55. Dalga

61 24 0
                                    

"Gelebilir miyim?" Kapıdan gelen sesi duymamazlıktan geldim.

Adım sesleri bana doğru yaklaşıyordu.
Gözlerimi kapatmış rüzgara kendimi bırakmıştım.
Yüzüme her bir yel çarptığında huzur buluyordum.

Oturduğum salıncağa oturdu o kişi.
Yüksek ihtimal Ulaş'tı.

Burnuma buram buram Manolya kokusu geldiğinde de buna emin oldum.

"Uyuyor musun?"
Çevik bir şekilde gözlerim kapalı konuştum, "Hayır."

"Ben gideyim..."
"Gitme."

Yutkundum.
Rüzgarın esintisi durmuştu.

"Odanı boşaltmamalarını sağladım...tekrar oraya döneceksin."
"Armağan söyledi."

"Neden bana bakmıyorsun?"
"Utanıyorum."
Durdu, gülümsediğini hissettim.
"Benden mi?"
"Evet."
"Gözlerine aşık olan adama mı bakmaktan utanıyorsun?"
Gözlerimi açtım. Ve ona baktım.

"Beni hala seviyor musun Ulaş? Hala bana aşık mısın?"
Kaşlarını çattı,
"Hiç bir şey değişmedi ki duygularım değişsin."
"Ben iğrenç bir insan oldum Ulaş."
"Sen iğrenç bir insan olmak için hiç bir şey yapmadın Mavi."
"Ama bana yaptılar. İğrenç bir insan olmam için ellerinden gelen her şeyi yaptılar."
"Asıl sen iğrenç bir insan olmamak için bunların hepsine katlandın...bak, yanımdasın. Daha ne isteyebilirim ki?"
"Beni affetme demiştim sana."
"Sana hiç küsmedim ki."
Kısa bir süre gözlerime baktı.
"Mavi...ben sana nasıl küsebilirim...nasıl kıyabilirim...nasıl iğrenç diyebilirim...sen benim her şeyimsin..."

"Çok canım yanıyor...her geçen gün daha çok yanıyor...acıyor...sızlıyor...ağrıyor..."
"Gel yaralarını ben sarayım."

"Ayaz mayaz umrumda değil...sen varsın, gerisi önemli değil...istersen bu işleri bile bırakabiliriz...senin için yaparız bunu Mavi, sen gittin ben mahvoldum şimdi sen geldin ve ben tekrar doğdum."

"Ama ben yok oldum..."
"Güzelim..."
"Ben güzelin değilim Ulaş."
"Sen benim her zaman güzelimsin"
"Değilim...güzel de değilim artık...belki de hiç bir zaman olmadım."
"Neden bana bakmaktansa şu boş manzaraya bakmayı tercih ediyorsun?"
Gözlerimi ona çevirdim.
"Bakıyormuş gibi de hissetmiyorum ki..." Yutkundum.
"Sanki görmüyormuş gibi...görüyormuş da unutmuş gibi...hatırlaması imkansız gibi..."
"Hiç bir şey imkansız değildir."
"Ulaş...şu 3 yılda öğrendiğim en büyük şeylerden biri, umutların bir saçmalıktan ibaret olmasıydı... inandığım hiç bir şeye inanmıyorum artık...umut yok...umut o adamın odama girdiği gün sona erdi benim için."

"Özür dilerim...seni bulamadım...yapamadım...başka birisine bıraktım...özür dilerim."
"Özür dilenmesini de dilemeyi de sevmezsin sen. Zorlama kendini."

Durdu.
"Bunu bana neden yapıyorsun Mavi."
"Neyi?"
"Sana yardımcı olmaya çalışıyorum."
"Yardımcı olmaya çalışman gereken bir insan kalmadı ki ortada."
İlk baş sol sonra ise sağ elimi kavradı.
"Mavi...güzelim...güzel gözlüm...sevgilim...tüm yaralarını sarmaya yemin ediyorum...tam şu anda...bana o yazdığın mektubu her gün cebimde taşıdığım, her gece senin odanda senin kokunla yattığım ve belki de o 3 yıl 4 ay 8 gün için...senin o yaralarına bile aşığım ben...o kabuk tutan yaralarının kabuklarını bile saklarım elimde olsa...ve ben senin boyuna posuna güzelliğine değil...sana,senliğine aşık oldum . Duyguların tek taraflı değildi hiç bir zaman...seni korumak,kollamak isterken kollarımın arasından alınman o kadar koydu ki...biz büyüdük ve ben bu zaman çerçevesinde seninle geçiremediğim için kendimi sorumlu tutup kaç gece ağladım biliyor musun? Seni çok seviyorum...sana senliğine o kadar aşığım ki...ve bunu kaybetmeni de istemiyorum...bunları kaybetmemeni sağlayacağım ben. Bak, buradayım...her zaman her an buradayım Mavi...yine yanımdasın...o adam odana girmeyecek artık... korkularını kendinden korkutmanın vakti gelmedi mi sence?"
O konuşurken benim gözlerim dolmuştu.
"Ayaz bu gün..."
"Şu an Ayaz hakkında konuşmak istemiyorum" Yutkundum.
"Seni tanımadığımı söyledi...o an ne demek istedi Ulaş?"
"O beni korkutucu buluyor,acımasız sanıyor."
"Serhat'ın ayağına sıktığı için onu evden kovmuşsun."
"Çok ileri gitmişti."
"Sence bu evde adalet var mı Ulaş?"
Kaşlarını çattı.
"Ha?"
"Adalet var mı yok mu?"
"Bizim çapımızda olduğunu düşünüyorum."
"Peki Yağmurun bir kurşunla abimi göğsünden vurup yıllarca korunması ve Ayazın Serhat'ın ayağına sıkıp evden atılması eşit mi?"
"Mavi...girmeyelim oralara."
"Neden Ulaş? Öğrenmek istiyorum...senden korkmalı mıyım?"
"Hayır tabiki. Ona mı inanıyorsun!"
"Madem bu gece her şey ortaya dökülüyor...dinliyorum."
İç çekti,
"Evet...Ayaz ikizim...aramızda büyük kavgalar oldu ve birbirimizden hoşlanmıyoruz."
"O büyük kavgaları bilmek istiyorum"
"Güzelim...yapma."
"Neyden korkuyorsun Ulaş?"
"Hiç bir şeyden!"
Sesi yükseliyordu, kendini koruma evresine geçiyordu.
Bir şeyler vardı.
"Benden nefret etmeni istemiyorum..." başını öne eğdi.
Çenesini elimle kavrayıp kaldırdım,
"Ben senden nefret etmem Ulaş."
"Ya Ayaz'ın dediği gibiyse...seni bulamadım bile Mavi..."
"Buradayım Ulaş...yanındayım..."
"Ama ben o 3 sene senin yanında olamadım Mavi...biz sana dokunmaya kıyamazken onlar sana zorla dokunmuş...sen...sen neler yaşamışsın ve ben sen acı çekerken sıcacık evde rahat rahat oturma imkanına sahiptim."
Yutkundum...gözümün önüne orada geçirdiğim 3 yılın her gecesi geldi.
"Keşke senin yerine o evde ben olsa-" derken gözlerimi sıkıp elimle onu durdurdum.
"Sakın Ulaş...sakın, duymak istemiyorum şöyle deme..."
Gözlerimi açtım.
Derin bir nefes aldım.
"Şimdi...anlat."
Gözlerini benden kaçırdı, "Ayaz ile ilk tartışmamız değildi. Küçükken de anlaşamazdık, ve çocukça da olsa terstik. Annem öldüğünde ben kaçtım, Ayaz'ı terk ettim...ona her baktığımda annemi görüyordum ve bu benim o kadar zoruma gidiyordu ki. Bende kaçtım. Onu bir daha görmemek üzere kaçtım.
Ama o beni bırakmadı.
Ben onu sevmediğimi,istemediğimi söylesem de beni bırakmadı. En son kavgamızda Serhat'ın ayağına sıkınca onu kovdum. Baya kızdım ve sinirlendim. Ve...ve onun sevdiği kadını...Mavi ben-"
"Onun sevdiği kadına ne yaptın Ulaş?"
"Onun sevdiği kadını öldürdüm ben Mavi..."
O an donup kaldım.
Ayaz...Ayaz...o...ona çok yazıktı...

Ölü Gibi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin