(Ecem ve Özgür'ün düğününden 1 hafta sonra)
Yine oldukça uzun bir gece de hep beraber terasta oturuyorduk.
Gecenin çoğu zamanı Ecem'in karnı ile dalga geçen Armağan ile geçmişti.
Özge yeni bir konu açmıştı yine ve yine otelinden bahsediyordu.
"Mavi, annen ve baban ayrıysa senin soy adın babanınki olarak kalmamış mıydı? Yoksa değiştirdin mi?"
Annem ve babamı daha ben küçükken ayrılmış ve beni annem ile yaşamış biliyordu.
Yutkundum.
Yalan söyleyemiyordum.Öylece kaldığımda Ulaş konuşmaya başladı. "Annesi vefat ettikten sonra değiştirdi, soy ismini Mavi." Olumlu anlamda başımı salladım.
Ne kadar çok şey merak ediyordu.
"Peki, babanın soy ismi neydi? Sanki seni daha önce görmüş gibiyim de, ilk tanıştığımızda da böyleydi fakat söylemeye bir türlü fırsat bulamadım."
"Babam ile hiç yan yana gelmedik. Babamı tanımıyorum yani. Beni o soy isimle hatırlaman zor." Keyfim kaçmıştı.
"Baban ile annen sen kaç yaşındayken ayrıldı ki?" Gözlerim dolmuştu.
"Bilmiyorum." Dedim zorlukla ve üzerine bastırarak.
Sanırım şu zamanlarda bir babaya gerçekten ihtiyacım vardı.
"Biz de babamla dünya turuna çıkmıştık bir kere, Viyana, Paris, Belçika, Hollanda derken bir çok ülkeyi gezmiştik. Hepsi birbirine benziyordu fakat hiç biri Türkiye'yi anımsatmıyordu bana." Yapmacık bir şekilde gülümsedim. Ama hala gözlerim doluydu.
"Hiç mi anınız yok?" İç çektim, "Cık." Dediğimde güldü.
Bu kızın amacı neydi?"O zaman sende bize babasız anılarını anlat, bunu aramızda en iyi sen bilirsin sanırım." Güldüğünde kimse gülmedi.
Armağan tepki gösterdi o sırada, "Özge?" Tavrı şaşkın ve kızgındı.
Boş bir şekilde bir yere bakarken sinirden dolan gözlerimi tutuyordum.
Ulaş koluma dokundu.
"Hoş değildi." Dedi Özgür.
"Ne hoş değildi canım, espri yaptım. En iyi o bilir sonuçta. Espri bu." Ayağa kalktım ve Özgeye baktım.
"Terbiyesizliğin lüzumu yok." Dedim ona iğrenerek bakarken. "Terbiyesiz mi?" Beni terslediğinde gözümden bir damla yaş geldi.
"Bilmem, en iyi sen bilirsin sonuçta." Diyerek hızla terastan çıktım.Merdivenleri de geçtiğimde odama girdim ve kapıyı sertçe kapatacakken Ulaş elini kapıya koydu.
Ağlayarak bir camın yanına bir de masamın o tarafa gidiyordum. Gerginlikten ne yapacağımı bilmeyerek.
Ulaş kolumdan çekerek beni kendine kitledi.
Kollarını bana sararken benim ellerim onun göğüs hizasında kalmıştı.
Ağlamam şiddetlenip seslendiğinde "Şşş." Diyerek saçlarımı okşamaya başladı.
"Düşünme onu, takma sen. Saçmaladı. Bilerek yaptı."Başımı tutup ona bakmamı sağladı.
Ve göz yaşlarımı sildi.Nefesimin düzeni bozulmaya başladığında beni yatağıma oturrtturdu.
"Derin bir nefes al." Dediğinde krize girmemek için nefes aldım. "Ver..." Dediğinde de yavaşça dışarı verdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/332075484-288-k845091.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Gibi
ChickLit-Ölü Gibi hissediyorum Serhat. +Ölüler hissedemez. -Ölü değil, ölü gibi arasındaki farkı anlaman gerek. +Biz hep ölü gibiydik o zaman. -Aynen öyle. ------------------------------ Bir genç kızın, 6 kişilik bir katil grubunu yakalaması ve ardında...