Sabah kalkıp hızlıca kahvaltısını yapıp hemen Jisungların evine geçmişti. Jisung da okul ceketini giyerken koşa koşa Minho'nun yanına gelip yanağına kocaman sulu bir öpücük bıraktı.
Minho da gülerek onun yanağında öptüğü yeri tutmakla meşguldü.
"Günaydın Ji."
"Günaydın çantamı alıp geliyorum hemen" dedi aceleyle.
"Ben hazırım hadi çıkalım" diye devam etmişti neşeli bir sesle.
Gülerek ve sohbet ederek sonunda okula ulaştıklarında bahçedeki arkadaşlarının yanlarına gittiler.
"Neredeydiniz siz" diye hesap sordu Felix.
"Okulu ektik" dedi Jisung çok havalı olduğunu düşündüğü için saçlarını savuşturmuştu.
"Niye peki" diye sordu Seungmin. Şimdi sorgu sırası ondaydı.
"Canımız istemedi gelmeyi" dedi Jisung havaya bakarak.
Hyunjin "Aman benim minik ballı turtama bak sen, hava da atarmış" dedi tatlığına karşı koyamayıp bir bebek gibi yanaklarını mıncırmaya çalışırken.
Jisung da ondan kaçıp Minho'nun arkasına saklandı. Minho da gülerek onun belinden yakalayıp yanına çekti.
"Öldürecekti beni" diye sızlandı.
"Gün geçtikçe daha da çok bana benziyorsun" diye güldü Hyunjin, gururla eserine bakarak.
"Hadi sabah kavganız da bittiyse sınıfa artık küçükler" diye böldü Changbin.
"Siz" diye sorar bakışlarla ona baktı Felix.
"Okula sabahtan eşofmanla geldiğimize göre" diye sordu.
Felix biraz saf bir çocuktu hala anlamaz gözlerle bakıyordu Changbin'e.
"Bizim ilk dersimiz beden eğitimi" diye açıkladı Minho onun anlamadığını fark edince.
Bunun üzerine dörtlü Minho ve Changbin'e veda ederek konuşa konuşa okul binasına ilerlemeye başladılar.
"YONGBOK BENİ İZLE, ATTIĞIM BÜTÜN GOLLERİ SANA HEDİYE EDİYORUM" diye bağırdı Changbin.
Dörtlü irkilip sesin geldiği yere baktı bunun üzerine Felix utanarak kıkırdadı.
"İZLEYECEĞİM, FIGHTING" diye bağırdı o da eliyle bir kalp yolladı ona.
Changbin de yolladığı kalbi havada yakalar gibi yapıp kendi kalbinin üzerine tuttu.
"Bu neydi şimdi" diye sordu Seungmin şaşırarak, daha deminki hallerine hala gülüp kızaran Felix'e.
"Minsung yetmiyormuş gibi artık bir çiftimiz daha var anlaşılan" dedi Hyunjin bıkkınlıkla derin bir nefes verdi.
"Minsung yetmiyormuş gibi ne demekmiş" diyip yumruklarını sıkıp Hyunjin'in üstüne yürüdü Jisung.
Küçücük Jisung selvi boylu Hyunjin'i iki büklüm etmiş, küçük yumruklarıyla canını acıtmamaya çalışarak vuruyordu.
Hyunjin ise "Ah alın şu yer cücesini başımdan" diye avazı çıktığı kadar yardım çığlıkları atıyordu koridorda.
Seungmin bir Felix'e bir de Jisung ve Hyunjin ikilisine baktı ama Felix olanların farkında bile değildi hala hülyalı hülyalı gülümsemekle meşguldü.
Bu yüzden Jisung ve Hyunjin'in arasına girip onları ayırdı.
"Jisung sen yapma bari" diye sitem etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions, minsung
Фанфик...ardından serçe parmağını uzattı. "tamam öyleyse bana söz ver, büyüyünce evleneceğiz eğer sözünü bozan olursa ceza olarak bir kutu çikolata alacak" dedi.