4.Sözünden verdiğin kişi için dönmek

160 46 11
                                    

İnsan bir insandan sevgi beklerse etrafındaki sevgiyi unutur, bu aynı haftalarca siyah rengine bürünüp gök kuşağını unutmaya benzer ben aylarca hatta yıllarca sadece kendime baktım etrafımı göremedim. Yavaş yavaş unuttum; empatiyi,sevgiyi,aileyi,aşkı...
Ama kendime baksamda hiç bir zaman bencil olamadım belkide olsaydım şu an burada olmazdım. Fakat şimdi bencil olmam gerekiyordu, ne yapacaktım ölecekmiydim yoksa öldürecekmiydim...
6 çift göz hala bana bakıyor ve merakla cevabımı bekliyordu. Beni neden bu kadar aralarına almak istediler diye de düşünmedim değil sonuçta her işledikleri cinayeti gören insanı grubuna almazsın değilmi? "Neden ben?" "Ne!?"
"Neden beni grubunuza almak istiyorsunuz? Her cinayetinizi göreni katil mi yaparsınız?" Bir anda gaza gelip sormuştum. "Hayır mavişçim herkesi grubumuza almayız fakat..." "fakat ne?" Kulağıma yaklaştı ve "Patron öyle istiyor sanırım gözlerinden etkilenen tek kişi annen değil" neydi bu şimdi bu Armağan denen çocuk ne demek istiyordu?! "Armağan kes şunu...Bak tatlım seni bu gruba istememiz veya istememiz çok ta önemli değil şimdi lütfen hızlıca cevabını söylermisin" bu Ecem denen kız sanırım en naifleriydi diğer Yağmur da bana gülümseyerek kafa salladı. Bir sandalyede bağlı şekilde salak salak onlara bakarken karar zamanı gelmişti ölmek istemiyordum ama kendim için değil arkamda bırakacağım Yağız,annem... onları üzmek istemiyorum bu yüzden sanırım gururumu ayaklarımın atına alma vakti geldi. "Evet" "Öldürmeyi seçiyorum. Katılıyorum bu katil oyununuza" "Güzel" ne? Güzel mi bu kahve gözlü çocuk ne yapmak istiyordu. "Seni çözelim o zaman!" Uzun boylu ve kaslı bir çocuk gelip beni çözmeye başladı sessizce "ben Serhat tanıştığıma memnun oldum" onu tanıyordum . O okul müdürünün oğlu Serhat Güneş , Serhat denen çocuk beni çözüyordu . Çözüldüğümde ayağa kalktım ve kahve gözlü çocuk konuşmaya başladı "Şimdi artık bu oyuna dahilsen ilk bizim seni ve seninde bizi tanıman lazım. Şu an gidebilirsin fakat saat 14:00 da burada ol anlaşıldımı?" Bak bak bak sanırım patron buydu emir verip duruyor çatılı gözleriyle bana bakıyordu .

"Tamam burada olacağım" başını sallayıp ilerledi bende peşlerinden kapıdan çıktım ve hemen sınıfa gitmem gerektiğini biliyordum fakat arkamda bir el hissettim. Döndüğümde bir çocuk ile karşı karşıya geldik "Ben Özgür az önce biraz tatsız tanıştık fakat senden ufak şeyler isteyeceğim" "tamam..."
"ilk başta artık sınıfın o sınıf değil bizim sınıfa gelmek zorundasın Ulaş öyle istedi" Ulaş... adı Ulaştı patronlarının, kahve gözlü , asker yürüyüşlü o çocuğun adı Ulaştı. "Tamam" "ayrıca numaranıda söylemen gerek" numaramı söyledim , bunları onun istemediğini adım gibi biliyordum bunları o Ulaş denen patronları istiyordu "neyse görüşürüz seni çok tuttum saat 14.00 unutmaa" onaylayıcı bir bakış attım ve sınıfa doğru ilerledim,içeri girdiğimde  Yağız tek başına sırada uyuya kalmıştı gidip saçlarıyla oynadım. İlk defa ayrılacaktım ondan farklı bir sınıfa gidecektim farklı arkadaşlar edinecektim... Ama bu ölmemden iyidir. Bunu ona nasıl açıklayacağımı da bilmiyordum ona söz vermiştim oda bana ve bu sözden yine onun için çıkıyordum.

(14 sene önce Yağız ve Mavi 4 yaşındayken)
"Yağız ne oldu neden ağlıyorsun!" "Yok bişey Mavi ayrıca ağlamam ben ağlamıyorum" beni kandıramamıştı "anlatmazsan sana çok darılırım yoksa benden mi utanıyorsun" "hayır tabiki utanmıyorum... of tamam anlatıcam" sonunda anlatası gelmişti "anneannem gitti" "nereye?" "Cennete" o ölmüştü onun için ağlıyordu "ne güzel işte şimdi sana çiçek topluyordur,üzülme cennet iyi bir yer hem.. hem o seni izliyor." "Nerede" "bak orada" bulutları göstermiştim "o güzel yumuşacık bulutların içinde" Yağız göz yaşlarını silip bana sarıldı "sende beni o gibi bırakma  olurmu" "hiç bir zaman bırakmayacağım bu yerler yarılana o bulutlar parçalana kadar sana söz veriyorum" "bende"

Ölü Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin