.
Fakat gece yarısını çoktan geçmişken Jisung da uyanmıştı, yaklaşık on dakikadır yatağın içinde karnının ağrısı yüzünden kıvranıyordu, Minho'yu uyandırmak istemiyordu çünkü daha doğuma vardı.
Sadece bir kramp diye kendine telkinler vererek ağrının geçmesini bekliyordu ama tam aksine daha şiddetli bir şekilde vurmaya başlamıştı.
"Ahh" dedi kısık bir sesle, acının şiddetinin artmasından dolayı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions, minsung
Fanfiction...ardından serçe parmağını uzattı. "tamam öyleyse bana söz ver, büyüyünce evleneceğiz eğer sözünü bozan olursa ceza olarak bir kutu çikolata alacak" dedi.