(21 gün sonra)
O gün gelmişti, bu gün Ecem ile Özgür'ün düğünü vardı.
Herkes sabahtan beri çoğu işe koşmaya çalışıyordu.
Elbisemi giymiş ve kendime bakıyordum.
Saten, mavi bir elbise vardı üzerimde.
Uzundu ve boyumu daha da yükseltiyordu.
İnce ve çelimsiz bacaklarımı saran da bir topuklu giymiştim. Evet bu ne kadar Ecem'in zoru ile olsa da...
Aynı zamanda boynuma da, Ulaş'ın doğum günümde aldığı mavi taşlı kolyeyi takmıştım.
Saçlarımı da dalgalandırmış ve salık bırakmıştım.
Kapı çaldığında; "Gir." Diye seslendim.
Kapıya baktığımda Ulaş gelmişti.
Yavaşça yanıma yaklaştı ve arkamdan kollarını belime sardı, ardından aynada ki bize bakmaya başladı.
"Çok güzelsin...her zaman ki gibi." Gülümsedim.
Elimi sağ yanağına koyup, sol yanağına ufak bir öpücük kondurdum.
"Seni seviyorum." Dedim gözlerim kapalı bir şekilde.
"Bende...çok."
Gözlerimi açıp tekrar aynaya baktım.
"Papyonunu düzgün takamamışsın." Dedim gülerek.
Ardından belimde ki ellerinden kurtulup, ona döndüm ve papyonunu çıkartıp yeniden takmaya başladım.
"Saçlarına jöle mi sürdün sen?" Kahkahama karşı güldü.
"Niye süremez miyim?"
"Bilmem, seni ilk defa jöle sürmüş gördüm de.""İlk defa görmedin, seni ilk gördüğümde de jöle vardı." Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.
"Zekana hayranım." Dedim gülerek.
"Ben senin her şeyine hayranım." Dedi ve burnumu öptü."Evet, bitti." Diyerek papyonu bıraktım.
Ulaş aynaya bakıp, gülümsedi.
"Teşekkür ederim sevgilim fakat herkes aşağıda bizi bekliyor, gitmek için.""Tamam." Diyerek çantama telefonumu ve gerekli eşyaları koyduktan sonra, Ulaş'ın bana uzattığı koluna gülerek girdim.
Odamdan çıkıp aşağı indiğimizde, Ecem ve Özgür dışında herkes aşağıdaydı.
"Ooo." Armağan'a gülerek baktım.
Yanımıza geldi, "Mavi hanım, Mavi hanım." Ulaştan beni alıp elime bir öpücük kondurdu."Çok güzelsiniz hanım efendi, kimdiniz acaba." Güldüm.
Tam konuşacakken Ulaş araya girdi, "Sevgilin var amınakoyayım hala benim sevgilimi rahat bırakmıyorsun." Dedi gülerek.
Armağan elimi bıraktı, "Doğru." Dedi ve güldü.
Ardından diğerlerinin yanına yaklaştık.
"Mavi!" Dedi ve bana sarıldı Yağmur.
"Çok güzel olmuşsun, elbisen tam oturmuş yalnız." Birbirimizden uzaklaştık.Yağmur, Ulaş'a döndü. "En güzel kızı kaptın, yine iyisin." Dedi gülerek.
"Özgür ve Ecem nerede?" Diye sordu Ulaş.
"Onlar önden nikah dairesine geçtiler, isterseniz gidelim artık." Olumlu anlamda başımı salladım.
Sonra ise ileride duran ve telefonu ile uğraşan Ayaz'ı fark ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Gibi
Genç Kız Edebiyatı-Ölü Gibi hissediyorum Serhat. +Ölüler hissedemez. -Ölü değil, ölü gibi arasındaki farkı anlaman gerek. +Biz hep ölü gibiydik o zaman. -Aynen öyle. ------------------------------ Bir genç kızın, 6 kişilik bir katil grubunu yakalaması ve ardında...